öğrenci insanının pratik bir bünye oluşundan mıdır bilinmez, geçmişte ikamet edilen, an itibariyle dahi bazen ziyaretçisi olunun hiç bir öğrenci evinde, bazı kategorik istisnalar hariç;
klasik cam çay bardağına denk gelememenin esasen çok da yurt meselesi olmayan yönüne işaret etmek maksadı doğuran durumdur.
bu ikametgahlarda çay,
ya tutulan takım renkleriyle bezeli kupalar ile, ki misafir olarak gittiğiniz evde sevilen bir zatsanız size sempatizanı olduğunuz renklerle estetize edilmiş bir kupa layık görülecektir,
ya da manita hediyesi tabir edilen, kırmızı kalpli veya ayılı , bazısısı entel işi ecnebi yazılı porselen edevat ile içilmektedir, yine misafire ex pozisyona düşmüş sevgilinin hatırasıyla ikramda bulunmuş fırlama bünyelere de denk gelinmiştir ki, ahlaklara zarar.
biraz da üşengeçliğin getirisidir. zira çay bardağının çay kapasitesi kupa bardaklardan azdır, bu da demek oluyor ki, daha fazla çay içmek için daha fazla hareket. bu nedenle üşengeç öğrencilerin imdadına kupa bardaklar yetişir, ki gelen misafire de zırt pırt "... çayın bitmiş hacı, çay tökem mi ?... " diye sormaktansa, bir kovadan hallice büyüklükte olan kupa eline tutuşturulur ve uzun bir süre çay doldurma derdi olmaz.