bugün

bır sıtenın bukadar insanı bir araya nasıl getirdirgini . bu bir başarı.
sevgilinin her soruşunda akla ayrılma fikrini getiren soru.
iki kişinin aynı şeyi düşündüğünde, bir tarafın diğer tarafa sorduğu sual.

- ne düşünüyorsun?
+ ehe.
- seni manyaak.
facebookta bu iş için ayrılmış kısma ebenin amı yazmak istiyorum hep; fakat sonra markın ebesinin amını niye düşüneyim şimdi durup duruken diye vazgeçiyorum.
terapistlerin her bakışınızda sorduğu sorudur. soru karşısında hönk! ifadesi verilerek lan ben niye bi şey düşünmüyorum aha ben hastayım kesin şizofrenim kesin diye düşündürten belki de paranoyak eden sorudur. terapistlere saygılarımla...
msndeki ne dinliyorum'un facebook versiyonudur.sen cevap verirsin o gidip ispikler.
bize hayatımızda en çok bu soruyu soran şeyin, bir insan değil, bir canlı bile değil, biz insanların yarattığı internet teknolojisinin ürünü olan facebook olması ne trajik değil mi sözlük?
akşam
5 liralık halı saha mı organize etsek
yahut iddaa mı oynasak
yoksa yine her akşam gibi bu akşam da sarhoşuz mu desek.
yoksa ayık kalmak hala iyi bir şey mi bu kirli, ıslak, çöp kokulu dünyada.
lanet olsun yeni boyadığım botlarımı ezen ayaktaki yolculara.
şu anda bir atatürk düşmanına nasıl küfürsüz bir cevap verebilirim onu.
hiçbirşey, herşey, birşey.
çeşitli şekillerde cevaplandırılabilir soru kalıbıdır. ama şuan

"kafamda büt var".
(bkz: seni)
- ne düşünüyorsun?
+ hayatı. Neden böyleyim. Insanlar neden mutsuz. Anneler neden ağlıyor. Çocuklar neden ölüyor. Neden hayaller gerçekleşmiyor. Dünyaya gelme amacımız ne vs.
şu dünyada ne kadar salak, ezik, kıskanç insanların olduğunu..
bayramın ne kadar sıkıcı oldugunu..
Insanlık nereye gidiyor?
Cidden merak ediyorum. Görülenler, duyulanlar, yaşanan olaylar hepsi kabustan beter halde.
Ya gerçekten çok cahil bir milletiz ya da çıkarcı.
belki de hepsi ve daha fazlası.
Daha çok şey göreceğiz belki bu hayatta ama şu ana kadar gördüklerim beni yeterince korkutuyor. Daha fazlasını kaldıracak güce sahip değiliz bence ve eminim ki hiç birimiz bunun farkına varamadık henüz.
Söylenecek yazılıp çizilecek binlerce şey var ama bundan fazlası çıkmıyor işte.
bu gün yaşadığım ilginç diyalogda geçen bir cümle.

uludağ üniversitesinde medikonun karşısında açık hava kütüphanesi açtık bir topluluk olarak ( reklama girer mi lan topluluk ismi versem ) hafif bir pazarlama mantığıyla da #düşünmehavasahası hashtagi ile sosyal medyada paylaşım yapabilirsiniz diye yazdık kütüphanenin sağına soluna.

orda masada oturmuş bir yandan kitap okuyor gibi yapıp bir yandan sigara içen, ses yapıp milleti rahatsız eden var mı diye kontrol ederken bir arkadaş geldi yanıma oturdu. ( sınıftan bir arkadaş )

- nabıyonuz kanka burda?
+kitap okuyoruz
-düşünme hava sahası yazıyo o ne?
+okuduktan sonra düşünüyoruz.
-ne düşünüyon mesela?
+düşüdüğüm herşeyin yanlış olduğunu düşünüyorum şu an.

5 dakikalık bir sessizliğin arkasından saçma sapan bir gülüş.

-olm o zaman o düşündüğünde yanlış oluyo hohahahaha.

(bkz: bu da böyle bi anımdır)
6 tane okulda 7 tane açıktan dersim var. Birde ilgilendiğim ve çalışmam gereken bir şeyler var. Ben hangi ara çalışacağım bu kadar konuyu ?
bol bol gülümsemeyi .
başlıklara bakıp hangisine yazıyım diye.
Kuyudaki köpeği.
Nedendir bilinmez darda kalanlara yardım etme isteği. Böyle baya baya kızilay a ya da afad a katılmak.
baş ağrım artacak mı yoksa azalacak mı ?
kaybolduğumu daha da derinlere sürüklendiğimi belki de yeniden varolduğumu,ne düşündüğümü bilmediğim zaman dilimlerine ulaştığımı.
seni düşünüyorum canısı ihihihihihih.