ne olduğu belli olmayan şair yazardır! bir dönem sol başka bir dönem dini bir başka dönem milliyetçiliği savunduğu yazdıkları ve anlattıklarından belli olur! ama edebiyatçı şahsiyet tartışılmaz, türkçeyi kullanışı ve sembolize etmede en az nazım hikmet ran kadar başarılıdır! ancak bir dönem çalıştığı dergide o dönemin "dersim isyanına" itafen yazdığı "son yüzyılın din mazlumları" adlı makale necip fazıl'ın aslında milliyetçi mi yoksa yeni kurulan tc'ye laf sokmak peşinde gezen bir bozguncu mu olduğuna dair ipuçları verir! zira dersim'de çıkan kürt isyanı dönemin şartları göz önünde tutulduğu takdir de resmen bugünün pkk'sını övmek gibi birşeydir! ancak yine de çok sevilir, bir dönem sol entellektüelleri sözcükler ile okşadığı gibi bir dönem de dini duyguları yoğun kişileri okşaması fazılı'ın bazı özelleiklerini kapatmıştır! at yarışına ve kadın bacaklarına olan düşkünlüğünü bazı şiirlerinde dışvurmuş ve dönemim dindar eleştirmenlerinde bir hayli eleştiri almıştır ama ne at yarışından ne de kadın bacaklarından ölene kadar vaz geçmemiştir! hatta bir döneme kadar izmir hipodrumunda adına düzenlenen at-yarışıları vardı! bir nokat daha, necip fazıl asla türkçü-turancı çizgide değildi, belki dönemin mhp'si ile 1970'lerin ortasında çok iyi anlaşmıştı ama mhp türkçülük davasından taa 1969 adana kongresinde vaz geçmişti, zaten kendisi de maraş-malatya civarından gelen kürt bir ailenin çocuğu idi!
işin kısası, fazıl türk edebiyatında özellikle şiir dalında en az nazım hikmet kadar önemli imzalar atmış kişidir! büyük doğu düşüncesini ortaya atmıştır ve daha sonra gelecek bazı radikel islamcı grupların bu düşünceden destur edinmesine neden olacaktır, ancak necip fazıl bu düşünceyi bir ideoloji olarak ortaya atmadığı sadece felsefi bir düşünce gelgiti sonucu makalelerinden anlaşılacaktır! günümüzde çıkıpta fazıl'ın siyasi yanını savunacak adam sayısı azdır, milliyetçi cenah onun sadece edebiyetçı ve imankar yönünü savunabilir, çünkü siyasi yönü ve dersim isyanına atfettiği sözleri benim diyen akıllı bir milliyetçinin savunması saçmalıktır.
şairliğim on ki yaşında başladı.
bahanesi tuhaftır: Annem hastanedeydi. ziyaretine gitmiştim... beyaz yatak örtüsünde, siyah kalpli,küçük ve eski bir defter...Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde...Haberi veren annem,bir an gözlerimin içini tarayıp:
-senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim!
Annemin dileği bana, içimde besleyipte on iki yaşına kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi... Gözlerim, hastane odasının penceresinde,savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim
nazım hikmet ile şöyle bir anıları olduğu söylenen şairdir.
iki üstad beraber bir lokantaya giderler. mönüyü kontrol ederler. kimin daha edebi bir dil kullandığı tartışmaları vardır gündemde. garson sorar ikiliye:
-efendim ne arzu ederdiniz? necip fazıl kısakürek cevap verme hakkını nazım hikmete bırakır. nazım usta cevap verir:
-pilav. üzerine de et.
cevap verme sırası necip fazıl kısakirek e geldiğinde tüm tartışmalara * son noktayı koyar:
-bende pilav alayım. fakat üzerine etme. **
bir adam yaratmak adlı eseri okunduğunda zihninin katmalarında gezinme hazzını duyabileceğiniz bir yazar. abdülhakim arvasi hazretlerinin bir bakışından allah dostu olduğunu anlayarak onun eline eteğine yapışmış ve kendini içinde bulunduğu imansızlık çukurundan kurtarmış olan yazar. alkol ve zinayı mesken ettiği yıllardan geriye bir damla zevk kalmadığını, insanın huzurunun, mutluluğunun allah yolundan hariç hiçbir yerde bulunamayacağını ölüm gelmeden anlamış yazar.
anlamış ve bizlere anlatıyor eserleriyle hala o yattığı mezardan...
çok sigara içiyorsun üstad! dediklerinde yüce dağ başları dumanlı olur * demiş olan şair
ayrıca evlatlıktan reddedip çile kitabına almadığı muhteşem şiirleri vardır
(bkz: kadın bacakları)
yazı tarzını 2'ye ayıran usta yazar.
-yazdığımı kabul etmediklerim: "bir adam yaratmak" isimli eseri.
-benim yazdıklarım: "bir adam yaratmak" dışındaki tüm eserleri.
hangi görüşten olursa olsun,nazım hikmet severleri tarafından bile takdir edilen,son derece başarılı bir taşlama ve iğneleme olan "nazım hikmet'e ilk ve son hitap"ın yazarı,saygı duyulacak şairdir.saygı duyarız..
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.
Tabi Necip Fazıl oruç ama Nazım Hikmet değil.
Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıl'a demiş ki:
-Şunun haline bak,oruç tutmaktan ne hale gelmiş demiş.
Tabi üstad altta kalırmı hemen cevabı yapıştırmış:
-Aaa Nazım sen bilmiyormusun hayvanlar oruç tutmaz...
savundukları yüzünden hapiste yatmış ve kendi gibi düşünmeyenlerinde hakkını aramış değerli yazar. fikri uğruna defalarca tutuklanmış,muhalif kişiliği yüzünden baskı görmüş düşünce adamı,güzel insan.
"Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan
beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan..."
Noktalama üstadı dır, Çile si büyüktür. Eline cigara feci yakışan insandır.