necip fazıl kısakürek

entry2613 galeri269 ses1
    188.
  1. çok sağlam bi dönektir kendileri.
    doğruları söyleyince seovilerin hedefi oldum ama ziyanı yok.
    3 ...
  2. 187.
  3. kendi doğruları için yaşamış, kendi doğruları için ölmüş yazardır. siyasi ideolojisi umrumda değil, ancak bir düşünür olarak hep ihtiyaç duyulacak cinsten..
    5 ...
  4. 186.
  5. osmanlı son devriyle türkiye yakın tarihi arasında köprü olan büyük şahsiyet. böyle adamlar istiyoruz; hem siyasetten anlasın hem sanatçı olsun hem de filozof...
    5 ...
  6. 185.
  7. kendine çok güvenen necip şahsiyet necip fazıl kısakürek. şöyle ki;
    arkadaşı fazıl'a sorar,

    +necip, sence bütün dillerde bilinen, aynı olan bir kelime var mıdır?

    NFK:evet, necip fazıl kısakürek.
    2 ...
  8. 184.
  9. ibda-c'nin fikir babamız dediği büyük türkçü(!) şair kişisi. kendisi 1940'lı yılların ortalarında başlayan, 1950'lerde ise ivme kazanan amerikancı-nurcu fikir akımının en büyük temsilcilerindendir. çıkarttığı büyük doğu gazetesindeki çeşitli makalelerinde amerika'ya ve amerikan siyasasına övgüler düzmüş ve türkiye'nin çıkarlrı ile amerika'nın çıkarlarının ortak olduğunu belirtmiştir.

    daha sonraları ise milliyetçi hareket partisi ile bir yakınlaşma gösteren necip fazıl, söz konusu partinin milliyetçiliğin yanına islamcılığı ekleme yani türk-islam sentezi yaratma ideolojisinde önemli bir kişilik olmuştur. tabii ki baştan tutarsız bir fikir akımı olan türk-islam ideolojisi kendi içerisinde çatışmış ve bugüne kadar gelen bir heyhulaya dönüşmüştür.

    çünkü türkçülük demek ziya gökalp demektir, namık kemal demektir, nihal atsız demektir. islamcılık ise necip fazıl veya mehmet akif demektir. bu kimseler baştan birbiriyle çatışan bir ortak paydada buluşamayacak insanlardır. hülasa necip fazıl, ziya gökalp'e küfretmekte ve imansızlıkla, masonlukla suçlamaktaydı.

    elbette ki emperyalizmin, yani amerika'nın çıkarları milliyetçileri din afyonuyla uyuşturup milli hislerini zayflatma ve ulus yerine ümmeti ön plana çıkartmaya dayalıydı. bir zamanların türkçüsü, nihal atsız'ın yoldaşı alparslan türkeş önderliğindeki ülkücü hareket türkçülük gömleğini çıkartmış ve bunun yerine yukarıda bahsettiğimiz türk-islam denilen ama özünde ümmetçilik olarak işleyen ideolojiye bürünmüştür. o yüzdendir ki alparslan türkeş öldüğü güne kadar ateşli bir ümmetçi ve fethullah gülen sever pozisyondan kurtulamamıştı.

    yaratılan komünizm korkuları, din elden gidiyor palavraları sonucu, türkiye, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda bir sağ-sol kavgasına tutuşmuş ve sırf bu liderler ve fikir önderleri kendi saltanatlarını yürütsünler, bu kavga sürsün diye kahramanmaraş'ta, çorum'da özbeöz türk evlatları sözde türkçüler tarafından alevi oldukları için katledilmişlerdir. işte kimilerinin şiirlerine hayranlık beslediği necip fazıl ve onun gibiler* emperyalizmin çıkarları doğrultusunda çalışan bağımsızlığımızla ve cumhuriyetimizle kavgalı kimselerdir.
    1 ...
  10. 183.
  11. '30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum,
    gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.'
    dizeleriyle fikir dünyasındaki değişim ve gelişmeleri anlatmış, türkçeyi mükemmel kullanan cenazesinde binlerce insan bulunmuş olan muhterem kişilik. Allah ve din konulu şiirlerinin yanı sıra 'beklenen' şiriyle de gönüllere taht kurmuş şair.
    3 ...
  12. 182.
  13. ülkemizdeki insanları kategorize etme hastalığına yakalanmış bünyelerin kendi siyasi düşüncelerinden dolayı haksız eleştiride bulundukları unutulmayan şairdir. şiirlerini okumak, hayatını anlamak sonra siyasi düşünceleri bir yana bırakıp tarafsızca değerlendirmek gerek; her önüne gelene çamur at izi kalsın anlayışıyla edebiyattan bi haber medyada yer alan bazı insanlar gibi değil.
    6 ...
  14. 181.
  15. mina urgan'a göre gençliğinde kadın elbisesi giymekten büyük zevk alan üstad.*

