vakt-i zamanında dalga geçtiğimiz necmettin erbakan'ı -utanarak söylüyorum- bugün daha iyi anlıyorum. 28 şubat sürecinde hakkında türlü türlü katakulli çevrildi, bazı kurbağa suratlı haberci bozuntuları da kendilerine bir bok sandıklarından mütevellit bu kumpasların bilinçsizce yardakçısı oldu. Halbuki bugün bakıyorum ekonomi üzerine fikirleri, planları memleketi düzlüğe çıkaracak kalibredeymiş. Yok kaddafi'nin çadırına gitti, yok elini sıvı sabunla yıkadı diye bok atılarak iktidardan uzaklaştırıldı. Halbuki onun bundan 10 sene önce korkusuzca dile getirdiği söylemler bugün "kürt açılımı" denilerek önümüze itilmekte. Değerini bilememişiz erbakan.
1996-1997 bir yıllık dönemde türkiye ekonomisini %7,5 büyüten koalisyon hükümetinin başbakanıydı. ayrıca itü makina mühendisliğine 2. sınıftan başlamıştır. antiamerikancı ve anti siyonist oluşu nedeniyle çok fazla iktidar kalamamıştır. işçi ve memur maaşlarına cumhuriyet tarihinde görülmemiş zamlar yapmış buna rağmen denk bütçeyi oluşturabilmiş ayaklı beyindir.
cezaevini bırakın ev hapsinde dahi kalamayacak kadar hasta olup iran a gidebilen bir şahıs kendisi, hatta ne gibi bir sıfatla gittiği belli olmamakla beraber iran da tüm devlet erkanıyla birebir görüşmüştür.
hala kendisinde medet umanlara laf çok, lakin anlayışlarının kıt olması dolayısı ile bu dersi pas geçiyoruz.
anti-amerikancı hatta varsa anti-emperyalist görüşleri sol ile barışmasını sağlamayacak politikacı, yabancı düşmanlığı çizgisinde yürüttüğü anti-emperyalist söylemleri örnek olarak şevket kazan'ın madımak katillerinin avukatı olmasını unutturamaz. bundan bahsetmek bile zuldür. ama yeri gelmiş madem.
fethullah gülen'le arası her zaman kötü olmuş siyasetçidir. ancak diğer tarikat ve cemaatlerle iyi ilişkileri vardır. gülenciler genelde demirel'i desteklemişlerdir.
akp ve fethullah gülen gibi dinci geçinen amerikan piyonlarını gördükten sonra elini öpmek istediğim siyasetçi. artık türban falan bu konularda kavga etmek anlamsız. ortada tehlikeye girmiş bir vatan var ve amerikancı-batıcı olmayan islamcılarla milliyetçi, kemalist ve sol kesimin barışması şart. erbakan ölmeden önce memlekete çok büyük bir hizmet edebilir bu yolda.
davasının sonuna kadar, son nefesine kadar peşinden giden, bazıları gibi dönek olmayan örnek bir insan. seversiniz ya da sevmezsiniz, beğenirsiniz veya beğenmeyebilirsiniz ama rahatı, hali vakti yerinde olan, serveti kendisine ölünceye kadar yetecek düzeyde olan, üstelik servetini öyle çaldı çırptı diyenlerin iddasının aksine zekasıyla, projeleriyle ve ailesinden gelen servetle katlayan bir insanın hala bugün bile ülkesinin çektiği sıkıntılara ortak olması, köşesine çekilip bu adil olmayan düzende "amaan canım bana ne" dememesi, mücadeleye devam etmesi takdir edilmesi gereken bir dava anlayışıdır.
