katıldığı programda alkol seviyesinin izleyici tarafından ölçülüp biçileceğinden bihaber doğal kişilik.bu kadar eleştirilmesindeki tek neden farklı olmasıdır,fiziksel avantajlara sahip olması ve en önemliside (daha doğrusu önemlisi olman gerekende) yaptığı işte son derece başarılı olmasıdır.günümüz ahlak bekçilerinden ricamız oturdukları yerden ıkınarak "tü kaka" içerikli kalıpsallaşmış söz öbeklerinden ziyade lokal hareketleriyle çıkardıkları tahmin edilen kötü kokular yüzünden;bu tip entryler girmeye zorunda bırakılarak ,bazı silikon beyinlerce "avukat" izlenimi uyandırmalarına mahal werecek "talihsiz" olarak nitelendirebileceğimiz açıklamalarda bulunmamalarıdır.zira bu sözde gurular acep ne boku bu adamın yaptığı ya da inandığı kadar başarılı sonuçlandırmışlardır da keyfini sorgulamaktadırlar?ya da kendileri yine kendilerini ifade etmek için alkol ya da benzeri ne halt var ise değil minimum düzeyde hiç almamaları mı gerekmektedir?yoksa tüm bu eleştirilerinin nedeni bu kendini ifade etme hadisesinin alkollüyken bile rahatça üstesinden gelebilmesinin bu "sözde gurularımızın" bünyelerinde yarattığı kıskançlık duygu musudur?en vahimi de bir de bunlar her yerde özgürlükten bahsederler tey tey tey...
insanlara, hadi neyse 70 milyon izlemiyor diyelim, orada bulunan insanlara zerre kadar saygisi olmayan, olsaydi zil zurna sarhos olmamasi gereken, düz adam.
an itibariyle makina'da kafası güzel olduğunu * ne kadar belli ettiğini sözlüğe yazacakken benden önce davranan arkadaşlar olduğunu farkettiğim, bu farkındalığın kendisine olan antipatime herhangi bir katkı sağlamadığını düşündüğüm ukala dümbeleği.
barda fılmınde olaganustu bır performans sergılemıstır. bır adamdan hem tıksınıp hem hayran olmak gıbı tuhaf tezatlıklar yasatmıstır. ses tonu ınsanı mest eder.
şimdiye kadar birçok dizide rol almış eylül fırtınası filmiyle sinemaya girmiş kişi. mustafa hakkında her şey ve anlat istanbul filmlerinde de oynadı.şu anda da barda filminde psikopat bir kişiyi canlandırıyor.
barda'daki performansıyla bir kez daha gönülleri fethetmiş; aşık doktor, taksici, psikopat, delikanlı, her rolü hakını vererek oynayan yakışıklı oyuncu.
barda adlı sinema filminin başrol oyuncusu. kendisini bu güne kadar, genelde mazbut, delikanlı, romantik aşık rolleriyle izlemiştik fakat barda adlı filmde kendisini aşmış gibidir. tecavüzcü, katil, bildiğiniz sapık bir karakteri canlandıracaktır. oynaması gereken de böyle rollerdir, kanımca. *
sanem çelik' te olduğu gibi bünyesinde bir ruhsuzluk hali bulunduran aktör. sanki böyle oyunculuğuyla insanlara dünyaları bağışlıyor. hep aynı bakışlar, aynı durgunluk.
adamın tek derdi kasaptaki et olmamak ve oyunculuğu ile anılmak bence. bu yüzden biraz agresif ve ukala duruyor ama yakışıklı olmak iyi oyuncu olmaya engel değildir. örneğin fikret kuşkan
popüler kültürün eritmeye çalıştığı ama başarısız olduğu,90'ların kemancı'sının tanıdık insanlarından,bir ara beyaz zenciler gibi yaşadığını söyleyen,birilerinin yakışıklılığıyla benimse amatör tiyatro yazarları için yaptıklarıyla takdir ettiğim iyi oyuncu,sert kişilik.
ilk kez karşımıza Perran Kutman ve Erdal Özyağcıların beraber oynadığı 'Şehnaz Tango' adlı dizide Şehnaz'ın kepçe kulaklı kızının uzun saçlı sevgilisi olarak çıkar.Aradan yıllar geçtikten sonra O'nu milyonlara Gülbeyaz dizisindeki Kadir rolü tanıtır.Gülbeyaz'da oyunculuğu ile de göz doldurur ama Aliye'de Gülbeyaz'daki oyunculuğuna pek rastlanmaz.Genellikle canladırdığı tipler aynıdır.Hem Şehnaz Tango,hem Gülbeyaz ve hem de Aliye'de önceleri vurdumduymaz olan sonra da aşık ola ola adama dönen serseri ruhlu adamdır.Bu da O'nun oyunculukta daha çok yol kat etmesi gerektiğinin en önemli göstergesidir.Ancak kendisinin öyle bir kaygısı yoktur.Canı istediği kadar bu işi yapıp,sıkıldığı anda tasını tarağını toplayıp gitmek ister.
Yakışıklıdır,meraklısı Beyoğlu'nda Fransız Sokağı'na giderken açtığı kitapçıısna uğrayabilir,şanslı günündeyse göredebilir.