recep tayyip erdoğan'ın hiç bir hatasını görmeyelim, her şeyin dört dörtlük olduğunu varsayalım ve şu senaryoyu bir düşünelim;
erdoğan'ı başkan seçtik, ülkeye mükemmel bir yönetim getirdi, her şey beklenenin ötesinde iyi gidiyor. her şey iyi dedik ya, yeniden seçim oldu ve tuttuk bir daha seçtik, bir dönem daha başkanlık yaptı. ömrü boyunca bu koltukta oturmayacak bu adam, görev süresi elbet bir gün dolacak ve yeniden seçim olacak ülkede. ya "seçilmemesi gereken" birisi bu kadar yetki ile başkan olursa ne yapacağız ?
allah düşünelim diye akıl vermiş hepimize. falanca böyle istiyor diye evet demek, filanca böyle istemiyor diye hayır demek akıl ile çelişen bir davranış olacaktır. evetse evet, hayırsa hayır ama yeterki aklınızı kullanın cevabınızı vermeden, evet diyorsanız neye evet dediğinizi, hayır diyorsanız neye hayır dediğinizi bilerek verin kararınızı.
maddelerde ben ve benim gibilerini ilgilendiren net bir şey yok .. daha evvel de evet diye yırtındılar olanları gördük yargıya o fethullah gülen denilen orospu çocuğunun nasıl etki ettiğini her yere adamlarını yerleştirdiler şimdi de ayıklayacaz diye uğraşıyorlar.. hayırda hayır vardır gençler ...
edit: nöron sorunu olan bağzı kahrolası arkadaşlar için büdüt. halihazırda (bkz: khk)larla yönetilen ülkenin, khk tipi yani keyfi yönetilmesi için getirilen bir sistemden başka bir şey değil.
hayır diyorum. çünkü teklife sunulan maddelerin millet menfaatine olmadığı kanısındayım.
bre yavşak!
erdoğan düşmanı, batı yakalası, terorist demeden evvel anlatacaksin.
hangi madde ekonomiyi düzeltecek, hangi madde terörü bitirecek, hangi madde sayesinde insan hakları ve demokrasi yolunda büyük adım atacağımızı anlatacaksın.
açıklayacaksın, 15 temmuz ardından, devlet icindeki teroristleri bile tam temizleyemeden, ohal'i kaldırmadan neden yangından mal kaçırır gibi refaranduma gidildiğini aciklayacaksın.
fetö'nün siyasi ayağına neden dokunulmadı bir bir izah edeceksin.
ama yapamazsın. çünkü biat ve kulluktan başka hic bir seye yaramayan geri zekâlı bir moronsun. eminim tek bir kere bile, baştan sona okumadın maddeleri.
şunlar hayırcı, bunlar hayırcıdan başka hic bir argümanı olmayan sığırın tekisin.
bak ne diyecem, hazır ol;
senin gibi kansız cahillerle aynı safta olmamak için hayır diyorum.
Okumuş (yani akcahil olmayan) kesimin %31'i bu ülkeden kaçmak istiyor. Bu rakam, Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir oran, hele de Türklerin ne kadar milliyetçi ve vatanlarına bağlı oldukları düşünülürse.
Geri kalan okumuş kesim ise, umutsuz; verimsiz çalışıyor, ülkenin geleceğinden umudunu kesmek üzere. Bu, tek tek baktığınızda çok da önemli değilmiş gibi duruyor ama genel olarak ülkenin lokomotifi olan bu kesimin verimliliğinin düşmesi ülkenin temel çarklarında sıkıntılar yaratıyor.
En basit örnek Merkez Bankası. Merkez Bankası, hükümet korkusundan işini yapamaz hale gelince orada çalışan akıllı bürokratlar oradan kaçmaya bakıyor, Yerlerine atanacak aynı düzeyde adam bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Şu anki merkez bankası başkanı profili son yılların en düşük profilli merkez bankası başkanı çünkü bir önceki başkan ayrıldığında yerine atayacak düzgün birini bulamadılar; en nihayetinde yıllardır mb'de pişmiş, credentials'ı süper olmasa da sistemi iyi bilen birine muhtaç kaldılar.