    (bkz: bir dinozorun anıları)

    edit: canım kardeşim, ben demiyorum, mina urgan diyor. eksileyeceksen onu eksile.*
    3 ...
  16. 180.
  17. türkiye'de irticai akımların yayılmasında azımsanmayacak bir payı olan ve hatta hizbullah gibi terör örgütlerine insan kaynağı sağlayacak akıncı gençlerin yetişmesinde emeği geçmiştir. menderes döneminde örtülü ödenekten kendisine 147.000 lira ödenmiştir.
    8 ...
  18. 179.
  19. 1979'da van'dan izmir'e uçakla dönerken ankara'da aktarma vardı... üstad izmir'e gidecek uçakta yer bulabilmek için görevlileri ikna etmeye çalışıyordu. muhteşem esmerlikteki kırış kırış yüzü yine de o zamanlar 74 yaşında olduğunu bana düşündürtmemişti. fikirlerimiz arasındaki o dönemde var olan mesafe nedeniyle ben de konuya mesafeli kalmayı tercih etmiştim. görevlileri hafifçe aşağılar görünme pahasına kendisinin önemli bir insan olduğunu, yer yok denilen uçakta mutlaka kendisine bir yer açılması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu. bir sonraki uçağa ancak bilet bulabilmişti ama o uçak da kendisini izmir'deki önemli toplantıya yetiştiremiyordu. "keşke edebiyatçı kimliğini daha iyi korusaydı da politikaya fazla bulaşmasaydı" diye aklımdan bir şeyler geçtiğini anımsıyorum. nazım'a hak gördüğümü ona hak görememiştim. izmir'e gittiğimde araştırdım, milliyetçilerin büyük bir toplantısı için konuşmacı olarak çağrılı olduğunu gördüm.

    4 yıl sonra onun öldüğünü yurt dışında öğrendim. zaman çok şeyi değiştirmişti... tıpkı nazım'ın en iyi şiirlerinin politik şiirleri olduğu inancımın hafiften değişmesi gibi...

    bugün havaalanında öyle bir şeyle karşılaşsaydım, şiirlerinin hatırına biletimden vazgeçerdim ve bir sonraki uçakla giderdim. o günden bu güne görüşlerim esas olarak aynı ama bunu niye yapardım? bunu belki "zaman" denilen kaçınılmazlığı daha iyi anlamış biri olarak yapabilirdim... çünkü biliyorum ki, zaman insanı olgunlaştırabiliyor... bugün üstad yok ama milliyetçiler bugün de toplanıyor ama devran başka yönde, kaçınılmaz biçimde dönüyor. kör inançlar, duraklamış ideolojiler, nefretler, çatışmalar çok zorlanıyor ama zamanı aşamıyor. kül uçuyor, kum gidiyor geride estetize edilmiş değerleriniz kalıyor.

    çünkü hayat, etik'ten estetiğe doğru akıyor.
    4 ...
  20. 178.
  21. 1980'e kadar aralıklarla yayınladığı büyük doğu dergisiyle ibda c terör örgütünün fikir babası olmuş şair. zira ibda c'nin açılımındaki bd harfleri büyük doğunun kısaltmasıdır. kendisi, belki de dergisinin adını dünyanın en büyük mason locasından * almıştı ve belki de masondu. çünkü kendisinin yazdığı yahudilik masonluk dönmelik adlı eser, belki de bu durumu örtmek amacıyla yazılmıştı. kendisini sevenlerin onun için kullandıkları üstad lakabı, kendisinin mason olma olasılığını güçlendirmektedir.
    0 ...
  22. 177.
  23. ölümle ilgili şiirleri hoşuma giden yazardır.*
    3 ...
  24. 176.
  25. şu sıralar "ideolocya örgüsü" adlı kitabı tarafımdan okunan edebi kişi...
    4 ...
  26. 175.
  27. kendisine ödül verilen bir törenden sonra aziz nesin'in kendisine " üstadım size bu ödülü layık gören jüride bulunmak benim için şeref idi." dediği söylenen, şiirleri dikkatle okunduğu zaman çok şey öğrenilen ve kendisine verilen ünvanı sonuna kadar hakeden şair.
    4 ...
  28. 174.
  29. çok düşündüm. araştırdım. ilk basımlarına göz gezdirdim fakat yinede;

    ne hasta bekler sabahı,
    ne taze ölüyü mezar,
    ne de şeytan bir günahı,
    seni beklediğim kadar.

    diye başlayan necip fazıl şiirinin bir günahı kısmının "bi-günahı" yani günahsızı olduğunu düşünüyorum hala. yani şöyle;

    ne hasta bekler sabahı,
    ne taze ölüyü mezar,
    ne de şeytan bi-günahı,
    seni beklediğim kadar.

    sanırım basım hatası...

    edit: bunun neresini eksi oyladın ey seovi...!
    6 ...
  30. 173.
  31. nazım hikmet'e dersler vermiş üstad.
    Bir edebiyat toplantısı sırasında Nazım sahnede şiir okur ve akabinde oturan topluluk içinde bulunan Üstad'ı sahneye davet eder. Üstad sahneye çıkar.Üstad'a şöyle bir teklifte bulunur;

    - Birtane ben kendi şiirimden okuyayım, bir tane de sen kendi şiirinden oku.