bilinenin aksine hiç bir cemaatla ilişkisi olmayan, hele ki fethullah gülen ve grubu ile hiç bir dönem arasının olmadığı yaşlı siyasetçi. geçen de aklı evla bir arkadaşım dediydi "ya bırak o'nu, o da fettoşun adamı" deye. ben de: "ağlayan şeytan nickini kime kim tarafından takıldığını öğren sonra gel konuşlım" karşılığın verdim. esasen necmettin erbakan eski esat coşan'cılardandır; ama ne zaman siyasete girdi o zaman coşan'cılardan dışlandı, zira coşan grubu siyaseti kirli sayan ve bulaşmayan bulaşanları da aforoz eden bir gruptur. ki erbakan'da coşan grubundan bu yüzden atılmıştır. neyse, 28 şubat irticaya karşı eylem planı ile çok kötü oyuna getirilmiş ve tasviye edilmiştir, o2nu o gün tasviye eden paşlar bugün yeşil sermaye deyü bilinen ülker'de hissedar ve yönetimde söz sahibidir; fazilet partisi kapatılırken bıyık altından gülüp tasviyeyi "hukuk'un kestiği parmak acımaz" diye geçiştirip istifayı basanlar, bugün hükümetin başı olup ülke yönetmekteler. erbakan ise bilidiği pek çok şeyi yutup bir köşesinden olup biteni izlemeye mahkum edilmişitir.
ha bana göre iyi bir siyasetçi midir? hayır hem de en kötüsündendir! ama iyi bir bürokrat ve devlet adamıdır ve iyi bir mühendistir. belki de coşan grubunun "siyasete bulaşma" ilkesine bağlı kalsaydı bugünlere varılmayacaktı.
'' atatürk hayatta bulunsaydı elbette milli görüş'çü olacaktı.
çünkü gerçekten bağımsız ve her yönden kalkınmış ''büyük türkiye'' hedefine milli görüş'ün sahip çıktığını anlayacaktı. '' diyen siyasi lider.
1974'te bülent ecevit'in kıbrıs'a asker gönderme kararının sonuna kadar karşısında duran fakat alınan başarının ardından " sayın ecevit ve partisi hükümet ortağı olmasaydı kıbrıs'ın tamamını alacaktık." diyebilecek kadar yüzsüz olan, rte istanbul'da belediye başkanı adayıyken seçim vaadi olarak biz gelirsek pierre cardin kara çarşaf defilesi yapacak, ayasofya ibadete açılacak, kaldırımlar yeşile boyanacak gibi şeyler söyleyen akp'nin tabanını oluşturan bütün kişilerin bir dönem hocalığını yapmış alnı ak yüzü pak siyasetçilerimizden birisidir kendileri. kendisi hırsızlıktan dolayı ev hapsine çarptırılmıştır ama cuma namazı için evden çıkabilme ve sağlık problemlerinden dolayı ara sıra yazlığına gidebilme hakkı hep olmuştur. zaten pek geçmeden de güler yüzlü cumhurbaşkanımız -ki kendisi erbakan'ın en sevdiği öğrencilerindendir.- muhteremi kendi insiyatifini kullanarak bir çırpı da affedivermiştir.
milli görüş diye bir dava ortaya atmış, türkiye'de olmayan bir anlayışı hayata geçirmeye çalışan, etrafına topladığı insanlara bütün oyunların temelinde yatan siyonizm'i bıkmadan usanmadan anlatan insanları bilinçlendiren, islam birliğini ve ümmet ruhunu sağlamaya çalışan, adil düzeni savunan paradan para kazanılmasına karşı çıkan, düşmanlarının anladığı ve 3 partisini kapattığı ama dostları ve dava arkadaşları tarafından bile anlaşılmayan, zehir gibi bir kafaya sahip olan yegane siyasetçi.
onun yarım yamalak iktidarı döneminde şeker pancarı, çay, tütün üreticisi oldukça yüklü bir zam almıştır, memur, işçi, çiftçi rahatlamaya başlamıştır. kooperatifsel çok ortaklı adil düzen temelli kalkınmayı model olarak türkiye'de hayata geçirmiş dinine diyanetine bağlı, en fazla saldırıya maruz kalmış bir siyasetçidir. 83 yaşında bile içindeki islam birliği ateşi yanan ve kalkıp iran yollarına düşen gerçek bir liderdir, bir dava adamıdır.
