nobel barış ödülünün ab ye verilmesi

entry7 galeri0
    ?.
  1. "barış" lafını "nobel" ödülü ve "ab" ile birlikte kullandığım için üzgünüm ve sözlükteki barışseverlerden özür dilerim.
    ama olayın konusu bu.
    Dünya hala emperyalizmin savaş ve yıkım tehditleriyle başbaşa ve AB ülkeleri bu yarışta en öndelerken, "Hangi barış?"tan sözettiği belli olmayanların "jüri" üyeliği yaptığı nobel ödül komitesi, ab'nin neresinden tutulsa dökülen binasına "barış ödülü"yle harç yamaları yapmaya çalışmış.

    sol portal da ödülün ab'ye verilme nedenlerini yazmış:

    "AB işte bunlar için ödüllendiriliyor
    2010 yılında Yunanistan'da patlak veren ve ardından irlanda, Portekiz, ispanya, italya ve son olarak Güney Kıbrıs'a yayılarak şiddetlenen ekonomik kriz bir yandan AB sermayesi için ölüm-kalım savaşına dönüşürken, diğer yandan da sermaye ile emekçi sınıflar arasındaki mücadeleyi kızıştırdı. Asıl olarak 2008 yılından bu yana devam eden kriz, AB'nin geleceği için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi'nde alınan 120 milyar euro kaynak aktararak batan bankaları kurtarma kararı ise, sermayenin yol açtığı krizi çözmek için devlet bütçelerinden bankalara aktarılan kaynaklar ile yine sermayenin kurtarılmaya çalışıldığını belgelemiş, birliğin halkların değil sermaye sınıflarının birliği olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.

    insan hakları ve demokrasi kadar laikliğin de kalesi olarak gösterilmeye çalışılan AB'nin gerici mayası ise, yine son yıllarda yaşanan kimi gelişmelerle iyiden iyiye su yüzüne çıktı. Fransa'da yıllardır sürmekte olan dincileşme sürecinin Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı sürecinde birlikte hızlanması, Katolik italya'da en temel hakların bile din adına sorgulanmaya başlaması, Almanya'da eğitimde zorunlu din eğitimi, Yunanistan'da Anayasa'nın resmi din tarif etmesi, ve AB üyesi ülkelerin kara cüppeli papazlar tarafından kutsanarak göreve başlaması, laikliğin kalesi olarak sunulan AB'nin tam da laikliğe karşıt bir odak olduğunu gösteriyor. AB'nin merkezi olan Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel'in ise, "AB Anayasası'nda Tanrı'ya gönderme yapılmaması"nı eleştirmesi, birliğin dinin toplum üzerindeki bir diğer baskı aracı olarak kullanılmasına duyulan ihtiyaca kanıt teşkil ediyor.

    Aynı AB, ABD ile ortak olduğu Ortadoğu politikasında iran'ı hedefe alan yaptırımları destekleme kararları ile ise, bir başka ülkeye demokrasi ihracı yapmak için kolları sıvayabiliyor. Avrupa Birliği'nin, geçtiğimiz aylarda iran'a telekomünikasyon ekipmanlarının satılmasını engelleyecek yaptırımları kabul edebileceği, iran yönetiminin hükümet karşıtı protestoları gözetleyebileceği teknik ekipmanların iran'a satılmasının engellenmesi konusunda ilke yönünden anlaştıkları basına yansımıştı.

    Obama'dan sonra AB'nin Barış Ödülü'ne layık görülmesi belki de en çok "Batı'nın üstünlüğü" fikrinin yeniden pazarlanma çabası anlamına gelirken, insan hakları, demokrasi, laiklik gibi başlıklarda AB'nin ikiyüzlülüğünün, ekonomik ve siyasi birlik başlığında ise, halkların değil, sermayenin birliği olduğuna ilişkin daha pek çok gelişmeyi gözlemlemek mümkün oluyor."

    haberin tamamı için:http://haber.sol.org.tr/d...i-tesaduf-mu-haberi-60859
    3 ...
  2. ?.
  3. zamanında katil amerikaya bile verilmiş ödülün ab'ye verilmesidir. yine insaflı davranmışlar ya israile falan verselerdi?
    1 ...
  4. ?.
  5. ?.
  6. 0.
  7. 1.
  8. Siyasetin başrolde olduğu bir ödül.
    2 ...
  9. 2.
  10. en büyük barış, savaş çıkartmakmış...bunu öğrendik...
    nobel nedir ki, ödülü bir şey olsun.
    seneye rte'ye de verirseleler kombo olur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük