egemen bağışın, 'senaryoyu okudum bazı eklemeler yaptım 'dediği film.ne ıyı ne kötü bir film ama kesinlikle dublajsız izlenmesi gereken bir filim.üstadların oyunculuğuna yorum bile yapamayacağım film.
bu senaryoya yazildiktan sonra parmak sokulmus gibime geliyor.ilk fragmani seyrederseniz orda farkli seyler var,filmde fragmanda olan hicbir sey yok neredeyse.
1-patlama sahneleri animasyon.10 milyon dolar harcanan filmde paralar new york-istanbul biletine mi harcandi be haci.
2-senaryo berbat
3-kurgu berbat.birbirinden bagimsiz birsuru olay var,havada kalan.
--spoiler--
-ulkuculer isin icine katilmis sonrasi yok,yardim alindi noldu belli degil
-interpol ve nypd aradigi adam ikidebir karisi kiziyla bulusuyor.sacma
-spoiler--
p.s:sayin turkucuye karsi onyargim vardi,daha da artti.izledigim ilk filmi ve berbat.digerlerini bilmiyorum.
benim için filmin tanımı : haluk bilginer'in oyunculuğu için gidilesi filmdir.
--spoiler--
cemaatten bahsettik, ülkücüleri işe kattık, polis, aksiyon, kan, yurtdışı çekimler ve töre
yine karman çorman bir senaryo.
çekimler dünya standartlarında ona diyecek bir lafım yok ancak ne anlattığı belli olmayan, havada bir film.
saçma sapan gereksiz diyaloglar. yemin eden polisler? ülkücüler? para toplanması? başta bir gazetecinin öldürülmesi? deccal'ın hemencecik yakalanması? zikirler? mağaza zincileri? harlem? harlemdeki zencilerin dayak yemeleri? nedir yani ne anlamalıyız? bunlar oluyor arkadaşım al sana bu bu bu . iyi de senaryo dediğin en ufak ayrıntıya kadar işlersen olmuş demektir.
sonuç olarak; olanları göstermiş, dokunulmayan yerlere değinmiş ancak bir yorum katmamıştır. eksiği yorumdur.
ve atlanılan en büyük kısım da; sahnede silah varsa o mutlaka patlar mantığıdır.
tamamen kişisel yorumum daha:
haluk bilginer o kadar farkındadır ki senaryonun bu şekil olmaması gerektiğinin, kendine doğru gelen şekilde oynamış ve seyirciye kendi bildiğini aksettirmiştir.
masum görünen bir terorist.
--spoiler--
tekrar derim, haluk bilginer için gidin.
duygusal yapımdan olsa gerek film genel olarak çok kopuktu. bir an iyi oldu derken bir an kötü oluyordu fakat sonunda haluk bilginer oyunculuğunu konuşturdu. 2 erkek sarıldık birbirimize ağladık o derece. ama siz siz olun türkçe dublajlı izlemeyin filmi.
efsane sinemacı mahsun kırmızıgül ifadelerinin başlamadan bittiği film olmuştur. belki üçüncü filmde artık kopuk sahneler ve bütünlükten uzaklıktan kurtarır dedim, beyaz melek bu filmin yanında başyapıt kalıyor, o derece. hollywood starlarına verdikleri paradan sonra bütçe yetmemiş herhalde, haluk bilginer de yeteri kadar oynamış. fragmanlarda gözüken sahneler dışında danny glover ın varlığı dışında beni şaşırtan hiç birşey olmadı. yok, alt tarafı aksiyon filmi deyip beklentiyi düşürünce de kurtarmıyor. hakikaten kötü film, bence sinemaya ayrılan bütçeyle başka birşeyler görüverin. valla bak, spoiler yazmaya üşeniyorum o kadar kötü.
senaryosu anlamsız ne anlattığı pek belli değil. ayrıca da oyunculuklar öyle vay amına koyim dedirtmiyor gerek de yok aslında ama karakterler fazla karton olmuş, ısrarlı bir doğulu tarzı amansız mesaj kaygısı ile dopdolu sebepsiz ve amaçsız bir film olmuş. öyle muhteşem bir sinemacılık ve yönetmenlik eseri de değil.
sırf adam kürt diye bildiğin "azınlık kontenjanı"ndan "olm holywood bok yemiş ya" triplerine girmeye gerek yok açıkçası. ha yapsınlar tabi film. yapsınlar da aman aman da gaza getirecek bir film değil. her bir bok sapına kadar klişe.
seneryo, kurgu neresinden tutarsanız tutun elde kalmış bir yapım. mahsun film boyunca birilerine yaranmak, bi yerlere mesaj verme kaygısından seneryoya pek odaklanamamış. mustafa sandal ve mahsun'un oyunculuk işini birkez daha ciddi bir şekilde düşünüp, erken jübile ile gönüllere su serpmelerini temenni ediyorum. filmde izlenecek birşey varsa oda her filminde olduğu gibi oyunculuk dersi veren haluk biliginer'dir.
Yolu kapatan koyun sürüsü görmek istemiyoruz artık. Semah gösterisnin amacı neydi? Bir Bitlis'li olmama rağmen şehre girerken üst üste bindirilmiş üç dört şarkı, sanki son anda sıkıştırılmış. Hacının karısı filme me kattı? Afişde de resmi var. O kadının bütün olayı Haç şeklinde kolye. Onu da gözümüze gözümüze soktu. Damadı kızı romantik komedi gibiydi. Mahsun çok buyuk hayal kırıklıgına uğrattı beni. Olmamış Hacı olmamış
Mahsun Kırmızıgül
Entellektüel bilgi birikimi zayıf biri. Keşke senaryoyu yazarken bir kaç kişiden destek alsaydı. Yılların usta oyuncuları da, parayı veren kişiyi yani patronu eleştirmekten sakınmışlar belli. projede yer alalımda nasıl olur sa olsun kaygısı taşımışlar kesin.