yani kendisi türkiye'de çok sık bulunabilen bir varlık değildir o yüzden nuri demirağ gibi hayat kendisine zindan edilmiştir. rotary, jinsa toplantılarına katılsaydı, mason örgütlerinin kapılarını aşındırsaydı 3 partisi kapatılmazdı, partisinin çakması da piyasaya CIA eliyle sürülmezdi.
ahmet akgül - erbakan devrimi
okunmasında fayda var.
suçunun affının henüz dumanı tüterken siyasete geri dönmesi etik olarak yanlı$ olan ki$i.
tamam vakti zamanında bu ülkeye bir çok $ey kazandırmı$tır veya kaybettirmi$tir belki, bu saatten sonra kendisinin bu ülkeye pek bir menfaati dokunmayacaktır. hep demiyormuyduk bizi bu hale getiren ileri görü$ten yoksun eski kafalı ihtiyar politikacılar diye. açıkçası artık istemeden de ölse de kurtulsak derim kendisi için.
yazık lan, bu ülke hep bi bok bildiğini sanan ya$ı ba$ı olan ki$iler yüzünden hep boynu bükük kaldı. bırakın da genç siyasetçiler yeti$sin. daha demirel ve evren isimleri hafızalardan yeni yeni çıkmaya ba$lamı$ken bir de sen hortlama be hoca. yat evinde torun tombalak vakit geçir.
ülkeye; solcusuna, sağcısına, dincisine, ateistine, milliyetçisine, meslek liselisine, üniversitelisine, türbanlısına, minilisine, alevisine, sünnisine, şafisine, nurcusuna... vel hasıl temsil ettiği kitle de dahil olmak üzere türkiye cumhuriyeti'nde yaşayan hemen her kesimden insana büyük zararlar vermiş, enflasyon yıllarının sorumlularından, işçiye iyi zam verdi kişisi...
bütün hayatını gözden geçiriyorum da; ajan olduğundan şüphe ediyorum.
msp'nin mitinglerinde, yürüyüşlerinde başörtüsü görülmezdi; çünkü bu toplantılarda kadın yoktu.
milli görüş çizgisi, kadının siyasetle ilgilenmesine sıcak bakmıyordu. kadın hayatın içinde yoktu. bu nedenle başörtüsü diye siyasi bir talepleri de yoktu.
bir örnek vereyim :
papyon giymiş damat necmettin erbakan, 10 ocak 1967 tarihinde istanbul çınar oteli'nde, gelinliği diz üstünde olan, başı açık nermin hanımefendi'yle evlenirken, başörtüsünü hiç düşünmemişti.
kendi öğrencisi recep tayyip erdoğan ın başbakanlığını 7 senedir hazmedemeyen, ilerlemiş yaşına rağmen hırs için siyasete dönüş yapan zat ı muhterem. sizin milli görüş gömleğiniz artık bir anlam ifade etmiyor. dünya değişiyor ama siz hala aynı kafadasınız. bu dinda kesimi rahat bırakın artık. gidin yazlığınızda son günlerinizi dinlenerek geçirin. oğlunuzu babadan oğula geçen bir sistemle siyasete hazırlamanız da kabul edilir değil. lütfen gidin artık sizi siyasette görmek istemiyoruz...
hala ağzında biriktirdiği tükürüğüyle kameraların önüne geçen, söylediklerini, ülkenin başına açtıklarını, dahası hesabını sadece abdullah gül ve kendisini bildiği kayıp trilyon davasını unutan/unutturan ademoğlu. ben bu ülkede gülben ergen'in, hülya avşar'ın çocuk doğurup gündemi kendilerinden bağımsız bir de çocuklarıyla işgal etmelerini istemeyen bir kişi olarak; erbakan'ın da şimdi ekranlara oğlunu çıkarmasına sonsuza kadar karşı olacağım. kayıp trilyonlar unutuldu, merak etmeyin. gidin kendinize hac manzaralı birkaç villa daha alın ve oraya yerleşin lütfen. lütfen.
