Merhaba hocam nasılsın? Bugünde çok bekledim seni. Sayfalarında demedin mi ''Ben buradayım okuyucum sen neredesin'' buradayım işte hani sen neredesin?
Neden gittin hocam, seni boktan bir tümör mü alacaktı bizden? Canımızı, dişimize taktığımız zamanlarda neden seni aldı?
Olmadı hocam gerçekten olmadı yapamıyoruz..
Tutunamıyorum artık hocam.
T u t u n a m ı y o r u m . . .
tutunamayanlar, ilk romanı, herkese yazılmış gibi görünen fakat aslında yalnızca türklerin anlayabileceği ve bir insan tarafından yazılabileceğini düşünmeyeceğiniz eseridir. eser gibi eserdir.
tutunamayanlar kitabının yazarıdır. en başta bir anlam vermediğiniz çok saçma bir kitap yazmış düşüncesine vardığımız bir yazardır ancak daha sonrasında ustalığını göstermiştir.
yazı yazılmamış ülkenin yazarı sayılan adam. harbiden dosto edası ile yazmış ama bize bu değil, dosto ile en azından üslup olarak kapışabilecek bir adam lazımdı. kaldı ki adam rusça bilmiyor, allah çevirmene güç versin.
bir bilim adamının romanı vardır ki estirir.
düşenler ahah... pardon tutunamayanlar dan bahsetmiyorum bile.
tehlikeli oyunlar. oooooof diyorum oooooof. *
yusuf atılgan abimizle beraber çağdaş türk edebiyatı içinde kendileri için ayrı bir başlık açılması gereken yazardır itikadimce.
korkuyu beklerken ve oyunlarla yaşayanlar gibi kitapları da tutunamayanlar'ın gölgesinde kalmıştır. çok uzatmak istemiyorum lafı ama beğenmeyenlerine bile bakıldığında yazın dünyasına katkıları net şekilde görülür kendisinin. şöyle ki bu adamın eserlerini beğenmediğini söyleyen adamların beğendiği eserler verseydi muhtemelen bu kadar iyi olamazdı itikadimce.
şişirilmiş bir balondur diye hakkında atıp tutanların en son okudukları kitabın cin ali olduğunu düşünmeme sebebiyet vermiştir.
üstelik oğuz atay gelmiş geçmiş en iyi yazarlardandır.
12 ekim doğumlu bir mühendistir.
kitaplarından sadece tutunamayanlardan değil, tehlikeli oyunlarından, bir bilimadamının romanından, oyunlarla yaşanlarından ve günlüğünden de aynı hazzı alırsınız.
tek bir sözle koca kitaplara bedel olabilen sözler yazmış, söylemiştir.
benim için bir turnusol kağıdı gibidir. kalbimde yeri çok büyüktür.
aynı zamanda keşke benim babam olsaydı diye düşüncelere daldırır.
sahi ne güzeldir oğuz atay ın kızı olmak.
itü inşaat fakültesi mezunu akademisyen aydın yazardır. özellikle tutanamayanlar'ı ile ses getirmiş edebiyat dünyasının ilgisini çekmiş sanat insanı, kelimelerle anlatılamayacak yazardır. yazdığı bütün kitapların ayrı bir tadı ve senfonisi vardır. insanı içine alan etkisini uzun zaman sürdüren defalarca kez okunası kitaplar yazmıştır. erken yaşta hayata gözlerini yummuş ancak arkasında yüzyıllar boyu unutulmayacak kitaplar bırakmıştır. (bkz: tutunamayanlar) (bkz: tehlikeli oyunlar)
kelimeler alabayim kelimeler diyen hikmet benol'a sahit olduktan sonra, okuyana hikmet ben mi olmaliyim sorusunu sorduran, zihin akisinin muthis ornegi kitaplari yazan siradisi zeka sahibi kiymetli yazar.
hem tutunamayışın hem de anlaşılmayışın yazarıdır. Trt'de yayımlanan belgeselindeki imgeyle oğuz atay bir kozanın içindeydi. Doğsa bir günlük ömrün içinde tükenip gidecekti; bunun bilincindeydi. O ne yaptı peki? O kozanın içinde kendi etine, zihnine bastırarak yazdığı metinlerini kozanın dışına üfledi. Ve o yazdıkları hâlâ aramızda dolaşıyor. Günlüğüne başlarken "bana bunu da yaptırdınız canım insanlar" diye ince bir sitem eder. Haklıdır da... Çünkü kaleme aldığı eseri bir sükût suikastine uğrar.
Aşağıdaki videoda oğuz atay'ı kendi sesi ve görüntüsüyle izleyebilirsiniz. Hüzünlenmek tamamen serbest...
Bana bir çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin: Yavaş yavaş soyunalım. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin. Bu söz bize korkunç gelmesin. Aynı ırmağa bir kere daha girelim. Acele etme, çay kendi kendine demlenir. Sen gideli neler oldu bak diyerek her şeyi bir çırpıda anlatmayalım: Bu sağlık bozucu davranıştan kaçınalım. Hemen birbirimizi eksiltmeyelim. Dur ıslanmışsın, sana kuru birşeyler vereyim, deme. Hürriyetime düşkünüm biliyorsun. Nasıl olsa kururum. Günlük yaşantıların küçük koşuşmaları içinde bunalmayalım, nefes nefese kalmayalım. insan kendi kendini kaybediyor sonra.