bugün

saçlarıyla oynamaya başladığında kendinden geçeceğinin sinyallerini veren yorumcu yazar.
son programinda anlattigi bir örnek ile kendine iyice hayran oldugum cesur insan. dilim döndügünce ve hatirladigim kadariyla anlatmak istiyorum burda da.

(galiba) bi savas zamani 3 kisilik bi ailenin (anne-baba-kiz cocuk) evi basilir. kadin ve kiza tecavüz edilir. adam hic bisey yapmaz. tecavüz eden adam tam evden cikip giderken, adamin belinde bi bicak görür ve alayci bi sekilde sorar, " ne o bicak mi ne yapcan onunla?". adam da söyle cevap verir; "kötü günler icin sakliyorum". sonra tecavüz eden adam söyle der yine alayci bi ifadeyle "ulan bundan daha kötü gün mü olur!!"

nihat genc sonra söyle devam etti; "iste icine düstügümüz durum budur"
erbakan'ı överek milleti dumura uğratan enteresan kişi.
atilla yayla hakkında ettiği her kelimenin bedelini gözümde ki saygınlığını kaybederek ödeyen yazar.
(bkz: ben kim oluyorum ki)
(bkz: sahika kocarslanli)

"...eğer, bu ikazımı ve yumuşak cevabımı dikkate almaz ve benden özür dilemezseniz, sizi edebi yeteneğim ve kelimelere son derece hakim dilimin kırbaçlarıyla tekme tokat dövmekle kalmayıp..."
Düşündüğünü söylemekten çekinmeyen samimi yazardır. Ecevit'in ölümünden sonra dürüstlüğünden bahsederken ağlaması bunun en açık örneğidir. Böyle adam her zaman iyidir. Bu memleketin şekilden şekle girenlere ihtiyacı yok. Samimi insanlara ihtiyacı var.
skyturk'te yaptigi programi konsept eksikliginden muzdarip insan. zira o programa soyle bir yogun sigara dumani, singir singir cay karistirma sesleri felan eklense tam olur.

soylediklerinde hic bir orjinallik yoktur. sokaktan tutacaginiz bir adam ayni laflari soyleyebilir. ne istatistik vardir adamin soylediklerinde, ne de sosyoloji... zaten 'bu topraklarin insani'dir kendisi. bilime ihtiyac duymaz.
kendisine bok atmak için, önce bok yemek gereken insandır.
dünkü okudugum, seni kelimelere son derece hakim dilimin kirbaciyla döverim cümlesinden sonra bugün de senin göbegini dolduracak kadar kitap yazdim lafini okudum. bir arada murat belge neyse de ahmet insel'i yazar bile saymadigini söylüyordu.
allah'im bu nasil bir egodur, bu nasil bir megalomanidir böyle...
hiç kimseden korkmaksızın ağzına geleni soyleyebilen, kendisinin de soylemiş oldugu gibi her gun mahkemeye giden ve gercektende mahkemeye giderken cebinde taksi parası bile bulunmayan türkiye'nin en guzide yazarıdır.
6 kasım salı günü 15.40'ta Bilkent Üniversitesi'nde konuşma yapacak, konuştukça hem izleyeni hem de kendisini gaza getirebilen bir insan.
terbiyesizin en önde gidenidir. bilmem ne gazetesi yazarına söylediği

--spoiler--
"...eğer, bu ikazımı ve yumuşak cevabımı dikkate almaz ve benden özür dilemezseniz, sizi edebi yeteneğim ve kelimelere son derece hakim dilimin kırbaçlarıyla tekme tokat dövmekle kalmayıp..."
--spoiler--

bu sözler ve devamı kendisinin ne kadar kişiliksiz olduğunu gösterir.
suratına tükürülesi insan...
sözlükler hakkında eleştiri yaptığı dönemde tamamen tesadüfi olarak yazılarının ve sözlerinin belli bölümleri koparılarak kesilerek ve biçilerek saldırıldığını gördüğüm yazardır.

