sanırım akp seçmeni. emin değilim tabii ama neden böyle sandığımı söyleyeyim.
akp'nin galiba ilk defa seçim kazandığı akşam tv'larda oy sayımları yapılırken şimdi hatırlamadığım bi kanala da kendisi konuk olmuştu. lafı aldığında minik bi dil hatası yapmış (hata olduğu da benim sanrım) ve,
"bugün hepimiz gidip oylarımızı kullandık" yerine
"bugün hepimiz gidip oylarımızı ak parti'ye kullandık" (böyle bi şeydi) cümlesini sarfetmişti (eleştiri ya da ironi değildi, hayır böyleydi belki diyenlere baştan itiraz edeyim de.. kaldı ki zaten daha sonuçlar açıklanmamıştı). sonrasında düzeltmemiş, gitarını alıp bi de şarkı söylemişti.
şaşırmamış değildim ne yalan söyleyeyim. çünkü o zamanlar kendisini bizim sakallı suavi'nin kızı sanıyorduk ya, daha ilk elden devrimci falan saydıydık herhalde kafada. ya da bu kadar güzel kıza yakıştırmamıştık belki de bilemem..
en bi, doğal en bi şeker, en bi özgür en bi kendine özgü güzeller güzeli prenses.
kanımca türkiye deki en farklı, yetenekli şarkıcıdır.besteleri olağanüstü, kıyafetleri , * tarzı tam bir star havasında zaten, sahne performansı eğlenceli...sadece tüm bu saydığımız kendisinde varolan özelliklerin yanında sesi biraz yetersiz gibi ama o bunu diğer tüm özellikleriyle kapatmayı başarıyor.
ayrıca reklam müzikleri, köşe yazarlığına da el amış ve başarıyla üstesinden gelmeyi başarmışdır kendisi.
ve son olarak henüz yeni tanıştığım bir arkadaşımın bana: "sende nil karaibrahimgil hayranı havası var" demesi ayrıca dumurlara uğratmıştır.
(bkz: seviyorum ulan)
bir çok insanda, özellikle entellektüel bir kimlik taşıyan / taşıdığını iddia edenlerde, iç çelişkiler yaratan şarkıcı-müzisyen.. varlığını televole, müslüm gürses, bilmemneli meyhaneler, lahmacun gibi kavramlarla aynı kategoriye koyabiliriz.. kimse dinlemez, izlemez, gitmez, yemez ama herkes ne hikmetse canavar gibi bilir..
özellikle mürekkep yalamış, ağır kitaplar okuyup, derin müzikler dinleyen, caz festivali, bağımsız film, bienal type of kişilerde dengesizlik yaratmaktadır.. fısıldayarak, nerdeyse özür dilercesine "nil'i sevdiklerini" beyan eden bu kitle, bu beyanatlarını da ancak çoook samimi olunan bir ortamda ve içlerindeki "ay en çılgın" ya da "en large" arkadaşın "valla ben seviyorum bu şarkıları, umurumda da değil" demesiyle rahatlayarak dile getirebilmektedirler.. nil popüler kültürün çoook belirgin örneklerinden biri olması itibariyle entelijansiya içinde tü kaka olmaya mahkumdur, gizli gizli evde dinlenecek, kasedi torpido gözünün en dibine sıkıştırılacak (ön taraflara jan garbarek, jay jay johanson, limp bizkit filan koymak icap etmektedir), ve toplum içinde şarkılarıyla en acımasızından dalga geçilecek bir kişidir.. en fazla giydiği, kısmen kendi tasarımı olan kıyafetler, konsept üzerine kurulu albüm mantığı gibi "feature"larından ötürü hoşgörülebilir ama o kadar..
ama müzikal anlamda "cık cık cık" o ne ööle yok meyve tabakları, yok kekler.. sunay akın elma kurdundan bahsettiğinde bu naif ve sevimlidir ama nil elmanın kendisinden bahsettiğinde saçma..
allah korusun, benim annemi babamı öldürse biri.. sonra da bir melek karşıma çıkıp dese ki ''şu dünyada seçeceğin herhangi birinin hiç yaşamamış, yaptıklarını hiç yapılmamış farz edeceğiz.. onu ve eylemlerini ortadan kaldıracağız.. istersen katillerini seçerek, aileni geri döndürebilirsin.. kimi seçiyorsun?'' dese..
düşünürüm bu kadın yüzünden.. valla düşünürüm..
"suavi'nin kızı" mitiyle insanların kendisini ünlü özgün müzik sanatçısı, yalı çapkını suavi'nin kızı sandığı güzel kadın.
kendisinin kızı olduğu suavi de sanat camiasındandır, ama bizim bildiğimiz gür sakallı, dudaklarının üzerine dökülen beyaz bıyıkları ile arz-ı endam eden sanatçı suavi değildir bu suavi.
sinemada her arog filminin fragmanı çıktığında, "sence ben güzel miyim?" diye soruşunda "çok güzelsin hem de" dememe sebebiyet veren şarkıcı. hiç öne çıkarmıyor ama cidden çok hoş bir yüzü var. ayrıca çok samimi gelmiştir bana hep, seviyorum kendisini. rüzgar şarkısı da en güzel şarkısıdır kanımca.
(bkz: havuz problemi) şarkısı benim için apayrı.
sen ortada gel derken
sana yüzemiyorum
sanki dibe vurdum
nefes alamıyorum... bu kısımda ben de nil gibi nefes alamam. Sözlerini, müziğini farklı, hoş bulduğum; boğaziçili olmasına neden bu kadar vurgu yapıldığını, takıldığını anlayamadığım; sevdiğim, şirin bulduğum, zevkle dinlediğim kişi.
zekası, beş yaşındaki bir çocuğun zekasına, olmadı en fazla 7 yaşında bir obez çocuğun zekasına eşit olan şarkıcı, türküçü.
zira yazmış olduğu aptalca şarkı sözleri başka türlü açıklanamaz; en azından ben açıklayamıyorum.
yapmış olduğu reklam müzikleri beni tanıtılan ürünlerden soğutmuştur. ciddiyim turkcell hattım vardı onun yüzünden dereye attım.
güzel olmasından başka herhangi bir özelliği yok, he birde babasının saygınlığı var di mi.
bunlar yetmezmiş gibi bir de çorap reklamında oynamış kendileri. yani ne desem bilemedim. hele en sondaki o şuh olmaya çalışan kerane karısı kahkahası yok mu, beni benden aldı resmen. erkek olmama rağmen gidip alasım geldi o çorapları.