giderek levent kirca kisiligine burunen yilmaz erdogan filmidir.suya sabuna dokunmama kaygisiyla yapilmis calismalardin gittikce nasil daha da siglasabilecegini gozelr onune sermistir. ne bir komedi filmidir ne bir dram. bu onemli mi? tabi ki degil ama onemli olan filmin icerdigi konularin derinligi ve bu derinlige en az 10 metr yukseklikten bakmak, derinlige inememek. sonuc olarak ne sinifsal ucurumu aciklayabilmis ne guldurebilmis ne de aglatabilmistir(gerci aglatmak o kadar gerekli degildir zira duygusal halkimiz aglamaya cok musait oldugundan her an patlayabilme potansiyeline sahiptir).
muzikleri fena degil ama boyle giderse yilmaz erdogan 2. levent kirca olma, halktan uzaklastikca halki yanlis anlatma yolunda ilerleyecektir.
konuşması sevimliliği ve naifliği ile sempati yaratan bir anti kahramanın, noel baba rızanın bütün öykü klişelerini başarıyla yerine getirmiş hikâyesi.
bir kenar mahallenin uyuşturucu satıcıları, kabadayıları olur. tamam, cepçilik arpacılık filmin konularından değildi ama neden bir kişi bile sigara içmez? öyle mahallelerde insanlar durmadan tüttürmezler mi? hiç suç işlenmeyen ve tütün içilmeyen dünyada tek arka mahalle neşeli hayatta izlediğimiz olsa gerek. bu gerçekçilik sorunu nedeniyle filmin mekânı maalesef bir dekora dönüşüyor.
sigara ile savaş vakfı ''bornova bornova'' adlı filmin gençleri sigara tüketmeye özendirdiğini savunarak, savcılığa bu konuda suç duyurusunda bulunacaklarını bildirmiş. bu yapılan bir sanat eserine, eserin estetik dokusuna ve gerçekçiliğine sabotaj girişimidir. hiç kimse sinemada izleyip kitapta okuyup sigaraya veya uyuşturucuya başlamaz.
hâlbuki sorun bornova bornova filminde değildir. sorun yılmaz erdoğanın gişe ve eleştiri kaygısı güderek, tribünlere oynayarak film yapmasındadır. sonuçta ortaya çıkan, sadece mahalle dokusu için değil filmin geneli için geçerli olan, sınıfsal fark gösterse bile eleştirel olamamış, anadamar ve sisteme angaje bir filmdir.
bana muhsin bey filmini hatırlatan harikulade film.
yılmaz erdoğan'ın mükremin karakterinden kurtulduğunu görmek güzel. daha doğrusu içinde hep biraz mükremin olan karakterleri oynadığı için bu yüzünü görmek güzel.
büşra pekin'e övgüler yağdırmak isterdim ama önceden yapmışım. (#4846381) ama çok az yapmışım. bu kız inanılmaz bir yetenek.
edit= ben hiçbir türk filminde bu denli reklam kullanıldığını görmemiştim. hatta bu reklamlı sahnelerin yasak olduğunu sananlardandım. terlik firması... oyuncakçı... sürekli yenilen ve içilen fast food kralı...
hakkında olumlu-olumsuz epey görüş belirtilen, oyuncu kadrosuna ve senaryoyu kaleme alan isme bakınca izleyicilerde gümbür gümbür bir komedi filmi beklentisi yaratan, halbuki güzel yurdumun hep sahne arkasına atılan kesimini gözler önüne seren filmdir. filmde öyle güzel yerlerde öyle can alıcı replikler var ki, insan düşünmeden edemiyor.
-spoiler-
en can alıcı repliklerden birisi :
- insan gözünü yükseklere dikince aşağılarda darlanıyor demek ki .
Fazla komik olmadığı kesin ancak yine de başarılı olarak nitelendirilebilir bir filmdi. Bana göre filmin en güzel 2 sahnesi Noel Baba nın oyuncak dükkanında yeni yıl gecesi patronu ile üstünü değiştirirken kurduğu insani diyalog ve yine Noel Baba nın mahalle kahvesine gelip alın size para diye paraları masaya dizmesiydi ki ona rağmen "mutlu yıllar" demeyi ihmal etmedi. insanlıkla, yaşam mücadelesiyle ilgili bir film olarak hafızalarda yerini alacaktır.
bu zamana kadar neden izlemedim diye kendime kizdigim filmdir. yilmaz erdogan olaganustu oynamis. oynadigi rolu izleyiciye o kadar inandirmis ki, bazi sahnelerde insanin gozu dolmuyor degil hani. muthis bir dram olmus. sirf yilmaz erdogan ve mutfak ekibi oynuyor diye komedi beklentisiyle izlenmemesi gerekir.
Tanıdık oyuncularla, sıcak bir hikaye. Yılmaz Erdoğan yönetmenliğinde, BKM Mutfak oyuncularının gerçekçi performanslarıyla; yer yer umulanı vermese de, tam yıl sonuna yakışır bir filmdi.
Bir espriye gülmek ya da gülmemek, kişinin kendi değer yargılarına ve espri anlayışına bağlıdır pek tabii. Ama salonu güldürebilen çok kaliteli esprilerle de süslenmişti film. Zaten "Çok Güzel Hareketler Bunlar"dan da bildiğimiz gibi, kimi oyuncuları sadece görmek bile insanı gülümsetebiliyor. Mesela Ersin Korkut.
Tüm güzelliklere rağmen, çok fazla iz bıraktığını söyleyemeyeceğim. En azından birilerine hevesle anlatmadım. Ama şu da bir gerçek ki, üzerinde emek harcanmış her şeye saygımız sonsuz, hele ki böyle yetenekli oyuncular söz konusuysa...
büyük ölçüde post modern dönem türkiye'sinde inceden inceye ve otantik bir kapitalizm eleştirisi yapan, yer yer tıkanır gibi olsa da genelde başarılı olan, yer yer mizah, yer yer kara mizah yapan yılmaz erdoğan yapımı bir türk filmidir.
Mutfak oyuncularının televizyondakinden çok da farklı bir performans sergileyemedikleri film. Abartılacak bir şey yok çok kötü değil. Ben annem ve teyzemi götürmüştüm, normal normal eve dönmüştük hayatımızda hiç bir şey değişmemişti.