Okb beyni yiyen bir kurt. isterseniz en zengin, en zeki, en başarılı olun obsesifseniz en mutlu asla olamıyorsunuz. En kaliteli evlerde oturun, en kaliteli arabalara binin, en güzel yerlerde tatil yapın isterseniz, buna sahipseniz hayat standartlarınız eksi seviyededir. Çünkü kafanız takıntılarla o kadar meşguldur ki tüm o güzel şeylerin tadını çıkaracak vaktiniz yoktur. Kimse sizi anlamaz. En çok duyduğunuz şey "boşver"dir. Zaten hastalık olan kısmı da budur ya. Her insanda takıntı vardır, bu doğal bir psikolojik tepkidir zaten. Ama normal insanlar bu takıntılarını çok kısa süreli yaşarlar ve hiç yaşamamış gibi unuturlar. Ama obsesifseniz bir defa karşılaştığınız bir takıntı artık parçanız olur. Kurtulamazsınız ama kontrol edebilirsiniz. Emdr terapisi etkili olabilir, deneyiniz.
Gırtlağıma kadar bulandığım iğrenç ötesi hastalık. Krizlerinden bıktım usandım artık. Öyle ağır kriz donemlerim oluyor ki 7/24 düşünüyorum. Sırf düşünmekten bütün bedenim o kadar yorgun ki anlatamam... Bu halde uyumaktan da nefret ediyorum. Güzel bir rüya görüp sabah yine aynı takıntılara uyanarak gerçek dünyanın tekrardan farkına varmaktan nefret ediyorum nefret..
Günden güne daha çok içine çekildiğimi hissettiğim bir tür psikolojik rahatsızlık. Birilerine anlatmaya ihtiyacım vardı. Ve işte burdayım..
Temizlige takıntılı olma seklinde gösterdi bende kendini. Tam olarak ne zaman ve nasıl başladığını bilemiyorum. Ama git gide dozunu arttirarak ilerlemesine engel olamiyorum. Her geçen gün bir şeyler için daha önlem alma ihtiyacım daha da artiyor. Ve hal boyle olunca hayat git gide zorlasiyor. Ilk başlarda önceden nasıl göremiyormusum diyordum, her insan dikkat etmeli böyle şeylere vs vs. Şimdi oyle bir noktadayim ki keşke boyle seyleri umursamadigim gunlere dönsem diyorum. imkansız degil biliyorum ama o kadar zor ki bir kere görmeye basladiktan sonra aslinda görmüyormus gibi yapmak.. önceden derdim ki bence ben hasta degilim. Keske butun insanlar böyle olsa. Simdi ise tek istedigim böyle olmayan insanlar gibi olmak. Yasamayanin kesinlikle anlamayacagi bir durum. Annenize bile sirf temiz olmadigini düşündüğünüz icin sarilamamak. Biri size dokundu diye oturup saatlerce ağlamak. Oturduğun yere daha once kimlerin oturdugunu düşünmek. Omzuna carpan sineğin nerelere konduğunu hesap etmek. Saçını savuran rüzgarın tozlarla dolu olduğunu düşünmek. Sevdiginin elini bile huzurla tutamamak.. Bunlari elinde olmadan yapmak ve bir türlü engel olamamak.. aklımi oynatmak uzereyim. Ya da zaten coktan oynatmisim.
Nasil bitecegini merak ediyorum. Ya da bitecek mi? Bilmiyorum.. çaresizim.
insanın sosyal hayatını hatta ev hayatını karşılıklı dayanılmaz kılabilen bir hastalık. Karşıdaki insanı takıntılarıyla deli edip sonunda kendilerinden uzaklaştırırlar. Özellikle evlilik veyahut ev arkadaşlığında çekilmez olabilen bir şeydir. Her şeyin simetrik olmasını isteyen bir kesim vardır. Kendi evinde herhangi bir eşyanın yerini değiştirmen bile kavga sebebidir. Diğer versiyon ise sürekli kaygı duyan kesimdir. Her şeye kaygılanıp etrafındaki kişilerin de sinirlerini bozarlar. Sosyal hayatta yer edinmeleri oldukça zordur. Allah acil şifalar versin.
Sahip olanlar asla askere gitmesin, bu hastalığa ve anksiyete bozukluğuna sahip biri olarak söylüyorum hiç çekilmiyor. OKB'den çürük almak isteyenlere söylüyorum alınıyor arkadaşlar, hatta anksiyeteden bile alınıyor.
