türkiye'de son 20 yılda sinema severleri sinema salonuna çeken film sayısı onu geçmezken yapılan anlamsız eleştiridir.
sanki her sene sinema severleri sinemaya çeken 5-10 film yapılıyormuş gibi.
biraz sinema severler sinema salonlarına gitmeye başlayınca başlıyor mehmet ali erbil filmleri , saçma sapan komedi adı altında çekilen filmler vesaire...
sinema severler sinemadan soğutulmaya çalışılıyor sanki.
eleştirinin her zaman maddesel olgular üzerinden yapılmayacağını anlamamış bünyelerin ilginç önermeleri. hıncal uluç da milan baros u eleştiriyor. o zaman hıncal uluç'un da Baros'tan daha iyi gol atmasını mı bekleyeceğiz yani?
film milliyetçilik temeli üzerine kurulmadığı halde ( ki 40 kişilik ekibin içinde kürt kökenli askerler de vardı ) filme milliyetçi dalgayı arkasına alıyor diye eleştiri yapmak biraz haksızlıktır.
yönetmen ve/veya senarist olmalarından kaynaklanıyordur.. yani herkes sinema filmi yapsa türk sinemasının halin ne olur.. düşünsenize ben nefes filmini eleştiriyorum ve biri diyor ki "kalk sen yap film.." hacı ben eleştirmenim.. benim mesleğim eleştirmenlik.. sinema filmlerini eleştirip para kazanıyorum.. sen eleştirilecek film yapıp para kazanıyorsun ya onun gibi.. bir türlü eleştirilmeyi öğrenemedik gitti ya.. sözlükte birini eleştirirsin "ayar" derler.. sinema filmi eleştirirsin "daha iyisini çok biliyorsan sen yap" derler.. tiyatro oyununu beğenmezsin "sen ne anlarsın" derler.. hacım bunları yapmayınca da asosyal, mal, kültürsüz oluyorsun.. ne çarpık bir düzen lan bu.. kafam karıştı..
bakın aklıma geldi.. "abi sinema zaten kötü bir de siz eleştirip iyice baltalamayın" söylemleri facia niteliğindedir.. yani senin 30 yıldır yaptığın terör politikanı yerden yere vuran insanlar bu politika ürünü olan sinema filmini es mi geçecek zannediyorsun.. eleştiri kültüründen zerre anlamıyoruz demiştim ya bu sadece sizin için değil hepimiz için geçerli bir şey bu..
yani sen "er ryan'ı kurtarmak" gibi harika bir savaş filminin hiç eleştirilmediğini mi zannediyorsun? ya da "çöküş"ün tepki almadığını mi düşündün? eğer öyle bir düşüncen var ise hata edersin..
neyse eleştiri iyidir.. hazmetmek ve sonrasına daha iyi bir iş çıakrtmak gerekir.. yoksa bir film yapar kalırsın öyle.. daha iyisini mi yapacaksın? o zaman eleştirilmeyi göze alacaksın..
valla bu mantıkla hareket edeceksek hıncal uluç'u itin götüne sokup malamat etmemiz gerekir. zira adam son 5o yılını galatasaray teknik direktörlerini eleştirerek geçirdi. ne lan o öyle, gelip daha iyi taktik vermeyeceksen bi' sus di mi? rezilliğe bakar mısın?
eleştiriye karşı böyle bir denklem kuran mantığınızı sikeyim demiş miydim?
eleştirenin daha iyisini yapması gerektiği önkoşulunun gerçekliğini ben stivin şpilberg'i eleştirdikten sonra kavradım ancak. adam sen misin eleştiren dedi, ver etti salim şarkılarını, ver etti yurtseven kardeşler halaylarını.. karşımda baksırla haka dansı yapmalar, evde kalabalık otobüs simülasyonu yaratıp sürttürmeler felan gırla..
yediğim ekmek burnumdan geldi özetle. daha iyi yapmadığım şeyi bi' daha eleştirir miyim lan? asla ve kat'a. dersimi aldım. öğrendim.
herhangi bir şeyi eleştirebilmek için ondan daha iyisini yapmak zorunda olduğunu sanan sığ zihniyetin ürünü. eğer ben o filme gitmiş zaman,para vermişsem her türlü eleştiririm kardeşim. eleştirmek içinde hemen koştura koştura film yapmama gerenk yok.
edüt:çok da sıkıcı bi filmdi hiç beğenmedim.