kendisi amcamın oğlu değildir fakat sözlüklerdeki entrylere kronolojik olarak baktığımda takdir ettiğim adamdır.
şöyle ki başlarda "dobra adam, meleket insanı, çekimeden yazan söyleyen insan" vs... entryleri görürken kendi üslübundan zerre ödün vermeyip sözlükleri de eleştirbilen ve eleştirdikçe de bunun karşılığında iğrenç hakaretlere ve yalan yanlış bilgilerle süslenmiş yalan yanlış ithamlara maruz kalan yazardır.

tek bir kitabını bile okumadan "yok efendim istatistik vermiyor bilimden uzak" yaftasını bu yazara yapıştırabilen insanlara da söyleyecek bir sözüm olmadığını da açıkca belirtirim.

buna ek olarak ilk başta ettiği küfürlere söylediği sözlere yürü aslanım diyen kitlenin ona karşı dönmesi büyük ihtimalle günlük hayatlarında hiç küfür etmediklerinden ve bu yüzden kendilerini de nihat genç sureti ile televizyonda gördüklerinde bundan utandıklarından olsa gerektir.

evet efendim! biz güruh olarak; para karşılığı medyayı amerikaya peşkeş çekip cahil halkımı uyutan aydın doğan'lara, önce ben bu "bor"u çıkarıp türkiyeyi ihya edicem deyip iktidara gelince o bir dünya bok attığı önceki hükümetlerin oluşturduğu milli zenginlikleri bir senelik karları karşılığında yabancılara satan tayyip erdoğan'lara ve bilmukabele kendi çıkarları uğruna şehit haberlerini bile sansürlemek istiyen o güruha ve bunlara karşı çıkmayarak "yok efendim provakasyondu şuydu buydu" diyerek bunlara peçe tutan o güruhun koyundan bile daha değersiz, fikirsiz ve cibiliyetsiz mensuplarına ve hatta vatanını iki kuruş para, üç kalem şöhrete satan ve yazarım diye geçinen kansız, satılık medya şişirmesi, kurma kollu, yıllar öncesinden programlanmış şerefsizlere ve de çok daha fazlasına küfür etmek istiyoruz. belki de ediyoruz da. ama nihat genç kimsenin yapamadığını yapıyor ve bunu kitaplarında ve olabildiğince televizyonlarda dillendiriyor.

sizi bilmem ama nihat genç konuşuruken ben televizyonda kendimi görüyorum.
nihat genç okurken de bir insanın geleceğe bakarken geçmişi de çok iyi kavrayabilmesi ve şimdiye de o kadar güvenmemesi gerektiğini anlıyorum.

küfür etmek istiyoruz arkadaşım. uyanık güruh olarak uyandırmak istiyoruz.
buna yardım edenlerin de aydın diye tabir edilen kesim tarafından baltalanması bu ülkenin şimdiye kadar tecrübe etiiğim en acı gerçeklerinden biridir.
26 ekim'deki ne var ne yok programında serdar akinan'ın program başında verdiği 'en kritik programımız bu sanırım' spoilerını,sonuna kadar haklı çıkaran ve bence en başarılı ne var ne yok'unu gerçekleştirmiştir nihat genç.Cem yılmaz varsa ancak bu kadar gülebiliyordum ama aynı işlevi nihat genç bir şeyi daha ekleyerek yapıyor.*
(bkz: güldürürken düşündürmek)
(bkz: düşündürürken güldürmek)
(bkz: leyla nın kapısı)
Bu aralar şovanizmde sınır tanımıyan yazar.
sinirlenince saçlarıyla oynamaya başlayan lepiska saçlı yazar-yorumcu.

