çok sanatçı dinledim, müziğini, şarkısını, türküsünü, tarzını sevdim fakat öldüklerinde hiçbirine rahmet okumadım. neşet ertaş müstesna. mekanı cennet olsun. bizim gibi gariban anadolu insanlarının derdini, acısını, aşkını dillendirmiştir. onun gibi saygılı ve iyi yürekli bir sanatçı tekrar gelir mi bilmem.
“Onca yoksulluk varken” tertemiz aşklar yaşandıysa… Açgözlü, muhteris, kibirli maymunlara pabuç bırakmayan birkaç iyi adam çıktıysa… Duygusal, dinî, siyasi her türlü ilişkide ajitasyonun, manipülasyonun, dalga dubaranın gırla gittiği bir çağda; hiç kimseyi şahit tutmadan, gizlice, pırlanta gibi bir damla gözyaşı döküldüyse…
neşe dert aşk, bozkırın tezenesi, halkın sanatçısı canınız ne demek isterse işte o. ölümünden bir kaç yıl öncesine kadar iç Anadolu insanından başka kimsenin kıymetini bilmediği yüce ozan. ağlatırken de güldürürken de başka türlü düşündürtür insana, başka türlü hissettirir, onun hissettirdiği duyguyu bir başkası size veremez. Kadir kıymet bilmek bize göre değil biz ölüme beş kala yada öldükten sonra kadir kıymet bilir gibi yapan insanlarız.
''usta'' kelimesini sonuna kadar hak eden şahısdır. yaşasaydı eğer, bir sarılmak isterdim. dertleşmek isterdim. herkes sanatçı olabilir belki. ama bu kadar mütevazi, sevilen, sayılan, bu toprakları, bu kadar güzel anlatan bir insan, daha gelmez herhalde. dertlerimizi bu kadar sahiplendiğin için minnettarız üstadım.