kurban kesildiğinde etleri çükümüze taşşağımıza sürüp, sonra çöpe atmıyoruz. bildiğin ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. et yiyebilsinler diye. nusret' te 2.000 tl domalıp, instagrama selfie koyamayanlar da yiyebilsin diye.
kıymanın kilosu bimde 9 tl bir paket sigara onun 2 katı kalkıp burda duyar kasmak için et yiyemeyen fakirler bık bık edebiyatı yapmasın kimse. koyunu dolaba tıkıp 1 yıllık stok yapmak daha karlı tabi.
başlığım tutulsun, ziklenme olmasın, diye açılmış, ülkem gençliğınin geldiği zavallı noktayı gözler önüne seren, bir zavallının açtığı zavallı bir başlık.
Kardeş başlıktaki kasıt beyaz türkler ama beyaz türkler ciple gezip, içkisiz mütedeyyin cafelerde bir bardak kahveye 50 TL verenler oldu artık. Zaman değişti senin dünyadan haberin yok.
hanım kızımız yukarıdaki entrysinfr kendi durumunu "hayvancılığın beşiği türkiye" diyerek çok net özetlemiştir. kendisini tebrik ederim.
aynı hanım kızımız nusret e gidip 187 tl hesap verdiğini belirtmiş olup; ya nusret e değil nusrat a gitmiştir, ya da nusret e gidip tıka basa kuver yemiştir.
hayatımda hiç kurban kesmedim, kurban eti de yemedim. bu gurur veya utanç duyduğum bir konu değil. bütün ruhani disiplinlerdr kurban var olan bir ritüeldir. insanların dini inançlarını özgürce yaşayabilmeleridir özgürlük.
ama riya nedir bilir misiniz? et yiyip, sonra kurbana karşı olmaktır.
müslümanlıktaki kurban kavramı ile hristiyanlıktakini karıştırmamak gerekir. burada özne kesilen hayvan değil, ihtiyaç sahibir.
"duyar kasma" kalıbını da yeri gelip cümle içinde kullanabilen ve kendini sadece küfürle ifade edebilen hanım kızımıza da biraz izan diliyorum.
hamsetle, trollüğü birleştirip üstüne böyle hafif siyasal din sosu döktün mü offf yeme de yanın da yat eyy türkiyem. nusrette yediğin pirzola yanında bok yemiş olur.
şimdi burada et yiyip kurban bayramına karşı çıkanların tutarsızlığı var gibi görünüyor. hıhı. o halde kurbana karşı çıkma teorileri çöker sayın seyirciler.
vejeteryanlar için söylenen, bunun bir diğer versiyo nu da şöyledir ; niçin bitkileri yiyorsun, onlarda canlı değil mi yeehhheeyyyuuu.
gibi süper argümanlarla lönk diye mantık dairesine yerleştirdiği gelenekçi feraset yoksunluğunun tezahürleri ile de karşılaşmaktayız.
kurbana gelince, mesela neden sadece 4 gün efenim ? neden geri kalan 361 gün de et yardımı olmuyor da o 4 gün de oluyor ? biz çok yedik bari 4 günde fakirler mi yesin dediniz nedir ?
efenim fakir fukara edebiyatı ile bir canlıyı gözlerini bağlayıp, ayaklarını bağlayıp canlı canlı bıçakla haşırt diye kesilmesine ben deniz karşıyım, üstelik et de yiyorum ha...
not : hafta da 1 kere kırmızı et yerim, yemeklere kattiyen atırmam zira hem yemek kötü oluyor, hem gereksiz israf olarak görürüm.
insanlar et yiyebilirler, belirli ölçüler de olmalı bu. hayvanların kesime uygunluğu, steril ve doğru bir şekilde yapılmalı ve et tüketiminde bireysel aynı zamanda toplu bir bilinç oluşturulmalı.
her şey de olduğu gibi bilinçsizliğin var olduğu uçlarda yaşamaya devam ediyoruz.
