buradan isveç akademisene eleştirilerimi ve ince sitemlerimi yollayarak konuya giriş yapmak istiyorum. bilindiği üzre nobel edebiyat ödülü o yılın edebi anlamda zirvede olan kişisini-yapıtına verilmektedir. benim takıldığım nokta ise bu kodumunun edebiyat camiasında sanki her yıl büyük bir sükse yapılmışçasına, sanki her yıl edebi manada yeni, farklı ve özgün bir yapıt ortaya konuluyormuşçasına bu ödülün sebil gibi dağıtılmasıdır. toplumun kanayan yarasına sizlerin de dikkatini çekmek isterim.
okuduktan sonra tüylerimin diken diken oluşunu an be an izlediğim, hayatımda gördüğüm ve görebileceğim en yerinde tespittir. ben de aynı şekilde düşünüyourum sanki her sene bir marquez her sene kazancakis sanki her sene bir camus sanki her sene sartre ve yine sanki her sene bir gecmis zaman olur ki yetişiyormuş gibi alçak isveç akademisinin babasının parası-ödülüymüş gibi dağıtmasıdır. şimdi arkadaşlar sorarım size vicdanı hür aklı hür kim bu elem verici durumu kabul edebilir ve bu durumun yaralayıcı sonuçlarını soğuk kanlılıkla adeta basit bir olaymışçasına görmezden gelebilir.
ey türk milletinin zeki, duyarlı ve farkındalık seviyesi arşın kat be kat üzerinde olan sorumluluk sahibi gençleri. kayıtsız mı kalacaksınız bu duruma, yataklarınız da rahar mı uyuyacaksınız. her sene ziyan olan bu para ve emeklerin dağıtılması karşısında hiçbir şey olmamış gibi hayatlarınıza devam mı edeceksiniz. uyanın artık gün sokaklara dökülme günüdür...