1) sosyal medyanın kullanılmaması veya yetersiz kullanımı.
2) sosyal aktivitelerin azlığı.
3) Piyasadaki Arz-Talep dengesizliği
4) tüm kızların 3-5 erkeğin tekelinde dönmesi. (esas erkek merakı) ( piç erkeğin 10 kızı idare etmesi vs )
5) kişi başına düşen sevgili miktarındaki dengesizlikler.
6) yetersiz ya da kötü koşullarda açılmak.
7) hem yetersiz hem kötü koşullarda hem de çok yanlış kişiye açılmak.
8) yetersiz ortak arkadaş, yetersiz kendini tanıtma.
9) iki özgüvensizin bir araya gelip birbirine hoş sözler söyleyip onore edeceğine komplekslerinden dolayı birbirlerini daha da gömüp özgüvenlerini daha da düşürmeleri. kısacası yanlış arkadaşlarla takılma.
10) yetersiz yavşama, yetersiz ısrar, fazla utangaçlık
gibi durumlar neden sevgilim yok cevabının başlıca nedenleri arasındadır.
Ekstra bir sorumluluk bunun altına girmek. ilişki içerisinde insanların kalıplaşıp, ufuklarının daraldığına inanıyorum. Stres unsuru gibi geliyor bu mecra benim için. Enerji harcamak ve varılacak sonuç kârlı bir amaca hizmet etmiyor.
zamanında yanımdayken değerini, kıymetini bilemedim o da doğal olarak benden ayrıldı. kendi eşekliğimden dolayı kaybettim onu tamamen. eminim şimdi daha mutlu ve huzurludur, bensizliğe çoktan alıştı hayatını istediği gibi özgürce yaşıyor.
bunu ben de anlayamıyordum aslında sonra düşündüm düşündüm tabi kendimi hırpalamadım bu konuda sonra karar verdim ki sevgili dediğimiz şey iyi insanları sevmiyor, yeterli maddi durumu olmayanı sevmiyor. maddi durumu iyi hale getirdim bu sefer ben sevgili istemedim. hala da istemiyorum açıkçası iyi birisi olarak kalıp paramı tek başıma harcıyorum. ne zaman evlenme düşüncem gelir o zaman bakarım bu duruma. evlenme gibi bir isteğiniz yok ise boşverin sevgiliyi en güzel sevgili sevdiğiniz işi yapmaktır, gezip görmektir, gezdiğiniz yerlerde yeni kişiler tanımaktır hem belli olmaz gittiğiniz yerde belki sizi tamamlayacak birisi çıkar.
Platonik daha eğlenceli. Hocam isteyince küsüyorum isteyince barışıyorum. Tavşan dağa küsüyor hesabı.. Güven sorunu yok. Cıvıklık yok. Bir süre sonra boku çıkma derdi yok. Haa bide çirkinmişim arkadaşım dedi *
ben bir tesbih tanesiyim. bir kadın beni tam ortamdan deldi ve içimden bir iplik geçirdi. beni bir ipliğe geçirdi yani. parmağının ucuyla şöyle bir itti beni kadın. bir müddet, içimden süzülüp giden ipliğin acısını hissederek düştüm. sonra tık ettim, durdum. arkamdan gelen tık sesi, bir yere (birine?) çarptığıma işaretti. şöyle döndüm geriye, bir baktım. çarptığım benden önceki tesbih tanesiymiş. meğer o da ilk değilmiş. ondan önceleri de olmuş. biz bir ipliğe dizilmiş taneler olarak pek de değerli olmasa gerek bir koleksiyonun parçalarıymışız. hepimiz kendimizi en kıymetli sanırmışız oysa. aramızda sıradağları yarattığını iddia edenler bile varmış. ama hiçbirimiz değersiz bir koleksiyonun sıradan bir parçası olmaktan öteye gidememişiz....
Öncelikle tipsizlik bir sebep değildir, bakımlı olursan giderin oluşuverir. Tipsizsen ağzın laf yapacak, veyahut farklı yeni aktiviteler deneyebilirsin.
Belli bir süreç var, bir evre de diyebiliriz. Geçici olmak kaydıyla, bir süre ara verilmesi bu işlere sizi biraz bu konudaki yeteneklerinizi köreltir fakat bir kaç denemeden sonra eski performansınıza kavuşabilirsiniz.
Her yerden herkesi kovalamaya gayret edersiniz. En sonunda elbet biri olacaktır ama asıl önemli olan pes etmemektir. Karşındakini rehin edecek kadar konuşmaya çalışmak, ilgi manyağı etmektir. Sonunda tepenize çıkabilir ilgiden dolayı fakat sonu mutlu bitiyorsa zaten siz onu zamanla kıvamına getirebilirsiniz.
sebebi olabilen ancak genellikle soran kişiyi hiç ilgilendirmeyen bir durumdur.
insan yalnızken hayatında biriyle uğraştığı zamana göre farklılıklara ve yeniliklere daha fazla açık oluyor. yeterince güçlüyse bunu iyi yönde değerlendirebiliyor.