--spoiler--
muhtemelen bulutlu bir mizaca sahiptir gökkubbe.
ki her felaket senaryosu gibi..
zaman, avuca sığarcasına daralır. beton apartman bloklar ruhun üzerine yıkılır.
tüm soyut kavramlar ön plana çıkar.
tüm dünya kalbindeymiş gibi, gölgeler peşindeymiş gibi..
dilin bir dua okumaya çalışır. etkisizdir. zira basmıştır basan.
kıpırdamak nafile, ter boncuk boncuk.
insanlar sağa sola kaçar, arkasında kocaman soru işaretleri vardır kovalayan.
derken, isyan edersin.
durursun. ne olacaksa olsundur artık bu kaosun finali..
belki gırtlağına kanlı bıçaktır dayanan, belki açık bir pencereden girmiş karabasan..
sis dağılmaya başlar.
nedeni bilinmeyen sıkıntı yavaşlar.
göz kapakların aralanır.
yataktasındır, gün yüzü görmemiş bir küfürle gün başlar..
--spoiler--
Daralma olarakta adlandırılır. En çokta dinlediği müziklerin etkisinden kaynaklanabilir. Düzenli olarak aşırı olmamak üzere ''Ajdar'' dinletinirse geçer.
ansızın gelir efendim bu hal, bir geldi mi de gitmek bilmez. delirtir insanı. buna kabuslar, mide ağrıları, çarpıntılar da eşlik ediyorsa durum vahimdir. ayna karşısına geçip ne oluyo lan sana diye sorarken de bulabilirsiniz kendinizi. ya depresyon işaretidir ya da sadece bir dürtü veyahut sabırölçer.
nedensiz olduğu sanılmakla beraber, sorumluluklarını ihmal edenlerde sık görülen, ego-süperego mücadelesinin bünyede yarattığı tahribattan fazlası değildir. bu mücadeleden en karlı id çıkar, süper ego, ego il mücadele ettiği için id ipini kopararak serbest kalır. zira, böyle durumların insanı hayvansı hal ve hareketlere ittiği sık görülen bir durumdur.
büyüklerimiz tarafından "ay başına bir şey mi gelecek, Allah korusun var yaaağ. üç kulhu bi elham oku yatmadan önce, geçer. Bizim mahallede birinde vardı. Okuyup üfledi, geçti." gibi nidalarla yorulur.
Kabaca şöyle tanımlanır, hayatınız güzeldir. Ters giden bir şey yoktur. Kafanızı takmak için herhangi bir neden de yoktur. Bulutlardasınızdır. Bir süreliğine Polyannayı bile oynarsınız. Pesimist herhangi bir duygu yaklaşmaz yanınıza.
Aklınıza birden bir şey gelir. Mesela açıklanmayan sınavlar, yatmamış faturalar vs. veya "Ay yarın Boğaçcan'a nasıl anlatsaağm ki" gibi basit durumlar...
Kafanızda bütün olasılıklar, nedensiz yere dolanır durur. "Fatura yatırmaya kim çıkıcak yarın ya? Öldür hocam öldür bi tane daha" der ve bir yudum daha alırsınız içtiğinizden. Kafanız ordadır ama.
işte böylesi güzel ortamların, böylesi güzel ruh hallerinin içine eden bir merettir nedensiz iç sıkıntısı.
Dindirmek için binbir çeşit şey yaparsınız. Kafanızı dağıtmak için...
Yaptığınız çoğu şey meşrudur üstelik.
ama olmaz. kurtulamazsınız ondan. Kurt düştü mü bi kere, çıkmaz.
Yine de üç kulhu bi elham.
yeni dadanmış olan seovi için edit: hacı bi oku, sonra 20 kere eksile. içim yanmayacak. ciddiyim.
bu şekilde ciddiye alınmayınca anlık bir geçiştirme sağlanabilir ama yanlış taktik. içte birikiyor bu sıkıntı, ciddi ciddi biriyle dertleşip ağlamalı insan arada. yoksa bunalır da bunalır...