bozkır hikayelerinden vazgeçip en az bir kez bile olsa korku filmi çekmesini arzuladığım yönetmen. bir numarası olmayan bozkırlardan, gecekondulardan, hatta sıradan karayollarından müthiş görsellikte görüntüler çıkarabilen bu adam sağlam senaryosu olan bir korku filmine görsel olarak müthiş destek sağlayabilir.
sıradan vasat bir film olan musallat'ın hala türkiye'de çekilmiş en iyi korku filmi olması türk sinemasi adına büyük bir utançtır. hele cinler, karabasanlar gibi bize özgü, iyi bir senaryoyla ağzımıza edebilecek bir yığın konu varken. uzaktan bakmalı bozkır filmleri yerine bir korku filmi denemesi yapsa harika bir iş çıkaracağını düşünüyorum.
siyad 44. türk sineması ödülleri töreninde toplamda 6 ödül kazanan bir zamanlar anadoluda filminin yönetmeni. lakin cannes film festivalinde sürekli smokinle gördüğümüz yönetmen bu geceye son derece özensiz kıyafet katılarak ödülü, töreni ve kurumu umursamadığını beyan etmiştir.
yarattığı filmler çok hayatın içinden, adeta gözümüzün önünde cereyan eder gibi gerçek; aynı zamanda görsel olarak da her sahnesi tablo gibi olan müthiş yönetmen. sadelikteki güzelliği yakalamış biri. içimizdeki duyguların en saf, en vahşi halini yakalamış bir adam. taktir edilmesi gereken, gururumuz bir insan.
siyad'a hırkayla katılmasının nedeni bir zamanlar anadolu'da nın oscar'a aday olamamasını önceden hissederek büründüğü depresyonuna uygun bir şekilde giyinme isteği olması muhtemeldir.
depresyonda mıdır psikolojisi bu aralar nasıldır bilmiyorum ama smokin olayının fazla abartılmasının altında ülkesel magazine verdiğimiz ekstra önem yatmaktadır. adam, bir zamanlar anadolu'da diye bir başyapıtı yakın zamanda kotarmış. son derece başarılı bir filmle ülke gündemine kafi derece otur(a)mamışken bir kılık kıyafet mevzusu alıp yürüyüp her şeyin önüne geçebiliyor. bir aralar yalnız ve güzel ülkem diyordu. o demesin de ben mi diyeyim diye düşünmeden edemedim gene. en az uzak kadar süper bir film daha çıkmış. yönetmenin olgunluk dönemini yansıtan. biz smokinlerden bahsedip sanat adına iyi işler yapan insanları gereksiz şekilcilikle yargılamaya devam edelim.
cannes'te niye öyleymişte burda niye böyle diyenlere de ben nbc'nin bilinçaltını okuyarak cevap vereyim. bu ülkede zor şartlarda sanat yapıyoruz. hak edene hak ettiği değer verilmiyor. ağzımızla kuş tutsak dahi türkiye'de işin sikindirik magazin tarafıyla ele alınacağız zaten. üstelik ülkesel ödül törenleri sen ben bizim oğlan muhabbeti olmaya başladı. sıkıyor kasıyor falan. gel de yurtdışını önemseyip oralara açılma.
haksız mı böyle düşünürse? bence köküne kadar haklı. oturun biraz sinemasını konuşun. şekilci beyinlerden çok şey istiyoruz ama mevzu bahis sinema, sanat ve derinlik. evet, mesele bunlar bize ışın hızıyla uzak. biz, acunumuzla, murat bozumuzla,recep ivediğimizle mutluyuz. üstelik malkoçoğlu yapamıyoruz artık. iyi battal gaziler de çıkmıyor maalesef. ha bu arada unutmadan sinemasını çakma tarkovski'ye indirgeyenler tarkovski'yi de manasız buluyor zaten. cidden buluyor. (belki de hiç izlemeden) sinema işte. diğer sanat dalları gibi yüksek doz görece içeriyor. fakat sen en mühim değerlerinden birini çakma diye nitelersen (ki böyle bir güruh var fazlaca) ben bu ülkenin ödül törenine değil hırkayla çıplak dahi çıkarım. hırka çok bile. anlayana.
edit: rahatsız olanlar oldu sanırım. okuyorlar ama. en azından gene okudular. heceleyelim.o ku yor lar. o ku ma bi li yor lar. yorumlayamasalar da.
zamanın ötesinden hep birlikte heceliyoruz o ku du lar! okuttuk gene.
yaptığı ''işe'' bu kadar kayıtsız kalındığı halde cannes da şairane bir şekilde dillendirdiği ülkesinde çıktığı bir ödül töreninde 'hırka' giydiği için eleştirilen yönetmen, senarist.
koza hariç tüm filmlerini ikişer üçer kere izlediğim son derece başarılı yönetmen.
edit: smokin olayına dair hiçbir filmini izlemeyenlerden yorum alalım.
-sineması iyidir... cidden iyidir bak bi başla göreceksin.
+adam giyinmeyi bile bilmiyo.
-sinema diyorum.
+orda smokin giydi burda bizi önemsemedi.
-uzak var uzak izledin mi onu?
+hırkanın içinde kayboldu.
-sine...
+hırk... simok...
-....
+....
filmlerinde bir eksiklik var. sürekli nedir diye düşündüm. insan yok. ben filmlerde insan, insan sevgisi ararım. ama onda yok. sıkıcı, yavaş ilerliyor diyor filmlerine. angelopoulosa da öyle diyorlardı. iyi de nbc angelopoulosla karşılaştırılamaz bile. onun filmlerinde insan var ama. o yüzden angelopoulos hatırlanacak nbc`nin hatırlanması zor ama.
muhtemelen sergio leone den esinlenerek çektiği ''bir zamanlar anadolu'da'' dan sonra muhtemelen önümüzdeki bir filminin adı ''bir zamanlar türkiyede'' olacak olan yönetmen.
berbat bir tarkovski kopyası yönetmen. bu adamın filmlerini mükemmel diye niteleyenlerin acilen ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılması gerekiyor.
son filminden sonra (bkz: bir zamanlar anadolu' da) bütün filmlerini izlediğim ve Türk Sineması' nın kazandığı ancak ilgisizlikten hemen kaybettiğini düşündüğüm nadide yönetmendir.
hiçbir filmini izlemedim lakin şu sözü mükemmeldir: biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur.
