tasavvuf ta şeyh ve müridi vardır. şeyh müridinin manevi yöneticisidir. allah'a ulaşmasında yöneticilik yapar ama asıl amaç allah'a ulaşmaktır. tasavvuf bu anlamda bir silsileye ihtiyaç duyar, yani dört halifenin zikr çeşitlerinden türemiş tasavvufi akımlara ihtiyaç duyar. bu noktada tarikat o zikr çeşitlerinden her birini ifade eden bir yolu ifade eder. tarik zaten yol demektir. cemaat ise aynı amacı güden insanlar topluluğudur ki toplu seks cemaati de kullanılabilir ama bu anlamda ülkemizde oturmuş bir terimleşmişlik vardır cemaat kelimesi için. cemaatte bir manevi yönetici, lider yoktur. mesela sadece zamanında kitaplar yazmış bir said nursi vardır ve şu anda da onun peşinden giden bir grup insan vardır. toplu seks cemaatinden farkları dini bir iş yapmalarıdır. toplu seks cemaati ise haram işler. bir manevi yöneticileri yoktur. tarikatta manevi liderlik zikr ile manevi iletişi kurma vs ilişkiler olduğu için farklıdır. tarikatlar cemaatleri lidersiz ve kendiliğince bir yerlere giden, böylelikle de yanlışa sapma meylinde olan dindarlar olarak görürler. cemaatler ise tarikatları aşırılıklara veya toplumsal uyumsuzluklara varan davranışları olan kişiler olarak görürler. ama bu ayrışma bir reddetme değildir, sadece bir nüanstır. nihayetinde hepsinin birbirine zaman zaman kıllıkları olmakla birlikte düşmanlıkları yoktur. yani nurcular cemaattir. kendilerine "hizmet" derler. islamiyete hizmet ettiklerini düşünürler. bu cemaatin varlığının bir hizmet sebebi olduğunu düşünürler. kitap sadece okurlar, tarikata dair zikirler yapmazlar. bütün müslümanlar asgari islami gerekleri yerine getirirken tarikat ve cemaatler ekstra bazı şeyler daha yaparlar. ilave zikirler, ilave kitap okumalar vs. ama burada tarikat ve cemaatlerin yaptıkları hatalar başkalarını dindışı veya cehennemlik gibi görmeleridir. bilhassa nurcular bunu çok belli ederler, kendi içlerine kapalıdırlar, seni içlerine alır gibi yaparlar ama hep uzaktırlar. bir garip masonik oluşumda gibi hissedersin kendini. seni oynatılacak kukla ve cebinden parası alınacak angut gibi görürler. yurtlarda kendilerine bu muamele yapılmış olduğu için kendileri de bu muameleyi yapmayı ve böyle hissettirmeyi iyi bilirler. yaptıkları birçok güzel birşey vardır. ama bu güzel şeyleri yapıyorlar diye cemaat şirketleri vs'lerdeki uyuz edici eylemleri görmezden gelmek olmaz. içlerine girince çıkmak kolaydır diye düşünürsün ama zordur daha çok. kendi içlerinde evlenirler, hatta bundan sorumlu insanlar vardır. o insanlar bu evliliklere karara verirler. pek kendin karar veremezsin. bir hapis hayatındasındır ama bunu normal karşılarsın onun için sorun yoktur aslında. küçüklükten beri bu hapis hayatını yaşamış olanların bundan rahatsız olması düşünülemez asıl sorun özgür büyümüş kişilerin bu adamlarla anlaşamamasıdır. çünkü özgürce büyümüş kişiler bu adamlara özgürlüğü anlatamıyorlar. çünkü adamın kafasında bir ışık yanmamış. neyse, allah herkese hayırlı bir yol nasip etsin.
kendi yazdıkları kitaba inanan, kur'an okumayan, şirketleşmiş, sanayileşmiş para cemaatidir.
pratikte güzel lan aslında.abiler olmaz da, ablalar ararsa belki katılırım.
biz öğrenciyken fakir ögrencilere konaklayabileceği en uygun hizmeti nurcular verirdi. Nurcuların yurtlarında öğrencileri sıkmazlardı baskı yoktu ve oldukça uygun fiyatları vardı. Diğer cemaatlerin örneğin Süleymancıların yurtlarında giriş çıkış saatlerinden dışarıda kiminle nerede ne yapıyor a kadar düzenli namaza kaldırmaya kadar tonla uygulama vardı. Yani konaklamanın yetersiz olmasından anadolunun bir çok yerinde fakirlikten cemaat yurtlarına yönelen gençler için nurcuların yurtları ilk seçenek olurdu.
nurcular diye nitelenen cemaat aslında yazıcılar, okuyucular, yeniasyacilar, vb. diye giden risale merkezli eğitim odaklı dersleri olan. yoladan geçen sen ben herkesin derslere katılabileceği. risaleleri devlet eliyle basılıp bandrollü olan. yani tamamen kitap okumaya dayalı bir sistemdir.
feto de risaleleri kullanarak, bu kollardan bir kol gibi davranmıştır. aslen kendi kitaplarını okutmuş, kendine dua ettirmiş, sevmediklerine beddua ettirmiştir derslerde. ayrica devlet kurumlarina nasıl yerlestikleri, nasil bir orgute dönüştüğü herkesçe malumdur. hatta örgüt içinde evlilikler bile bir düzene göre yapılır. örgüt için kar zarar esastır. buda internette cokca dolanan bir bilgidir.
sapla samanı karıştırmamak lazım. gidin risale okunan bir yerde dinleyin, hatta devletin bastığı bandrollü risalelerden edinin.