Bundan önce görevi iki üç yetenekli insana teklif ettikleri, onların kibarca geri çevirdiği konuşuluyor. E ne oluyor? Son beş yıldır asli görevi olan enflasyonu indiremeyen, ama bir yandan da hükümetin parasal genişleme, ekonomiyi canlandırma ve işsizliği düşürme politikalarına destek çıkamayan bir mb. içinde bulunduğumuz durumu sadece ekonomik beceriksizliklere bağlamak hata. Babacan'dan sonra ekonominin tepesinde işten gerçekten anlayan insanlar kalmadı. Zeybekçi gibi birinin ekonomi bakanlığından ne gelir? Vizyonsuz, öngörüsüz, piyasa dinamiklerinden anlamayan bir bakan. Böyle olunca hantal, işe yaramaz, sokaktan kopuk bir ekonomi yönetimi var.
Bu son fetö dalgasında fetöcülerle beraber atatürkçüleri yine tasfiye etmeleri bir kez daha aynı sorunla karşı karşıya bıraktı hükümeti: yerlerine koyacak yetkin insan bulamıyorlar. Kendi yandaşlarını koysalar hepsi birbirinden aptal, akıllı insanlar istemiyor veya atatürkçü veya fetöcü diye sepetleniyor.
Hala beğenmedikleri 90 yıllık sistemin kaymağını yiyoruz ama nereye kadar? Bu halda 2023'ü lider bir ülke olarak görme imkanı var mı? Yoksa ucuz, basit, sıradan, eşek kuyruğu gibi ne uzalıp ne kısalan, din afyonuyla uyutulmuş 100 milyonluk andaval bir ülke mi? O 100 milyonu da Avrupa Amerika ekonomik olarak sömürmeye devam edecek.
Alın işte size bir sebep. Sırf bu yozlaşmaya dur demek için bile hayırdan başka çare var mı?
Ülkenin bir kesimi sırf Chp-Hdp-Almanya-Hollanda-Gezici ocu bucu Hayır diyor diye evet diyecek gibi(Halk ağızlı söylüyorum) çünkü onlar hayır diyorsa hayır yoktur diyorlar peki benim merak ettiğim bir konu var her ne şekilde olursa olsun bunlar bu ülkede bir şey istemediklerinde harekete geçiyorlar sağda solda bomba o bu şu şimdi neden duruyorlar?
aklımızla alay ettirtmemek için.mesela 3 örnekle açıklamak gerekirse:
1-fesihin anlamı olan; meclis yeniden seçime gider yazıyor, fesih yetkisi yok diyorlar.kitapçıklarında kolay anlaşılsın diye fesih yazmışlar.
2-meclisin yetkilerini khk ile bir kişiye vermişler ama meclisi güçlendirdik diyorlar nasıl deyince 550 yi 600 yaptık daha güçlü temsil.
3-yargı denetimi getiriyoruz başkana diyor ama 400 milletvekili bulabilirsen.imkansız bir şey yani.hadi başkanın partiside başkana kıl oldu destek verdi başkan meclisi yenileme yani fesih kararı aldı kurtuldu.hadi diyelim onuda yapmadı anayasa mahkemesinin üyelerinin 5 ini direk atıyor geri kalan 7 sini meclise bırakıyor.oradan en az 1 tanesini bile kendi partisi seçse anayasa mahkemesinde 6 üyesi oluyor ve diğer üyeler suçludur karar verse bile 6-6 oluyor aleyhte karar çıkmıyor.mesela Venezuela da yaşanıyor bu durum şimdi.meclis ve halk başkandan nefret ediyor.meclis rekor oyla görevden alınmasını teklif etti ama başkanın atadığı mahkeme üyeleri meclis kararını iptal etti.görev süresi bitene kadar bütün bir ülke katlanmak zorunda ekonomide çöktü orada bu arada.