Katılanların, imzaladıkları sözleşme ile hayatlarının sömürüldüğü bir yarışmadır. Jüri üyelerinden müziğe dair hem konservatuar hem jazz eğitimi alan Murat Boz'dur. Diğer jüri üyelerinin orada bulunmalarını saçma buluyorum.
ilk bölümlerinde hepsi olmasa da birçoğu dandirik olan seslere evet demiş, listelerini fasa fisoyla doldurunca da çok iyi seslere poposu dönük kalmak durumunda kalmış jüriye sahip yarışma programı... gözlemlediğim kadarıyla haksızlık diz boyudur. Acun ılıcalı arada canım sıkılıyor yarışmanın yapıldığı studyoya takılıyorum işte edasında arzı endam eder yarışmada..
.... katılan yarışmacılar ya yıllardır müzikle uğraşıyordur ama profesyonel eğitim hiç almamışlardır yada hayatının anlamı müziktir bunun için yaşıyordur vs vs vs geçin bunları ya herkesmi aynı anlamadımki!
her jürinin 18 kişiyi takımına alacağı yarışmadır. lakin sonrasında ne yapacaklarına dair en ufak fikirleri yoktur. izleyici de bilmemektedir. bu sebeple, memleket meselesi dinlemekten yorulan halkımızın heyecanla takip ettiği ve iyi vakit geçirdiği programlardan biri olmuştur. halk bu kez haklıdır. ne olacaksa olsun anasını satayım. seçsinler bakalım.
yetenek sizsiniz türkiye'yi izlerken aklıma yarın o ses türkiye var geldi, sevindim resmen. mustafa sandal'ı seviyorum böyle ağbim gibi, kuzenim gibi, dost gibi. saçma ama durum bu. bir zamanlar acun'a da benzer hisler taşımıştım. o şimdilerde hanımını üzen zengin enişte oldu gözümde. ben de böyle bir hastayım.
eğer yarışmacı olsaydım bu piyasada o veya bu şekilde varolabilmiş ve belli ki oyunun kurallarını bilen biri olan hülya avşar'ı çok da küçümsemez, hatta musti dönmezse belki onu bile seçebilirdim. kadının sesi yok ama yarışmacıların sese ihtiyaçları yok zaten var ondan onlarda, biraz pr, doğru insanlarla doğru anda doğru yerde olmak, para gibi şeylere ihtiyaçları var. hülya avşar'ın kötü bir hoca/yol gösterici olacağını hiç sanmam bu gibi konularda.
odun gibi sahnede durup yine de çok güzel bir şarkı yorumlayan fazilet adlı güvenlik görevlisi kızın jüri seçimi sırasında hülya avşar'ın "fazilet, adında bir filmim var, bu takdir-i ilahi" demesi üzerine murat boz'un 1999 yılında çektiğim güvenlik görevlisi adında bir filmim var diyerek son zamanlarda ekranlarda gördüğüm en sağlam ayarı, çok sağlam bir espri ile verdiği yarışmadır. murat boz'u pek de sevmezdim ama bu hazır cevaplılığını takdir ettim. ayrıca aynı gün mustafa sandal'da "hülya çok tutarsız birisi, ingilizce şarkı söyleyenlere karşı ama şarkıcı kendisini seçtiğinde "yes!" diye seviniyor" diyerek yine sağlam bir kapak yapmıştır hülya'ya. içimizin yağlarını eritmiştir. hadise'nin ise şaşırtıcı derecede ağzı laf yapmaktadır. yani sonuçta gurbetçi birisi, türkçe hakimiyetini ben daha zayıf beklerdim aslında zayıf da ama ağzı iyi laf yapıyor. biraz da mahalle karısı çaçarozluğu var bu kızda ama çok seksi. hülya aynı hülya bu hafta itibari ile ayarların kraliçesi oldu, çok da güzel oldu, pek de güzel oldu.
bir de kılık kıyafet durumuna değinmek istiyorum. hülya avşar abartısız en paçoz ve rükuşları. bu kadın kesinlikle giyinmeyi bilmiyor, ne giyse yakışmıyor. yarışma boyunca giydiği tek bir güzel kıyafet dahi yok. hadise çok fazla ağır giyiniyor, oysa ki spor giyinse, beyaz bir tişört, buz mavisi bir kot...mis gibi olacak. ayrıca şaçlarını yapıştırmasa kafasına, bıraksa da dağınık kalsa. mustafa sandal fena değil, standart ama düzgün bir kıyafet seçimi var. murat boz ise spor ama güzel giyiniyor, fiziği de müsait, giydiğini kendine yakıştırıyor.
hülya avşarı'ın orada ne işi olduğunu anlayamadığım yarışma. koray ve mehmet ikilisini izledikten sonra daha da bakmadım zaten. zirvede bıraktım izlemeyi.
dünyanın en gereksiz programı olması bize "acun ne yapsa izletir" lafını doğrulamaktadır. bu programı da bence ben yaparım izletirim diye yapmış olabileceğini düşünüyorum. ayrıca artık bıkmadık mı bu programlardan anlayamadım. biz kolay tüketemiyoruz belli.
programı her ne kadar bizim türk beyninden çıkmasa da, çakma olsada acuna hiç b.k atmaya gerek yok. gayette zevkle oturup seyderiyoruz. yalnız bi kaç dikkatimi çeken hareketlere değinmek istiyorum.
hülya avşarın; sanki kimsenin anlamadığı bişeyi anlamış ya da herkes döndükten sonra kendi dönerken(sanki asıl önemli olan onun dönmesiymiş gibi) eli havada dönmesi. elini ısrarla indirmemesi vallahi o hareketi her gördüğümde o el ne şimdi diye yerimde duramıyorum...
bi değişik bakarak dönmeler efenime söyliim çok etkiliyi baktığını düşünmeler bi herkesi aşağılamalar.
en çok buna kıl oluyorum.
mustafa sandalın şarkıyı dinlerken yapığı komik hareketler bile batmıyo yeminlen...
kız hadise sen ne kadar tatlıymışsın meğersem. en sevdim bu kızı pek güzel gülüyor...
sedef pinar adlı bir yarışmacının kimsenin dönmeyeceğini düşündüğü bir anda hadise dönünce verdiği sevimli tepkilere hadisenin de aynı şekilde karşılık vermesi kopardı beni...