    Üstad kendi şiirini okumayı pek doğru bulmadığını söyler ve şöyle der;

    - Ben senin şiirinden bir tane okuyayım sen de benimkilerden bi tane oku.

    Nazım bu teklifi kabul eder ve başlar Üstad'ın 'Ölünün Odası' şiirini okumaya. Şiir biter salonda bir alkış patlar. Sıra Üstad'a gelmiştir. Üstad da nazımın sonu 'in-çık, çık-in" şeklinde biten bi şiirini düz bir şekilde okur. Üstad şiiri bitirir. Salonda derin sessizlik.

    Üstad nükteyi patlatır, noktayı koyar;

    -Bak nazım! Benim gibi adam senin şiirini okuyor yine de bişey olmuyor.
    16 ...
  32. 172.
  33. her zaman rakibi diye gösterilenleri canından bezdirmiş eşsiz değerdir. ben merak ediyorum bu adamın hayatıyla alakalı çalışmalar yapılmayacak mı? yoksa biz türkler çok şanslıyız nazım hikmeti dünyaya sunduk ancak necip fazil 'ı bizden başka kimse tatmasın mı diyor bazıları. kanaatimce nazım hikmet efendi ülkeyi onunla aynı ülkenin yazarı olmamak sebebiyle terk etmiştir. belki klasikçilere kafa tutarım da necip fazıl 'dan ayrı bir çetelede ilaç niyetine yazılırım diye de düşünmüş olabilir. tabi bunlar sadece pietro kişiliğinde görebildiklerim. aynı kişilik nazım 'ın mevlana ile aynı kefeye konmasına da bir hayli şaşırmaktadır. onlara göre nazımcılık aydınlıktır, necip keşin teki...
    1 ...
  34. 171.
  35. her şiirinde hissiyat ve duygu akan türk şiir tarihinin en başarılı şairlerinden biri.
    4 ...
  36. 170.
  37. bir gençlik hitabesi* şiirinde paradigmaya iyi giydirmektedir.
    1 ...
  38. 169.
  39. şairliğine edecek laf yoktur. ancak kendisi çok iyi bir şair olmasının yanı sıra çok iyi bir atatürk ve türkiye cumhuriyeti düşmanıdır aynı zamanda. ancak okuduğunu algılayamayan arkadaşlar için tekrar ediyorum. şairliği tartışma konusu bile edilemez.
    4 ...
  40. 168.
  41. çok zeki bir insan. geçmişi hatırlatıldığında "ben geçmişimi çöpe attım. çöpü ise kediler ile köpekler karıştırır" diyen muhteşem dava adamı.
    3 ...
  42. 167.
  43. $iirden nefret eden bir insana, bana, $iiri sevdiren,ama üstad' ı okuduktan sonra gelmi$ geçmi$ diğer $airlerin üstad' ın yanına yakla$abilecek kapasitede olmadıklarını anladığım dava adamı.kelime mühendisi..üstad.
    4 ...
  44. 166.
  45. yufka yürekli, sözünü kimseden sakinmayan, türkce ustasi, hayatini sahibi oldugu ideolojisi ugruna adamis, yaninda bir cok genc yetistirmis muazzam sair, yazar, üstad. (bkz: cile) adli siir kitabi onlarca defa okunulmasi gereken zat-i muhterem.
    annesinin "senin sair olmani istiyorum" sözleriyle sairlige ilk adimini atmis, daha sonra kendisinin zaten sair ruhlu yaratildigi anlsilan üstadim.

    paris e üniveriste okumaya gitmis, yasadigi cilginliklar onu bu hayattan usandirmis ve tekrar türkiyeye istanbul a gelmistir. hocam diye adlandirdigi (bkz: Abdulhakim Arvasi)hazretleriyle tanistiktan sonra hayatinda muazzam bir degisme olmus ve asil siirlerini bundan sonra yazmaya baslamis dava adami.ayrica adasim.
    2 ...
  46. 165.
  47. bir donemde ezilenlerin sozcusu olmus bayraktarligini yapmis yuce sahsiyet. paristen dondukten sonra herkes ona sirt cevirmesine ragmen hep dogru bildigi yolda yurudu. omru mahpuslarda gecti. mekani cennet olsun.

    surda bir gedik actik mukaddes mi mukaddes
    ey kahpe ruzgar artik ne yonden esersen es
    4 ...
  48. 164.
  49. tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum,
    gök yüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük