paris günlerinde yakın dostu olan ahmet kutsi tecer'in, halini görüp türkiye dönmesi için arkadaşlarından binbir ricayla toplayarak kendisine verdiği paraları bile paris pavyonlarında içki ve kumara yatırarak heba etmiştir.
"hidayete erdiğini" açıkladığı dönemlerde bile taksim'de polis tarafından yapılan bir batakhane baskınında yakalanınca, duruşmaya çıkarıldığında hakim karşısında kendini "ben oraya kumar oynamak için değil, ahlaki tetkikler yapmak için gittim" diyerek savunmuştur. karakteri, söylediklerinin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu tartışılır. ama büyük bir nazım ustası olduğu da şüphe götürmez gerçektir..
--spoiler--
odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz!Odunların üstüne, yıllar ve asırlardır yağmadık yağmur, düşmedik kar kalmadı. Onları küf basmış, pas yutmuş, rutubet bürümüş; üstelik Garp dünyasının bütün kanalizasyonları bu odunların üzerine akmıştır. işte arsadaki böyle bir odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz! Biz ki, onun gizli bir köşesinde tek ve son kıvılcım noktasıyız, onu nasıl yakar, tutuşturur, alevlerle sarabiliriz?
Hatırladığım kadarıyla cinnet müstatili eserinde geçen bir bölüm şöyleydi.
necip fazıl:gözlerinize ihtiyacım var hakim bey
hakim:neden
necip fazıl:hakkımı göstereceğim de...
ölüm güzel şey, budur perde ardından haber,
hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber,
deryada sonsuzluğa zikretmeye ne zahmet!
al sana, derya gibi sonsuz karacaahmet.
...
gibi binlerce mükemmel dizenin sahibi, şairlerin sultanı, üstad. bir rivayete göre aziz nesin, bizzat kendisine kendisi ile aynı devirde yaşamaktan onur duyduğunu söylemiştir.
şiirlerinde ziyadesiyle hayatın boşluğunu vurgulamış ve asıl manayı aramış,sabırsızlıkla o varlığı bilinen ama tasavvur edilemeyen sonsuzluğa kavuşmayı beklediğini birbirinden güzel ifadelerle belirtmiştir. ayrıca şiirlerinde hem ölçü hem kafiye kullanıp hem de bu kadar derin anlamlı cümleler yazarak sanki kelimeleri o yaratmış dedirten söz üstadı.
Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.
***
Belli bir gruba dahil olmayan şairlerdendir. Toplumsal şiirlerden ziyade bireysel şiirler yazmıştır. Fransız ve amerikan kolejlerinde eğitim almıştır. istanbul üniversitesi'nde felsefe okumuştur. batı edebiyatını çok iyi tanır. bergson'un düşüncelerinden etkilenmiştir. gazetecilik, bankacılık, edebiyat öğretmenliği yapmıştır. nesir kitapları vardır. bütün şiirlerini hece vezniyle yazmıştır. şiir kitabının arkasında şiir poetikası vardır. aliterasyonu kullanır. son üç şiir kitabında dini öğeler ağır basmaktadır.
1922: ilk şiirini yayınlar.
1925: ilk şiir kitabı örümcek ağı'nı yayınlar.
1928: ikinci şiir kitabı kaldırımlar'ı yayınlar..
1932: üçüncü şiir kitabı ben ve ötesi'ni yayınlar.
1934: aldülhakim arvasi ile tanışır. hayat görüşü ve şiirleri değişir. dine ve mistizm'e yönelir.
1936: ağaç dergisini ahmet kutsi tecer, ahmet hamdi tampınar ve sabahattin ali'yle beraber çıkarır.
1938: tohum, bir adam yaratmak piyesleri oynanır ve hayranlık uyandırır.
1943: büyük doğu dergisini çıkarmaya başlar. birçok ünlü şair burada yazmaya başlar. sıkıntılar yaşanır.
1949: büyük doğu cemiyeti kurulur. kitaplarını bu cemiyet çıkarmaya başlar.
1955: sonsuzluk kervanı adlı şiir kitabını yayınlar.
1962: çile adlı şiir kitabını yayınlar.
1969: şiirlerim adlı şiir kitabını yayınlar.
nerde yahudi, nerde gerçek israil oğlu?
yahudi, tıkayandır allah'a giden yolu!
aynı ırk mayasından, ayrı hamur, ayrı döl;
sonra hep aynı parça, istersen milyona böl!
yahudi, dölleşmesi, resule hiyanetin;
ve hedefi, kur'ânda, haktan gelen lânetin.
ilk defa hiyaneti, kendi öz nebisine;
insanlık yahudide şahit en habisine
Zindan iki hece; Mehmedim lafta !
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? Belki... Daha ölmedim!