yalnızım diye ağlamaya alışmışım; yalnızlığımı giderecek insanları sürekli hoş tutmaya, sorumluluk almaya, beraber yaşamaya değil.
göstermem gereken ilginin zorunluluğu beni boğuyor. kişisel alanıma çok alıştım ve insanları bu alana kolaylıkla dahil edemiyorum.
nerde o eski "sevgilim olursa kolunda yaşayacağım!!" diyen yapışkan lavandula nerde şimdiki "yabancı gelmesin, gelmeeğğ" diyen korkak.
hafif güzel kafamın uyuştuğu düzgün bir kız bulsam bırak sevgili olmayı bir seneye evlenerim. sözüm meclisten dışarı ama bu kulaklar öyle şeyler duyuyor ki evlenecek insan kalmamış ülkede.