sanatçı denince akla bu adam gelir işte. memleketimi pek sevmem, ama bu adam öyle bir adam ki hemşehrisi olmak gurur veriyor. üstünden seneler geçse de eserlerinin kalıcılığının bozulmayacağına inandığım, her türküsüyle insana farklı farklı şeyler yaşatan üstat. iyi ki var.
kıbrısın fethinden, 13 yaşında aşık olduğu melo'suna kadar her duyguyu divan sazının telleriyle dile dökmüş, dinlenildiğinde içiren, içirdiğinde dinleten türk ozanı.
tayyip erdoğanı, " sigara içmeyip de avradı mı dövsün! " cümlesiyle rencide etmiş, nil karaibrahimamcagiller adlı canlıya cevap olarak " gençtir, bilmemiştir." diyebilecek kadar mutevazi gönül dostudur.
ne zaman sol framede görsem, hakkında bir şeyler yazasım gelen yüce ozan.. canlı canlı dinleyemeden, o bağlamanın sesini yakından hissedemeden göçmek istemiyorum şu dünyadan.
Almanya 'ya gitme sebebi hakkında iki görüş vardır. 1) sahnede felç geçirmiş ve Almanya ' ya abisinin yanınatedavi olmak amacı ile. 2) 1980 döneminde olaylara karışmamak için çünkü kardeşin kardeşi öldürdüğü bir dönemdir.
ayaklarınızın turabı gönüllerinizin hızmatçısıyım. ben bu yaşıma gadar nota akor . . . pek bilmedim,ırahmetli babam şöyle der idi efendim : 'göonünden geçeni barnakları işleyecek.' budur neşet ertaş'ın sanatı budur insan sevgisi candanlığı .