nihat behram

    11.
  1. sol.org.tr'de yazmaya başlayan tanınan ve sevilen yazarlardan.
    3 ...
  2. 2.
  3. Sen bağrımı amansızca zorlayan siyahlık;unutma,öldurmekten daha kuvvetlidir ölebilmek...diyen usta yazar.
    edit:dar agacında üç fidan kitabından alıntıdır.
    3 ...
  4. 15.
  5. Sihriydi tutkuların. Şiir bitti!
    Solunarak süzülen tılsımı kalmadı gönlün..

    Şiir bitti! Kurudu esin çağlayanı umudun
    Dindi suların tendeki çılgın uğultusu
    Öpüşlerden düşlerin filizleri yolundu
    Kimse ağlamıyor özlerken..

    Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin
    Bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak
    Gülüşler kuşsuz, kıvılcımsız
    Can bitkin, dil tutsak..

    Şiir bitti! Bulandı yüreğin özgür sesi
    Teslimiyet başıboş
    Yiğitlik evcil
    Onur sessizce köreldi gözevlerinde
    Dişlerin arasında bilendi küfür: paslı, keskin
    Oyuncu arsız, seyirci bezgin
    Ne dövüş soylu ne seviş
    Çığlığı duyulmuyor sevincin..

    Şiir bitti! Söndü içtenliğin güven ateşi
    Sevgilin zehrin kılabilir gizemli anıları
    Dostun katilin olabilir
    Nefret hırçın, şefkat uyuşuk, merak sinsi
    Acının sırdaşı ayrılıklar uluorta kudurgan..

    Şiir bitti! Tozlandı hançeresi sezginin
    Susan da ikiyüzlü konuşan da
    ihanetin sinmediği giz unutuldu
    Yalan doruklarda çığırtkan

    Şiir bitti! Bozuldu ışıktan büyüsü duyguların
    Korkunun da ucuzları türedi coşkunun da
    Erdem sığlaşıp özüne yabancılaştı
    Dal kuru, dalga uysal
    Herkes her şeyin sahtesine alışkın...

    Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk
    Alaycı çalgıcılar dökülüyor şarkılardan
    Hüzün sürgün, aşk yılışık..

    Şiir bitti! Dindi rüzgârı tükenmez gücün
    Ağıtlar yetim, türküler öksüz
    Zalim yaradana pervasız, mazlum ölümüne çaresiz..

    Şiir bitti! Soğudu tezcanlı yüreğin yanardağı
    Ne dövüşün külhanı kaldı ne sevişmenin
    Suskunluk kanıksandı, kabalık azgın
    Ne Dadal'a sadık halk ne Karacaoğlan'a
    Sokakta sabrın tiryakisi ruhsuz bir kalabalık..

    Tek umut ki - yaşam bitti demeye varmıyor dilim -
    O da çocukların sesleri..

    isyan edin isyan edin isyan edin!

    kendisinden dinlemek için; http://haber.sol.org.tr/video/9713.html
    4 ...
  6. 17.
  7. YiNE DE GÜLÜMSEYEREK

    Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız
    yıldırımlarla ağmış,
    ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış
    kaburgamız,
    dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifir
    uçurumlar,
    yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin
    yaşından
    incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği;
    şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş,
    sesimizde sendeleyen bir keder,
    uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden;
    ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin.

    Ne azgın canavarlar üstüne yürümüşüz bir demet
    çiçek için,
    neyimiz var neyimiz yok vermişiz bir narin dilek için,
    yıllarını taş duvara örmüşüz ömrümüzün bir hırçın
    yürek için;
    şimdi çevremizde yosunlaşmış sessizlik,
    yabanıyız gittiğimiz her şehrin, çiğdemsiz, kükremesiz,
    kimsecikler sezmiyor boynumuzdan didişen örümceğin
    zehrini;
    ziyanı yok, nasıl olsa nabzımızda durulanır yaşamanın
    iksiri.
    Ne güzel sevmişiz, ağzımızda mavi bir tat kekremiş,
    ne sızılar sarmışız yumuşacık öpüşlerin çığlığını kuşanıp,
    şafaklar tutuşkunu şarkılar yuvalanıp ne mintanlar yırtmışız,
    şimdi usulcacık ürpersek kara gece uykumuz kaçacak
    kadar delik
    üstümüz çimensiz tepeler gibi bereketsiz, örtüsüz, serin;
    ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün çayırları ipekten,
    bakışımız lekesiz.