Belli bol para dökmüş ama yazık olmuş. Hiç bir karesinde yeni bir bakış açısı desen, yeni bir tat desen ne biliyim orjinal bir şey yok. Filmin akışı çok sıradan, her şey masanın üstünde, defalarca işlenmiş konuların bir kopyası olmaktan oteye gidememiş. Patlamayla başlayan filmler, Silahlı çatışmalar felan hep banal, ha ''Hollywood yapmış bir de biz yapalım'' demişler. O acıdan bakarsanız olmuş mu Olmuş. Ama ortada Ciddi bir senaryo problemi var. En çok Yılmaz Güneyle karşılaştırılmasın üzülüyorum. Yanından bile geçemez.
olaylar arası geçiş çok eksik. yani operasyonla başladı, pat diye başka bir yere geçti. sonrasında amerikalı oyunculara türkçe dublaj yapıldığı için mahsun'un(fırat) ingilizce bilmemesi hali çok sırıttı dublajlı versiyonda.
cemaat yapılanması denildi. oraya derinlenilmesine inilmedi. deccal olayı çok havada kaldı. mahsun kırmızıgül'ün seyirciyi atmosfere sokup anında çıkarması bu filmde oldukça tavan yapmış durumda. ayrıca haluk bilginer(hacı gümüş)'in bitlis ağzını çok berbat konuşuyor. yapamamış. ben şahsen kitsch buldum.
para toplanılcak denildi, ülkücüler ne alaka? yani orası seyirciye servis edilirken hangi mantıkla yapıldı, anlamadım. silver market'in yanında fırat ile acar'ın kabak gibi beklemesi sıradışıydı. normalde o sahnelerde arabalarda olunurdu ama neyse. mevlana'dan örnekler verilebilirdi. orada detaydan kaçıldı.
mustafa sandal da iyidi. yani havalı bir polis imajını vermekte başarılıydı. kurgular arasındaki bağlantının zayıflığı finalde kendini gösteriyor zaten. kan davası. öehh?
tam anlamıyla çekemedi beni bu film. beyaz melek, güneşi gördüm'e oranla biraz daha kli$e kaçtı, onlar kadar etkilemedi diyebilirim.
post-modern film hiç değil. 10 üzerinden 6.7
--spoiler--
çıkmaz sokak isimli tv programındaki konukların bu filmin senaryosunu mahsun kırmızıgül tamamiyle kendisi yazmış olamaz dediği ve merak edilen filmdir.
bu kadar parça olaylardan film senaryosu yazan başka bi yönetmen* yoktur dünya üzerinde galiba.
şöyle ki;
--spoiler--
başlarda bi cemaat yazıyosun tamam içlerine bir de polis sızdırıyosun tamam da aga bu kadar eksik olabilir mi anlatım adeta gösterip elletmiyosun.
sonra filistine para yardımı için ülkücülere gidiyosun orda ülkücü yemini izlettiriyosun konuyla hiç bir ilgisi yokken!
sonra aksiyon dolu bi operasyon izliyosun sonuç alamadan hiç bi delil çıkaradan 16 terörist ölü ele geçirilmekle kalıyo devamı yine yok!
ardından birden bi adama yönelip new york'a gidiyosun hacıyı fbi dan teslim almak için. fbi binasında gereksiz olarak abd'nin ırak'a girmesindeki amaç tartışılıyo burda da bi eski gündem dokundurması yapılıyo.
türkiye'ye götürmek için teslim aldıktan sonra mahkum aracında saldırıya uğruyosun kimliği belirsiz kişiler tarafından *
neyse olur böyle şeyler amerikan filmlerinde diyosun devamında izini türk usulü takip edip buluyosun hacıyı ellerin kolların çözüldüğü halde fbi'a yakalatmak yerine kuş gibi dinliyosun.
hacının kızı evlilik için evden çıkarken birden amerikan romantik film tarzına geçip eşiyle birlikte koşturuyosun bak burda pes dedim gerçekten türk sinemasında bir ilkti!! aksiyon devam ettiği halde anlamsız bi şekilde kilisedeki evlilik töreni başında sonuna kadar gereksiz olarak yer alıyor, aynı zamanda hacı 3g ile izlerken gözyaşlarını tutamıyo ama ben nedense çok güldüm o sahnede, acaba ben mi taş kalbim diyerek etrafıma baktım ama duygulanan kimseyi göremedim hayır.
sonra avukatlık bürosunu basan polis timini atlatmak için yine çatıya kaçışı izledim çok yabancısı değildim sinemamızdan. ve birden fırat karakterinin tam teçhizatlı operasyon timini atlatmak için kapının arkasına engel koymasını izledim ve bakakaldım çok heyecanlıydı*
ardından türkiye'ye uçtu ve ben ülkemi görmenin rahatlığıyla kalktım koltuğumdan evet bitiremedim filmi.
--spoiler--
iki buçuk saatte bile üç beş film izlemiş kadar oldum o kadar iddialıydı yani konu neydi dersem aman canım konuya ne gerek var azıcık ondan azıcık bundan işte bir başka mahsun kırmızıgül filmi macerası böyle sonlandı.
izleyin tabiki türk sinemasının popülist filmlerinden, borumu bi popçu bi de arabeskçi var filmde gidilmez mi a.q!
