kimi yandaşın, hastalıklı yandaşlık ideolojisinin "din adına sahtekarlık yapmak cihattır, helaldir" gibi sapık düşünceleri de kapsadığını görmezden gelerek eleştirdiği gerçektir.
efendim, "neden akp (aklınca din) adına sahtekarlık yapan imamı ön plana çıkarıyormuşuz?"...
ya ne yapacaktık? bunların imam olanları bile dinden, haktan, hukuktan, adaletten bu kadar anladığına göre diğerlerinin hali nicedir herkes düşünsün diye ön plana çıkarıyoruz.
hayırdır sadece imamlara yönelik bir partimi akp ?
imamın soyunda varsa bir kopukluk, bunu tüm partiye b.k atmak için niye kullanıyorsunuz ya ?
güzel bir laf vardır;
"katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini gibtiğim cinsine çeker."
davutoğlu şeffaflık yasası çıkarmaya kalktığında, sucukçu muhasebecisi boşuna mı "böyle yaparsan ilçe yöneticisi bile bulamazsın" diyerek yasaya taş koymuştu? mallarının ne mal olduğunu kendisinden biliyor tabi...
adresim aynı kaderim aynı
tıynetim aynı namusum aynı
sucuk kokulum hasretimsin sen
meclis kulisinde ben
kapımda ayakkabı kutuları
dolarla dolup taşarken
para hırslı gözlerimden
dolarcıklar gelip geçer
kim sever kim tapar sana
ben tabi ki ben birtanem
para içinde içim bileylenir
bu kaçıncı çalışım yetim malını
bu kaçıncı o değil başkası
peşimde yüce divanın ayak sesleri
neleri çalıyoruz bir düşünsene
kırık kalpler üstüne kuruyoruz her şeyi
bunca hırsızlık belki bize pek yakışıyor ama
imparatorum olduğun için sen suçlusun.
ne diyeyim? biliyorlar nerede hoş karşılanacaklarını, kimin kendilerini aday göstereceğini, kimlerin kendilerine oy vereceğini, nerede iyi indiragandi yapılacağını söz konusu ibrahim zübükzadeler...