    Ne masalar düzmüşüz kıvrımları gümüş, kakmaları sedeften,
    ne milyonlar yanından başeğmeden geçmişiz, huyumuz
    değişmemiş,
    hayatımız günbegün çarpışarak yaşanılan sırların ürünüdür;
    şimdi kar altında avcumuz, avurdumuz ilaçsız,
    ıssızlaşmış sabahlar, yoksunluk arsızlaşmış,
    kaçışır yolumuzdan gölgesini de alıp o şaklabanlar
    inildesek açlıktan;
    ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün dağı taşı altından.

    Ne devlerle dalaşmış kanımızı göstermeden silmişiz.
    ne kudurgan günlerde elimizi dost eline titremeden vermişiz,
    bir ömür seğirtmişiz bir nefes beklemeden;
    şimdi nice anışların dudağı üşüyen bir çocuk kadar uçuk,
    nicesi elsıkışların sahtekar çıkmış.

    - Bizi eşkiyalar soymamış abi
    muhabbet yıkmış!

    Nihat Behram
    3 ...
  8. 13.
  9. ibrahim kaypakkaya' nın mezarını kitaplarının telifiyle yaptırmış, kitap yazarken paraya önem vermediğini, yani siyasi konuları ticaret malzemesi yapmadığını herkese göstermiştir.
    3 ...
  10. 26.
  11. bugün tüyap'ta gördüğüm ve arkadaşımın kitabını imzalattığım yazar. kendisi isviçre'de yaşıyormuş kısa bir sohbetimizde söyledi yurt dışında yaşama sebebini türkiye'de kitaplarının yasaklanması olarak söyledi hak vermedimde değil o yüzden konuyu üstelemedim.

    kitabı imzalarken "insanın insanca yaşadığı bir dünya dileğiyle..." olarak imzalamıştır.
    2 ...
  12. 36.
  13. Ne demeli şimdi
    Bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
    Göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
    Öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
    Ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
    Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
    Oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
    ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
    Onun kavradıkça derinleşen şarkısını
    Vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
    Vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
    Telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
    Ya görevin ne senin görevin
    Oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
    Ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
    Sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
    Ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
    Senden gelen ısıyla koruyorsam
    Ne demeli simdi
    Ey serçelerin sabahlarla doluştuğu cıvıltı
    Ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkatti çeken hayal
    Kalbimi çevreleyen sevda gözeneyi
    Acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
    Beni düşün öyleyse
    Beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
    Beni fitillerde başlayan bir fısıltı
    Anında ilk satırı yazarken bir bildirinin
    Kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
    Beni dar camlarda değil
    Bir bulutun seyrinde düşün
    Burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerim.
    2 ...
  14. 16.
  15. yılmaz güney'in hapishane yıllarında sanatsal faaliyetlerini pratiğe dökebilen kişi. ayrıca kaliteli bir kişilik olarak söylememizin abartı olmayacağını düşünüyorum.
    2 ...
  16. 7.
  17. Sen bağrımı amansızca zorlayan siyahlık; unutma, öldurmekten daha kuvvetlidir ölebilmek. (n. behram)
    1 ...
  18. 6.
  19. kendi yazgısına;
    tıpkı yazıldıktan sonra yaşanmış bir öykü gibi karalandı...
    hem "gerçekti", hem " düş"!
    varlığı diş diş olmuş, canını dişlemekteydi.
    ömrü göz göz olmuş, yaş dolmuştu...
    yaşıyor olmasıydı belki de , solmasının tek nedeni...!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük