Bir anne atasözü der ki "boş boş oturuyon tabii bilgisayar başında,abdest al , 2 satır kuran oku! , yada bana yardım et"
Bunları duyunca iç sıkıntınız hemen geçer..
kendime ait internet sitelerini bozuyorum, kullanımını engelliyorum. sonra tekrar Yayına açmaya çalışırken saatler geçiyor. ve bu Sıkıntı beni terketmiş oluyor. bir de whatsapptan bir arkadaşım resimlerimi çizip çizip bana atıyor. beni eğlendiriyor. yetenekli kız. arada bir yapar böyle.
not: ev de denemeyin, evinizde intihar girişiminiz olmasın, ev de olmaz, en güzeli dışarıdadır, eviniz kirletmeyin yani, evinizi anneniz babanız aileniz geldiğinde bu ev o ev olmamalı.
muhtemelen sevgilisi olmayan, cebinde parasıyla akrebin ilişkiye girdiği, sosyalitesi yerlerde sürünen, ergenlikten çıkamamış tiplerin söylemleri. dünyada yapılacak o kadar şey varken nedensiz iç sıkıntısı yaşamak ameleliktir, totoşluktur.
> kişinin olağan yahut olağan dışı sıkıntı''lar''ı varken bir genel mutsuzluk hali baş gösterir. neyin var ? sorusuna verilecek bir cevabı yoktur ''içimde bir sıkıntı'' var der. hakikatten de öyledir. bilmiyordur. bilmiyor gibidir. o kadar çok şey dolaşır ki kafasında seçip birini bu diyemez. beyin uçmuş kendi kendine dertleniyor,ruh başka yerlerde dolaşıyor,vücut hayata devam etmek adına oradan oraya boşlukları doldurup olabildiğince sahte gülücükler gönderiyordur kimilerine.
>bir diğer nedensiz sıkıntı ise. gerçekten nedensiz,aniden için bildiğin sıkılmasıdır. ateş basar, hayır olsun denir. telefon çaldığında irkilir kişi,diken üstündedir. sonra geçer gider. anlıktır.
bu şekilde ciddiye alınmayınca anlık bir geçiştirme sağlanabilir ama yanlış taktik. içte birikiyor bu sıkıntı, ciddi ciddi biriyle dertleşip ağlamalı insan arada. yoksa bunalır da bunalır...