Bir dalyarağın; şu yaz gününde 27 derece ve sıcağa ayarladığını gördü gözler.
Üşüyormuş ve hastaymış; ik ya şikayet etmiş.
Tişörtle oturduğunu, hastaysa ofise gelip bizi de riske atmanası gerektiğini söyleyip ben şikayet ettim bu sefer.
Şaka maka beyaz yakanın ne güzel dertleri varmış lan. Yeminlen imrendim şurada. Hani akşam işten eve geldiğimde keşke bende böyle problemlerimi anlatsam.
Yanımda el fanı taşımama ve bu konuda iş arkadaşlarıma örnek olmamla sonuç veren savaştır.
Müdür zaten bizi 2846261912. Sınıf insan yerine koyduğu için klimayı açmamamızı istemiyor, açtığımda ise iş arkadaşım üşüyor çünkü önemli olan hanımefendinin konforu; gıcık kadın.
insanlar klima kullanmayı bilmiyor. Kışın 23 derecede 30 derece ısıtma modu açıyor, yazın 23 derecede 18 derece soğutma modunu açıyor. Kışın uzun kollu ile 30 dereceye katlanıyoruz, yazın t-shirt ile dondurucu soğuklara katlanıyoruz.
Arkadaşımla sıcak ve soğuk eşiğimiz hiç uymaz. Yaz kış aynıdır. Ben üşürüm bu cam açar. Bana sıcak basar, o aldırmaz, ben klimayı açarım o kapatır, ben kapatırım, o açar.
oda çok soğuduğu zaman hastalıkla sonuçlanır. arap yağı bol bulunca g.tüne sürermiş. klima bir nimettir. 16 dereceğe getirip köklemek bu nimetin değerini bilmemektir. 22 derece hem klimayı yormaz hem faturayı şişirmez hem de kimseyi rahatsız etmez. didişmeyin. biri gelir klimayı kullanamıyorsunuz diye ya laf eder ya da klimayı götürür.
