700'lü yıllarda Abdullah Bin Mübarek tarafından söylenen "insanların en alçağı din kisvesi altında dünya menfaati sağlayandır" sözünün hık deyip uyduğu kişidir.
Sultanahmet'te büyük bir oteli olduğu, otelin yanındaki binayı da otele kattığı ve aradaki kamu arazisinin de üzerine konduğu gazeteciler tarafından açıklanmış zat'tır.
Ağlamaklı hallere bürünüp dünya malından yüz çevirmeyi, yoksulluğu överken kendi zenginliğinden hiç bahsetmez. Zat-ı Muhterem'e, dahiyane bir fikirle ayakkabı kutularına para dolduran bir iktidar tarafından yürü ya kulum denmiştir.
Benim bile ağlayasım geldi, ühüüü...
2. surenin 79. ayetine bakılması gereken durumdur.
Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitabı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "işte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!
din paradır. boşa demiyoruz. ekranda peygamber tribinin ekmeğini iyi yiyor adam. akıllı yani.
neye harcadığı umrumda değil. iyi bir şeye harcıyor da olabilir, cebine de atabilir. önemli olan bu parayı alması. çünkü hayır işi yapmama ve hepsini cebine atma hakkı var. tartışılması gereken bu paraya değecek ne yaptığı. işin içinde din var diye hemen duygusala bağlamayın amk.
80 bin liradan kendine bin lira alıyor olsa bile insan bir der, "neden bu kadar para alıyor". futbol pop ve medyada da geçerli aynı durum. niye alıyorlar lan, ne bu adamlar? izlemeyin dinlemeyin okumayın.
ağlıyordu nihat ve diyordu söyleyin nasıl geçinmeyim ben 80 bin lirayla, ağlıyordu halk bir an evvel ramazan gelsin istiyordu ki kurtulsun nihat hoca alsın ayda 300 bin lira...