basit fikirle yaklaşıldığında direk haksızlık gibi görünsede, az bile ceza verildiği bariz durumdur.
yönetime ve rejime karşı belirgin bir al aşağı politikası halka sunulmuştur çünkü. sonucu ayaklanmalara ve terör protestolarına kadar uzanabilecek bir gevşeklik söz konusudur. bahsi geçen ve hedef alınan merci devletin ta kendisidir ettiğin lafın sağlamlığı kadar tepki görülür ki gazetecinin ucuz bile yırttığı durumdur.
hiç bir devlet gevşek bir dilin hengamesine halkını kaybetmek, hele hele yok yere kaybettiği halkının suçuyla günahını üstlenmek istemez.
durum senin ve benim içinde aynıdır aslında,
çocuğun birine küfretse ilk soracağın soru " niye küfrettin ?! " değilde " nereden öğrendin bu küfrü ?! " olacaktır.
halk cahil oldukcada çocuk kalmaya devam edecektir açıklamasının yaşayan kanıtıdır nedim şener isimli şahsiyet.
sanane devletin cinayete yaptığı olası yardımlar ve gözyumulmuş durumlardan ?
ölen kişi senin silah arkadaşın mıdır ?
kankan mıdır ki halkı ayaklandırmaya çalışırsın, devlete karşı doldurursun ?
" yapılanlar doğru veya yanlış, düzenin olmadığı yerde umutsuzluk olacaktır. " deyişinin özel ismidir nedim şener.
yaptığına karşılık az bile bulmuştur.
çıkar çıkmaz pelim pelim abd büyükelçiliğine davet edilmiş gazeteci. hasip kaplan ve kemal kılıçdaroğlu'nun da orada olması ilgi çekici. ama ulusalcı solcular kulağının üzerine yatıyor sanırım.
pek bir kutsanıp göklere çıkarılıyor da, yıllarca uğur dündar'ın yancılığını yapıp, doğan medya'dan ekmek yiyen bu gazetecinin içtenliğine hiç inanasım gelmemişti. şimdi de gelmiyor.
ergenekondan yargılanan gazeteci yazar serbest kalışı sonrasında cnn türk'te verdiği röportajda şok edici konuşmuştu. orada yaşadıklarını, gördüklerini ağlayarak anlattı. o kadar etkileyiciydi ki insanın kendini tutması mümkün değildi. bu işin arkasında olan gülen cemaatine yine bir şey olmadı. nedim şener ve onun gibi suçsuz yere cezaevinde yatanlar bütün çileyi acıyı çeken oldu. bir hukuk vardı eskiden dokunulmazlığı olan, artık o da kalmadı. ve bizler bu adaletsizlik içinde bir şeyler için çırpınmaya devam ediyoruz.
medya mahallesinde "silivri adami curutur kahraman yapmaz" sozleri, basina gelenleri anlatmasi ve zayiflamasi..
bu adamin suclu oldugu kesin degildi ve tahliye edildi. ama bu adam 370 kusur gun psikolik iskence gordu.
insallah buna sebep olanlar ayni aciyi bir gun ceker diyorum.
Bugün cezaevinde yaşadıklarını ve küçük kızının arama esnasında düğmeleri öttüğü için eteğini çıkarmak zorunda kaldığını gözyaşları içinde anlatan ve biz dinleyenlerini bu ülkedeki adaletin anasına avradına sövdürten, dün tahliye olmuş gazeteci...
ben nedim şener'le de ahmet şık'la da farklı siyasi görüşleri paylaşıyorum. ama insana insan nazarıyla bakan ve içinde azıcık bir vicdan kalıntısı mevcut olanlar nedim şener'e ve ailesine reva görülen bu muameleyi lanetlemelilerdir!!!
aslında cesur adamdır. takdir ediyorum,nedeni ise düşüncelerini doğru bulduğumdan değil.onunla aynı şeyleri düşünüp,kodese girme korkusundan kırk kıvıran arkadaşları gibi olmadığı için.
bugün ki 'soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği' ve 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği' iddiasıyla yargılandığı davada beraat eden gazetecimiz. salona geldiğinde çok uzun süredir yemek yemediği için hakimden özel izin alınarak tost ve çay getirilmiş ve ardından duruşma başlatılmış. Son sözü sorulduğunda ise 'tost,çay ve beraat kararınız için teşekkür ederim' diyerek hakimin kararı açıklamasını beklemiştir.