Yaklaş, psikolojik danışman açıklıyor: konudan sapacağım ama olsun. Şimdi OKKB’yi açıklamam oldukça uzun sürebilir zira.
Psikoterapistlik eğitimim süresince çok ilginç vak’alar ile karşılaştım. Misal, aslında OKKB’si olan kadına şizofreni tedavisi uygulandığını bile gördüm. Hatta EKT bile uygulamışlar danışana (meşhur filmlerde gördüğünüz elektrik şoku tedavisi). işin özü,olay yanlış teşhisten kaynaklanmış. Yazık.
Psikolojinizi gerçek ruh sağlığı profesyonellerine emanet edin. Etraf sahte veya paralı diplomalılar ile dolu.
Hiçbir zaman iyileşmeyeceğimi düşündüren. Üzülerek söylüyorum ki obsesif olduğunuz konular bitmez, sadece değişir. Bugün A ile ilgili olur, geçtiğini düşünürsünüz, evet belki de geçer. Ama birkaç zaman sonra B üzerinde yoğunlaşırsınız. Bir sonraki duygusal zayıflık zamanınızda C sizi bulur.
Tedavisi mutlu olmaktır, henüz mutluluğun ne olduğunu unutmadıysanız.
Söylenecek birsürü şey var, muhtemelen birçok konuda olduğu gibi bunda da bu durumun öznesi olmayan biri sizi anlayamayacaktır. Özellikle bulaş konularında okuduğunuz hiçbir bilimsel gerçek sizi tatmin etmiyorsa, hayat biraz daha zor.
Demin tv'de denk geldim gene. Psikiyatrik hastalıklar içindeki en illetidir.dışarıdan millet güler böyle hastalık mı olur? Delinin derdi yok, iş icat ediyor kendine derler. Bir tür Dürtü kontrol bozukluğudur. Adamın a...na öyle bir koyar ki yaşayan bilir onu.
Kendine hakim olamamak ne zor bir şey bir düşünün. Gününün 10 saatini takıntılarıyla geçiren insanlar var.
evde rahat koltuğunuzda otururken, akla gelen bir fikir yüzünden stres yapmak hastalıktır.
akıl mekanik işler, eğer bir olayı düşünürseniz örnek olarak sabah biri size hakaret etti akşam bu durumu tekrar düşünürseniz akıl ve beden sanki o olay gerçekleşiyormuş gibi tepki verir kalp atışı hızlanır renginiz kızarır falan yani gereksiz savunma durumuna geçersiniz. bu durum süreklilik halini alırsa bu tür bir bozukluk ortaya çıkacaktır.
bu aralar yine muzdarip olduğum rahatsızlıktır. bazen hiç tetiklenmiyor. ama bir başladıysa, insana zulum gibi geliyor.
çocukluğumda çıktı ortaya. içimden tanrıya küfürler ediyordum. tabii istemeden, elimde olmadan. sonra dokunduğum bir nesneye tekrar dokunma isteğim oluyordu. bu dokunuşları tekrar tekrar yapıyordum. bazen 10 bazen 20. söylediğim bir kelimeyi tekrar tekrar söylüyordum. veya duyduğum bir cümleyi, karşımdakinden tekrar söylemesini istiyordum. bazen evin içinde bir odadan başka bir odaya giderken gözüme çarpan bir detaya dönüp dönüp tekrar bakıyordum. bu detay bazen halıdaki bir desen bazen buzdolabının kapağındaki mıknatıslı süsler bazen de masada duran herhangi bir nesne..tuvaletin ışığını kapattığımı bildiğim halde 20 kere kontrol ettiğim oluyordu vb. hatırladıklarım bunlar.
bunları yapmadığım zaman başıma kötü bir olayın geleceğini veya sevdiğim insanlara bir şey olacağını düşünüyordum. o yüzden bir hareketi, davranışı veya cümleyi tekrarlamama gibi bir lüksüm olmuyordu.
sonra lise son ve üniversite yıllarında hiç ortaya çıkmadı. ta ki 2 yıl önceye kadar. yine ufaktan ufaktan kendisi gösterdi. son 6-7 ayda ise çocukluğumdaki kadar olmasa da etkisini gösteriyor.