ne sahibine ne de yandaşlarına hayrı dokunmuş olan öğretidir. ne bir sistemi ne de bir dayanağı vardır. zaten sistemlerin ve dayanakların çöktüğünü falan savunur durur bu nihilizm. aslında çoğu kişinin zannettiğinin aksine bir felsefe bile değildir. bir akımdır, bir öğretidir ve daha pek çok şey olabilir lakin felsefe değildir. çünkü felsefe sistemli, tutarlı olmayı, makul ve mantıklı olmayı gerektirir.
her şey iflas etti demek kolaydır. her şeyi eleştirmek de kolaydır. diğer sistemlerin açıklarını gediklerini bulmak da kolaydır. en büyük filozofların bile düşüncelerinde çelişkiler yakalayabilirsiniz. lakin ortaya benzeri bir sistem koymak zordur. bu yüzden felsefe zordur. insanoğlunun yapmakta en zorlandığı konu olduğu için. tutarlı, bütüncül, makul olmak çok zordur. duygusal olmak ise kolaydır.
her insan hayatının bazı dönemlerinde nihilist olabilir. herkesin nihilist oluverdiği anları vardır. ama makul ve mantıklı insanlar aklın sesini dinleyerek vazgeçerler nihilist kalmaktan...
insanlığın şu kadar bin yıllık ortaya koyduğu düşüncelerin hepsine rest çekeceksin ama alternatif olarak hiç diyeceksin. hadi canım, hadi başka kapıya, git başka kaldırım işgal et...
kendi sorumluluğundan kaçmak için binlerce takla atıp "sikleme hayatı yeaaa" diye ortalıkta gezen hıyarlar mümkünse nihilist olduklarını falan iddia etmesinler, insanlar sonra kötü bir şey olduğunu falan zannedecekler.
ulan iyi güzel nihilizm tamam da, ben en basit noktaya takılıyorum, "hiçbir şey yok" ne demek? işin derinine indiğimde bir şeyleri kavrabiliyorum. ama her nihilist farkındadır ki hissettiğimiz bir şeyler var. bir şey var. bu neden inkâr ediliyor, onu anlamıyorum. alala. yoksa ben de nihilistim ya babam hiç para vermiyor hyt choq kotuuu.
en iyi işlendiği kitaplardan biri de turgenyev'in babalar ve oğullar romanıdır. bazarov'a hem tavırlarından dolayı kızar hem de "aslında adam haklı beyler" dersiniz içten içe. öyle arada bırakır namussuz.
--spoiler--
Hiççilik olarak da bilinir. 19. yüzyılda Rusya'da Çarl II. Alexander'ın hükümdarlığının ilk yıllarında ortaya çıkan, şüpheci temellere dayalı felsefe anlayışıdır. Ortaçağ'da bazı heretiklere yakıştırılan bu terim, Rus Edebiyatı'nda ilk kez Nedejin'in bir makalesinde Puşkin için kullanıldı.
Katkov ise nihilizmin ahlaki ilkelerin tümünü yadsıması nedeniyle toplumu tehdit ettiğini ileri sürmüştür. Nihilist Bazarov, bu terimin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Zamanla 1860'ların ve 1870'lerin nihilistleri, geleneklere ve toplumsal düzene başkaldıran, düzensiz, dağınık, bakımsız, inatçı kişiler olarak görülmeye başlandı. Bundan sonra da Alexander'ın öldürülmesi ve mutlakiyetçiliğe karşı yeraltı örgütlerinin başvurduğu siyasi terörler birlikte anılır.
Nihilizm, temelde estetizmin bütün biçimlerini yadsıyor, yararcılığı ve bilimsel usçuluğu savunuyordu. Toplumsal bilimleri ve klasik felsefe sistemlerini bütünü ile reddediyordu. Yalın olgucu ve maddeci bir tutumla, yerleşik toplumsal düzene başkaldırıyı temsil ediyor; devlet, kilise ya da aile otoritesine karşı çıkıyordu. Yalnızca bilimsel doğruları temel alıyor, ancak bilimin bütün toplumsal sorunların üstesinden gelebileceğini ve bütün kötülüklerin cehaletten kaynaklandığını kabul ediyordu.
--spoiler--
şu yaz mevsiminde zaman öyle değerlidir ki ne yapsan yeterli olmamasını düşündüğüm ve en iyisi hiç birşey yapmamak olduğunu düşünmeye başlayacağım akımdır.
kendisini dahi reddeden fikirdir. o yüzden, nihilizmi hayat görüşü olarak benimseyen hiç kimse kendini nihilist olarak tanımlamaz zaten. nihilist kelimesini de nihilistler bulmamıştır.
hiççiliktir. varlığı kabul etmezler ve her görüşü reddederler. onlara göre hiçbirşeyin tanımı yapılamaz. ama ne hikmetse nihilizmi kabul ederler. o zaman adama demezler mi madem görüşün herşeyi reddetmek,hiç bişeyi tanımamak,niye nihilizmi tanıyosun.
kaosun içinde düzenden yorulmuş banane edesıyla dağlara taşlara bağıran rus gencinin dünyaya yaydığı felsefe. Malesef bireysellikden öteye gidemez zaten her insan biraz nihilizmin banane ya havasına sayip değilmidir bence öyledir.
eskileri ölenleri falan hatırlayınca düşünülen bir fikir.öldüde ne oldu ölümlü dünya geriye sadece hafızalarımızdaki anılar kaldı herşey anlamsız gibi yaşamanın bir amacı varmıki.ölmeyi düşünmemek yaşamak en anlamlısı olsa gerek.
nihilizm psikolojik ruh hali olarak ortaya çıkmak mecburiyetindedir, ilkin şayet bütün olayda onun içinde olmayan bir 'anlamı' ararsak: öyle ki arayıcı sonunda cesaretini yitirir. nihilizm bu taktirde gücün uzun süre boşa harcanmasının bilincidir, 'boşunalığın' kahrıdır, güvensizliktir, insanın kendini her hangi bir şekilde dinlendirmesi için kendini her hangi bir şeyle yatıştırmaya fırsat bulamamasıdır.