ben onun yalancısıyım valla.
geçenki programda saçlarıyla oynadı oynadı.
ahh sinirlendim yine ya, sinirlenince saçlarımla oynamaya başlıyorum gibi ilginç bir isyanda bulunuverdi kendileri.
şahika koçarslanlı modunda takılmaya başladı zaten kendisi.
ağzına geleni söylüyor herkese-ki söylesin bana ne susmasın hatta-sonra birden duruyo.
kalitemi bozdurdunuz bana gibisinden haykırışlar salıveriyor ortaya.
değişti değişti ama değişen fikirleri değil sanki sadece biraz davranışları, hal ve hareketleri de anormalleşti.
değişim kaçınılmaz bir şey.
insan kaç yaşına gelirse gelsin dünya görüşünde değişimler yaşayabilir bu da gayet doğaldır, yargılanmamalı ama
nihat genç'inki biraz fazlaca suni ve yapmacık bir değişim oldu sanki.
ne kadar cok agladigini dusundukce , kadin programlarina cikmasi daha dogru olur diye dusundugum bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan uzun sacli adam.
6 kasım 2007 tarihli bilkent üniversitesi konuşması ardından diyebilirim ki;
adam gibi adam, baba bir adam. insanı öyle bir hale sokar ki, haydi ölmeye gidiyoruz dese sonunda düşünmeden atlarsın.
2 saatlik konuşmasının, nihat genç'in gözyaşları içinde içinde tamamladığı konuşmanın sonunu, oldukça kısaltarak ve benim basit ve yetersiz cümlelerimle özetlemek isterim,
bizi beyazıt meydanındaki güvercinlere benzetmek istiyorlar. önümüze bin ikibin dolar atıp, bizim uslu uslu onlarla akşama kadar oyalanmamızı. ama bu ülkede kırlangıçlar da var, onlar insana hiç yaklaşmaz, insanlar da onlara el uzatmaz, ama onlar mucizevi tükürükleri sayesinde her yere yapışabilen müthiş yuvalar yaparlar ve daima buralardadırlar.
beni kovdular diye devam etti nihat genç. her televizyondan her gazeteden. para teklif ettiler kabul etmeyince tehditlere başvurdular. öldürürüz dediler ve öldürdüler defalarca. üniversitede konuştum rektör yeter çok ileri gittin sus dedi. her konuştuğum her ayak bastığım yerden kovdular....ama ben artık kırlangıç oldum. istedikleri kadar kovsunlar beni, ben her zaman yuvamı yapar ve her zaman burada eğilmeden başım dik, doğruları söylerim.
programını rast geldikçe izlemeye çalıştığım ve yazılarını okuduğum aydın.
düşündüklerini dobraca söyleyen adamdır.Değil siyasiler, yazarlar; keşke her insan bunu yapabilse..
(bkz: nihat sırdar)
bir grup okuru adına site hazırlamıştır. türkiyede kaç yazarın arkasında genç, enerji dolu böylesine bir topluluk vardır bu da cevaplanması gereken bir soru. yeni bir site olsa gerek henüz. imla kurallarına dikkat edilmesinin vurgulanması bir takım ziyaretçileri niçin rahatsız eder o da merak konusu. en azından göbeklerini kaşıyıp yorum yapmaktan, nihat yürü bee koçum bu ülkeye lazımsın demekten öteye geçebilmişlerdir. Zannımca bu güne kararmış suratları tırnaklarıyla kazıyarak gelmiştir.
sözünü bitiremeyen bir sonuca bağlayamayan adam. gayet esmer haliyle beyaz türk taklidi yapması, çemkirmekten kendini alamadığı hrant dink katledilince 'canım kardeşim ne kadar da severdim, ne istediniz ulan ne' ağlanması yapan insan.
geçen gün kitapçıda elime aldığım edebiyat derslerine giriş kitabını karıştırırken ortadan açtığım bir paragrafın ilk satırlarıyla beni güldürmüş yazardır;

--spoiler--
şimdi picasso alıyor tuvali bir köprü resmi yapıyor,resim köprüden pahalı...
--spoiler--
populizmin kitabını yazması gereken,benim halkımcılığı oynamakta üstüne olmayan sabit fikirli herif..