“Sene 2010 bir konser için geldiğimiz Ankara’nın işlek caddelerinden birinde oturduk, arkadaşlarımla kahve içiyoruz. Bir an sokakta sakin ve mert adımlarla yürüyen bir adam gördüm. Kirli sakalı Ankara’nın beton rüzgarını adeta zımparalıyordu. Bedeni zayıftı ama asla çelimsiz değil, kimsenin haram lokması boğazından geçmeyen bir insanın asaletiyle yürüyordu.
Bu tariflere uyan bir adam tanıyorduk arkadaşımla, imza gününe gittiğimiz bir yazardı. Korkusuz biri, hatta babamla nümayiş arkadaşlığı yapmışlığı var. Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının olduğu dönemlerde onurlu direnişimiz adına konuşmalar yaptığında bizzat alkışladığımız bir adam. Bu yürüyen adam o olabilir mi diye arkadaşımla birbirimize bakıp koştuk arkasından ve abi diye seslendik. Hemen durdu ve bize doğru baktı, çünkü abiydi!
Yüzünü görünce o yürüyen adamın, düşündüğümüz adam olduğunu anlayıp sevinmiş ve heyecanla sarılmıştık. Sanki gözleri düşsel doruklara sarılmış bir kartal ama bakışları hala evimizin pervazına konan bir serçeydi. Evet gördüğümüz adam Nihat Genç’ti. Gülümsedi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Abi dedim biz yıllardır senin televizyonda yaptığın konuşmaları pürdikkat dinliyoruz ve seni severek takip ediyoruz. Ben müzisyenim ve arkadaşımla seni görmüşken yanına gelip bu albümümü sana hediye etmek istedim. Albümü eline aldı ve sonra tedirgin olup sağına soluna baktı, ben hemen anladım sebebini. Abi dedim merak etme bizi kimse göndermedi, biz Cumhuriyet ilkelerine bağlı Atatürkçü gençleriz! Kötü niyetli kimselerin kuklası değil, dedikten sonra rahatladı. Teşekkür etti ve albümü incelemeye başladı, dedim bu bandrolsüz bir albüm abi, yani müzik marketlerde bulamazsın ben gittiğim konserlere sırt çantamda götürüp satıyorum! Çok şaşırdı ve gülümseyerek çok etkilendim size helal olsun Allah yolunuzu açık etsin çocuklar, benim oğlan da müzisyen dedi. Ayaküstü biraz konuştuktan sonra albümü dinlersen çok sevinirim. Özelikle Çıktık Yine Yollara adlı eserimi çok seveceğine eminim abi dedim, dinleyeceğine söz verdi görüşmek üzere diyerek ayrıldık. O albümü dinlediğine, sakladığına ve benim yükselişimle gurur duyduğuna adım gibi eminim!
Nihat abiyi ilk izlediğim zamanlardan beri programları sürekli yayından kaldırıldı. Trafikte yaşanan bir haksızlığın bile insanları delirttiği şu günlerde empati yapmanızı istiyorum. Nihat abi sürekli boykot edildiği için gittikçe hırçınlaştı ama sebebi engellenmesiydi. Üslubunun giderek sertleşmesinin sebebi aslında gerçekten hakkını aradığı bazı kesimlerin sert eleştirilerinden dolayı onu ötekileştirmesiydi. Nihat Genç’in başına gelenler sizin başınıza gelmiş olsa eminim bir çoğunuz hayata küser kendinize bile söverdiniz. Dayanmanız mümkün değil!
Şimdi ölüm haberini aldım ve çok üzüldüm. Bir baba bir eş, arkadaşlarına derin bir yoldaş öldü bugün. Acısıyla tatlısıyla bir korkusuz kalemdi, uyarıları ve anlattıklarıyla aslında hepimiz için bir direnişti. Son isteği bile Cumhuriyete sahip çıkın olan bir insanın niyetinden şüphe etmek kimsenin haddi değildir!
Baskılara ve kariyerine yaptıkları suikaste rağmen kalemini satmadan son nefesine kadar direndiği için Nihat Genç’e çok saygı ve sevgim var. Bize eyvallahsız yaşamın ne olduğunu yaşayarak gösterdi, edebi bir duruştu ebedi bir fikir oldu! Yakınlarına metanet sevenlerine sabır dilerim, Allah gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.”