bir kısım kendini bilmezi çamur atmak için yarıştığı "yok şeyhi üflemiş, yok şöyle olmuş, yok eskiden şöyle yaşamış"'tan öte söz bulamadıkları şair. ciğerci kedisi demek daha kolay ama köpeklerin ağzı değdi diye deniz kirlenmez şeklinde bir mevlana sözü geliyor aklıma... öyle kolay değil...
hece dergisi'nin hakkında özel sayı çıkardığı * şair. aşağıdaki sözlerin şairi:
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!...
kadın bacakları şiirinin yazarı olmasına rağmen bu şiiri "ben geçmişi kağıt gibi buruşturup çöp kutusuna attım. çöpü de ancak köpekler karıştırır" diye reddeden yazar.
x dönemi y dönemi son dönemi olmayan şair. onun için otuz yaşından öncesi ve otuz yaşından sonrası vardır.
onun dışında o sadece inandığını söylemiştir. gerisi onun etrafında şekillenmiştir.
Atatürk hakkında: "Atatürk, beşer tarihinde sayısı birkaçı geçmeyen hakiki millet kurtarıcılarından bir tanesidir" demiş, ancak aynı zamanda bu kurtarıcılığı sadece madde anlamında olduğu için eleştirmiş şair.
mina urgan ın kadın bacakları şiirinin akabinde; eskiden bizden olanın hala birazcık bizden olduğunu anladım dediği usta şair. seçimine saygı duyuyorum
birçok degerli şahsiyet gibi hayatı çeşitli merhalelere ayrılan cahiliye dönemi,turancı dönemi ve nihayet son dönemi gerçek aşkı bulması, dünya metasından geçmesi bu yüzden kendini 0 dan alıp 100 e taşıyan değerli şahsiyet.
şiirlerinin böğürerek okunmasına gerek olmayan şair.
bakın gurbet diye bir şiiri var hiç de coşmanıza gerek yok, sakin olun, ağır ağır okuyun.
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
içimde dövünüp ağlama gurbet!..
not: necip fazıl'ın şiirleri sadece "sakarya türküsü"nden ibaret değildir. sakarya da coşkuyla okunacak bir şiir değildir. ama sonlarında vurgunuza bağlı olarak coşabilirsiniz.
çile adlı eserinin bir bölümü didaktik şiirlerden oluşmakla beraber kesinlikle şiir salt eğitmek yönlendirme amaçlı kullanmamıştır. elbette her düşünen bir inanca sahip olan herkes kadar didaktik olmuştur.
ölümü hiç bir zaman özlememiş günahları nedeniyle ölümden korkmuş bir şiirinde ölümü övmüştür. ama o şiirde ölümü özlemek için değil kendisi gibi ölümden korkanlara ölümü sevimli göstermek amacıyla yazılmıştır. onun dışında ölümü özlediğine dair bir tek sözü yoktur.
ve asla ama gençlikten umutsuz olmamış, gençliğe hitabesi'nde bunu gayet güzel göstermiştir.
BEN, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin...
BEN, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin...
BEN, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı...
BEN, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
BEN tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların...
BEN, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda...
BEN, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir...
BEN Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
BEN bugünküne mazi, yarinkine istikbal...
BEN, BEN, BEN; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş...
Hep BEN, ayna ve hayal, hep BEN, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir, başdönmesi uçurum...
ibda-c'nin kurulmasıyla en ufak bir ilgisi olmayan büyük şair,mütefekkir.
ibda-c,necip fazıl'ı anladığını iddia eden bir grup tarafından kurulmuştur,ne kadar anladıkları icraatlarıyla kaimdir,hiç anlamamışlardır.bu örgütün lideri s.m. isimli şahıs(adını anmaya gerek yok) hakkında ciddi iddialar vardır.
ah soner yalçın ah,körpecik zihinleri saçmalık teorilerinle sabatayist deme manyağı yaptın,hele bir de hakiki sabatayist ve masonları yazsan ya.ama onlar "our boys",maçan yemez dimi..
hayır ben yazarım yazmasına da,beni kabul edecek yayınevi tanımıyorum.
Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!
ve o nu bulduktan sonra tepki çekeceğini bile bile o zamana kadar edindiği bütün şöhreti ve en tepesine çıktığı şairlik kariyerini elinin tersiyle itmiş, "sanatına yazık etti" diyenleri çatlatırcasına "ver cüceye, onun olsun şairlik" diyebilmiş;
Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.
ve artık gözünü bambaşka bir aleme çevirmiş, kendisine bütün fani meselelerin üstünde bir problem edinmiş şair;
araştırmaların sonucunda necip fazıl'ı sevenleri üzecek birkaç bilgi buldum: kendisi 1936'dan önce türkiye'yi gerçekten seven bir kişiymiş ama ne varki abdülhakim arvasi'yle tanıştıktan sonra mason olmuş *, abd çıkarlarına hizmet etmiş * ve terör örgütü ibda c'nin fikir babası olmuştur. ibda c'deki bd, kendisinin aralıklarla çıkardığı büyük doğu dergisine ve dünyanın en büyük mason locasına * nispettir. ayrıca büyük doğunun arapçası maşrık-ı azamdır ki bu da mason locası başkanının ünvanıdır. unutmayın islamcılığın en büyük idollerinin büyük bölümü mason. ayrıca türkiye'deki masonların büyük bölümünün ayrıca sabetaycı olduğu da bilinmekte. bu bağlamca necip fazıl'ın sabetayist olma ihtimali var.
(edit: ey beni eksileyenler! gerçekler her zaman göründüğü gibi değildir. belki de bu durumu ona konduramıyorsunuzdur ama gerçekler acıdır. ayrıca kendisi süleyman demirel'in mason olduğunu belgeyle ortaya koymuşsa bu durum kendisinin masonlarla içli dışlı olduğu ortaya koyar ki bu da onun mason olduğunu kanıtlar)
"30 yildir saatim islemis ben durmusum
gokyuzunden habersiz ucurtma ucurmusum"
dizelerine sahip usta bir yazar/sair/vatansever. kendisi sairlerin devlet destegi alarak islerine devam etmelerini ve tek gorevlerini siir yazmak ve yazdirmak olarak goren, edebiyata inanilmaz saygi duyan ve kendisini dunyadaki en iyi iki sairden biri olarak goren pirimiz.