-istanbul trafiği çok sıkışık bu sabah mutluyum
-asgari ücretle çok zor geçiniyorum mutluyum
-eğitimimi paralı yapıyorum mutluyum
-k.çıma giyecek donum yok mutluyum
-kış geldi g.tüm soğuktan donacak mutluyum
-evimin kirası maaşımın neredeyse tamamı mutluyum
-çocuğuma yedirecek yemek yok mutluyum...
çünkü türküm ve mutluyum
türk olanlar için söylenebilecek bir sözdür. çok da kafaya takmamak lazım böyle şeyleri hepimiz kendi milletimizden olmaktan mutlu olalım sorun kalmasın . yok faşizm yok ırkçılık (kaldı ki faşiszm'i türkiyeye mal etmek ne kadar doğru onu da bilmiyorum italyan milliyetçiliği değil midir faşizm) bırakın insanlar soylarıyla övünsünler.
bir dönem atatürk milliyetçiliği ile ırkçılığı birbirinden ayırmada türkiyenin satılık aydınlarının pek sık vurguladıkları söz.
öyle ya, atatürk "ne mutlu türk olana" değil, "ne mutlu türküm diyene" demiştir. olanı değil hissedeni övmüştür.
şimdi o amaca ulaşıldı, artık gözümüze batırdıkları içindeki "türk" kelimesi. onu da kaldırırız. sonra bayraktaki hilal filan...ne kadar sakıncalı değil mi? kardeşlik vurgusuna ne kadar da muhalif duruyor bayrak... (bkz: türk bayrağı alerjisi)
sırada yaşı otuzdan küçük hatunları düzdürmek olsa gerek. maksat orospu çocuklarının geneldeki oranı yükselsin. belki içinden yazar çizer, akademisyen hatta parlamenter filan çıkar.
fena mı olur?
düzeltme: akademisyen veya parlamenterlere orospu çocuğu denmemektedir. her kesimden sütü bozuk insan çıkabilir zira. burada akademisyenler ve parlamenterler orospu çocuğudur denmemektedir. gelecekte bir gün o. çocuklarının da akademisyen veya parlamenter olabileceği vurgulanmaktadır. sözlüğü yasal yönden zor bırakabilir diye yorum yapan gammaz arkadaşlar bilmelidir ki anayasa ve ilgili içtüzüklerde bir insanın nesebi onun mevki veya makamları işgal etmesine veya bir noktaya atanmasında veya seçilmesinde kriter değildir.
bir aralar fazlasıyla popüler sözdü. insanların "türküm" diyerek mutlu olabileceğini salık verir. türküm yerine "kürdüm", "almanım", "fransızım" konursa ne kadar saçma bir mutlu olma nedenselliği içerdiği anlaşılabilecekken koca koca adamlar ve kadınlar gerçekten mantıklı bir şeymiş gibi bu sözü savunabilmektedir. bu konuda o kadar ileri vak'alar vardır ki adam/kadın "türküm" diyereke gani gani mutlu olabilecekken inatla başkalarının da bu saçma edimle mutlu olmasını arzulamakta ve devamlı bu sözü söyletmeye çabalamaktadır.
ayrıca bir devlet düşünün ki dağa taşa bunu yazarak türk olmayan bütün vatandaşlarına türk olmadıklarını hatırlatsın. işte kürt sorunu, ermeni sorunu, bilmemne sorunu olarak tekabül eden ama aslında türklük sorunu olan şey tam da budur.
yıllardır islam dunyasının kılıcı ve kalkanı olmuş kazıklı volvoda'nın bile olüm döşeğinde sığınılabilecek tek millet gösterdiği türkler olduğunu hatırlatarak ne mutlu türküm diyene
işinize gelirse...
atam'ın bizlere bıraktığı ama tam anlamıyla yaşamak için sadece iki dudak arasından değilde söylerken kalbin yerinden çıkarcasına çapması gerektiğini düşünüyorum. ve şimdi bu sıralar bu güzel cümlenin etnik ayrımcılığa ittiği kanısındaymış avrupa insan hakları komisreliği söz de. ama bilmedikleri birşey var bu ülkeden yaşayanlar iyi bilir ki ermeni asıllı bir yazar hrant dink öldü, herkes ermeni oldu. devletimin askerine, polisine kurşun sıkan anaların yüreklerine, babaların ocaklarına ateş düşüren pkk'ın köpekleri ölür, hemen sokağa çıkar gerilla hakkımızı savunuyor diye haykırır, kimi çıkar kürtlerin hakkını istiyoruz diye sokkalara dökülür... bunun gibi binlarce ayrımcılığa örnek varken benim halkın bu vatanı kurtarmakta öncü olmuş atam saygı değer gazi musatafa kemal atatürk "ne mutlu türküm diyene" der, bu ayrımcılığa ittiği söylenir ve şimdi söylüyorum kim kimi ayırıyorsa ayırsın ben bu vatanı yurt kabul eden herkesin türk olduğunu kabul ediyorum ve dünya ya inat ne mutlu türkim diyene diyorum.
ilkokulda andımızın son cümlesi olarak söylediğimizde pek bir anlam ifade etmiyordu. çocuktuk, sadece bir an önce sınıfa girmek için isteksizce söylenirdi ama; şu an itibariyle, ülkeyi satmaya çalışanlardan dolayı anlamına daha yoğun anlamlar katan yüce sözdür, mutluluk kaynağıdır.
şu sıralar demokratik açılım kapmasında ilköğretim okullarında 'andımız'dan kaldırılmak istenen sözdür. gözden kaçan bir nokta var ki o da şudur; ulu önder Atatürk 'Ne mutlu Türk'üm diyene' demiştir, 'Ne mutlu Türk olana' değil. Bu ülkede kendini Türk gibi hisseden, 'ben Türk'üm' sözünü gururla söyleyen herkese Türk vatandaşı olma hakkı verilmiştir. Ne var ki ısrarla 'ben Türk değilim' diyen insanlara biz Türk vatandaşı olma hakkını veriyoruz.
fasist ya da irkci bir soz degildir. fasist ve irkci olan bunu herkese zorla soylettirenledir. ataturk bu lafi soylediginde milletini ozgurluge ve yenilige uzanan yeni bir tarihin baslangicinin sevinciyle soylemistir. gidip de turkiye'de yasayan bir kurt'e ya da bir ermeni'ye bu lafi soylettirmek anlamsizdir. tabii ki insanlar milletiyle vataniyla gurur duyma hakkina sahiptir, lakin baska milletlere bunu her sabah ogrenci andi altinda soyletmek yanlistir. bunu kaldirmak isteyen milli egitim bakanina kufretmek daha da yanlistir.