kişisel bir görüştür, bu nedenle de denilebilecek fazla bir şey yoktur. fakat ikisinin şairliğini karşılaştırırken edebi yönlerden değil de siyasi ve dini görüşler üzerinden bu karşılaştırmayı yapmak bu önermenin ne kadar saçma olduğunu kanıtlamak için yeterlidir.
ideolojik kaygı ve taraf olma duygusu sanata/ kültüre ve sonsuz yaratıcılığa tercih edildiği için manasız önermedir. tam tersi bu şekilde ifadelenseydi onu da sineye çekemezdim bir nazım hikmet sevdalısı olarak. konu muhafazakarlık-ideoloji eksenine sıkışıp kalınca taraf olma tarafızlığı alıp yürüyor. bu açıdan yazılan yüzlerce kaliteli şiir binlerce açığa çıkmamış manidar tümce okunmayı bekler vaziyette öksüz kalıyor. öngörüler sıkışmışlık ve peşinen reddetme argümanından nemalanıyor.
mühim edit: bir komünistte necip fazıl'ı beğenmeyebilir. lakin şimdiye kadar tanıdığım bir çoğu bunu bu yüzeysellik etiketinde yapmaz, yapmaya dahi yeltenmez! şiir, beğenidir! sanattır! yaratıcılıktır! konu ideolojik muştulama/ karalama oluverince diğer tarafı - şu malum ötekiyi- elimizle yaratıyoruz.
mühim edit 2: muhafazakar kesim karalamaları özde kendi beğenilerine güvenmemekten ve içsel rahatsızlıktan besleniyor. güvenmedikçe mevzulara sığ baktıkça kendi öngörülerinle yarattığın doğrudan başka doğru yok bakış açısını sahipleniyorsun. halbuki yaşam şakaya gelmez. aynı yaşam farklılıklarla güzel!
necip fazıl şiirleri manidardır! kendisi bu tarz sığ kıyas gazlamaları elinin tersiyle iterdi. öksüz, süslü ve kurumlu bir bakış atardı bazılarına. dünyanın görüş farklılıklarıyla güzel olduğunu anlayamamaktaki ısrara binaen kurumlu bakışları doğrulturdu. eyüp'e değil. malum bazılarına da değil. sadece, kapana sıkışmış öngörülere.
değerlendirmeyi illa kafasına koymuş bünyeye tavsiye edilir bu kitap.
iki şairin de sayısız şiiri arasında, bir kaç şiirini okuyup bu yorumları yapmamaları tavsiye olunur. şiir değerlendirmeleri böyle embesilce yapılmaz diyorum ve ortamdan uzaklaşıyorum sayın sözlük.
birini seviyor olman diğerinin kötü olduğu anlamına gelmez. sen necip usta dersin ben nazım usta, bir diğeri de her ikisi derken öteki hiç biri. neden? çünkü kişilikler, duygu durumları, dünyalar farklı farklı. saygı duymayı öğrendiğinde hepsiyle hayatın daha güzel olduğunu anlarsın. biraz şundan biraz bundan. hayatın tadı bu.
Lionel messi vs cristiano ronaldo - georghe hagi vs alex de souza karşılaştırmalarından sıkılmış ergen gençliğin yeni mottosu. aslında yeni değildir ama bu daha çok benim şairim senin şairin döver şeklinde gelişiyor. Necip fazıl'ı kişilik olarak sevmeyen birisiyim ama şairliğine edecek söz yoktur ama nazım hikmet için "polonyalı olum o" şeklinde gerizekalılığın ötesinde bir yorum yaparak, nazım'ın kötü bir şair olduğunu söylemeye çalışırsan götüyle güler herkes sana.
Necip fazıl ile nazım hikmet tartışmalar yaşamışlar ama ben okuduğum, araştırdığım kadarıyla birbirlerini böyle embesilce ne karşılaştırmışlar, ne saçmalamışlardır.
yine nazım hikmet ran'ın "MAKiNALAŞMAK" şiirinden örnekler verip vayy lan şaire bak, pehh demek harbi diyorum aptallık bile değildir. mesela o şiiri anlamak istiyorsan git fütürizm akımını önce araştır. rus marksist yazarların benimsediği bir akımı nazım hikmet'te benimsemiştir. savaşa karşı olmuşlar, kadın-erkek eşitliğini savunmuşlardır. Makineleşmenin, sanayinin yanında yer almakla birlikte makineyi kullananın, üretici güçlerin toplumsal ve düşünsel olarak destekleyicileri olmuşlardır. hatta dolaylı yoldan dalga geçtiğin o akımın en büyük temsilcisi Mayakovski'dir. eee senin aptal mantığın ile bakacak olursak ipek ongun, mayakovski'den daha iyi yazardır öyle mi erenler?
nazım hikmet'in yine aynı akımdan etkilenerek yazdığı bir diğer şiir sana kapak niteliği taşısın;
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı mavilikler
süre-ceğiz...
Açtık miydi hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Hani simdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindana.
kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik kan.
Hani simdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir.
Hani şimdi biz...
inanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-ceğiz...
Ne necip Fazıl'ı ne de nazım hikmeti günahım kadar sevmem, ikisi de düşünce olarak aynı bokun laciverti gibi bir kaba tanımlamayla tanımlanabilir lakin Necip Fazıl, Nazım Hikmetten kesinlikle ve kesinlikle daha iyi şairdir. Öncelikle Nazım hikmet Türk Şiiri yazmamaktadır. Eserleri Türk edebiyatı içerisinde incelense bile malesef ki Türk edebiyatına soktuğu akımlar Türk Şiirini aslından uzaklaştırıp saçmasapan özenti bir şiir tarzı haline getirmiştir. "Türkçe"ye göre Nazım şiir bile yazmamaktadır. Ha tabi bu yazdığım şimdi absürd karşılanacaktır çünkü ortalıkta "Türk" şiiri kalmamıştır, Ana akım Nazım'ın ve türevlerinin özenti akımı olarak kalmıştır.
Yal
nız
lık
köp
rü
sü
nü
aş
a
ca
ğız
Karaltıdan öteye ağlayan bir çocuk misali, o yalın mı yalın nasırdan parçalanmış ayaklarımızla
necip fazıl iyi bir şair olabilir ama nazım hikmet çok daha iyi bir şairdir. bir kere insanlığı kucaklayan bir nazım var karşımızda necip ise faşizan düşüncelerinden sıyrılamamış bir kimse.
nazım hikmet le aynı siyasi düşüncelere sahip değil diye onun yazarlığını, şairliğini kötülemeye çalışan insan düşüncesi.nazım hikmet farklı akımlara bağlı olarak değişik türde bir çok şiir yazmıştır.sadece makineleşmek şiirine bakarak yargılamak doğru olmasa gerek.hayatı,vatanı anlattığı şiirleri iyi okuyup iyi anlamak lazım...
ideolojik kaygılarla ortaya atılmış anlamsız bir kıyaslama ifadesidir. ikisi de edebiyatımızın değerli şairleridir. kıyaslamaya kalkmak bir nevi yüzücüyle at yarışçısını yarıştırmaya kalkmak gibi abes bir şeydir.