olaya oldukça düz mantıkla yaklaşan kadındır.allah inancı olan bir kadının bunu söylemesi ise ayrıca komiktir.bunu söyleyen kadın sırat köprüsünde dinini yaşamakta gevşeklik gösteren başörtülülerin üzerine basa basa o köprüyü geçeceğini mi zannetmektedir ? şuursuz türbanlıların azlığı ya da fazlalığı bu kadını neden bu kadar bağlamaktadır,söz konusu kural doğrudan doğruya allah'ın emri iken ? bu sizce de oldukça seviyesiz bir iç rahatlatma metodu değil midir ?
karşısına çıkıp hz.aişe de başörtülüydü demek istediğin zaman 'o başka' deniyor.veya çevreden şuurlu bir başörtülü gösterdiğinde 'ben de seviyorum zaten o kızı' deniyor.bu tip kadınların gözü nedense başörtülülerin hatalarını aramaktan şaşı kalacak.hadi diyelim hata aramakta bu kadar ısrarcı değil,toplum içinde bir başörtülünün hatasını gördüğü zaman anında sosyal medyada bunu ilan ediyor.
açıkçası bu bölünmüşlük,bu ötekileştirme hareketi beni korkutuyor.bir değiliz,toplumdaki bu çok seslilik ve fikirlerin farklı olmasından değil,keyfiyetlerin farklı olmasından kaynaklanıyor.kimse sana zorla takacak değil ya başörtüsünü,kabul etmiyorum istemiyorum günahı da benim boynuma deyip geçmek bu kadar mı zor ? evet zor,çünkü insan asla hatalı olduğunu kabul etmez.
ne diyelim,siz şuursuz türbanlıların omuzları üstünde cennete gidebileceğinizi hayal edin.ya da sırf başörtüsü konusu açıldığında bir şeyler söylemiş olmak için eleştiredurun.yeri geldiği zaman da 'senin dinin sana benim dinim bana tamam mı,sana kalmadı allah ile benim arama kimse giremez' falan deyin.kendinden kaçmak güzel şey olsa gerek.