neşet ertaş

entry1912 galeri168
    1592.
  1. sanatçı demeye iki bin (2000) şahit isteyen bir balon.
    0 ...
  2. 1591.
  3. usta'dan pek duyulmayan bir türkü.

    sarı çiçek sarartıyor dağları,
    kırmızı gül bezendiyor bağları.

    https://www.youtube.com/watch?v=uHxy_EjL568

    davut sulari'den.
    1 ...
  4. 1590.
  5. Gönül bam teline dokunabilen nadir insanlardan.
    4 ...
  6. 1589.
  7. Her türküsünü dinlediğimde gözlerimin dolmasından kendimi alıkoyamadığım insan. Alır başka diyarlara götürür....
    0 ...
  8. 1588.
  9. üstün değer hak eden insandı.
    4 ...
  10. 1587.
  11. Ne yazık ki öldükten sonra kıymeti bilinen halk ozanı.
    3 ...
  12. 1586.
  13. 1585.
  14. ahh yalan dünyada..
    yalandan yüzüme..
    gülen dünyada..
    ne derinden iç çektirir beee.
    7 ...
  15. 1584.
  16. Ahlağıyla, karakteriyle; sesiyle, sazıyla sanatçıdır.
    4 ...
  17. 1583.
  18. "Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor,
    hiçbir tabib şu yarama merhem olmuyor,
    boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyor."

    Offf neşet baba ve ben bunları hak etmedik.
    12 ...
  19. 1582.
  20. türk halk müziğinin devasa ismi bence gelmiş geçmiş en iyi halk ozanıdır diyebiliriz sesinde doğal bir ahenk var insanı yüreğinden vuruyor ve kendini takrar tekrar dinletiyor.
    1 ...
  21. 1581.
  22. BiR:  GÖNÜL

    ANADOLU denilen coğrafyada “gönül” sözcüğünü sekiz farklı şekilde telaffuz edebilen tek kişiydi... Hiç kimse “gönül” sözcüğünü onun kadar farklı, onun kadar kalpten, onun kadar tumturaklı, onun kadar dokunaklı bir şekilde telaffuz edemezdi. Öldü ve “gönül” sözcüğü hem öksüz hem yetim kaldı.

    iKi:  ACEM KIZI

    “Uğrun uğrun kaş altından bakınca/Can telef ediyor gül acem kızı” diyerek, bir acem kızının mahcup ve kaçamak bakışlarının nasıl süper yalın, nasıl acayip sinematografik tarif edilebileceğini kanıtladı. Üstelik kızın burnunu fındığa, ağzını kahve fincanına benzettiği halde zerre kadar sakil kaçmamayı başararak...

    ÜÇ:  SIRLAR

    Gösterişli postlara sahip bir mutasavvıf değildi, garip bir halk dervişi idi... Ama tasavvufu yalamış yutmuş gibi çığırdı türkülerini: “Kalpten kalbe giden gizli yol”u o tarif etti, “varıp bir canana ikrar verme”nin önemine o işaret etti, “evvel” ile “ahir”i aşkta o birleştirdi, dünyanın yalan olduğunun altını o çizdi.

    DÖRT: RiTMiK KEDER

    Gariplik, yetimlik, öksüzlük, dertlilik onun içine öylesine işlemişti ki en oynak, en kıvrak, en ritmik havalarının içine bile derin bir keder, dokunaklı bir hüzün, insanın içine işleyen bir acı sızardı... Ama farkında olmadan... Sıfır kurgusuz... Sıfır hilesiz... Hiç kasmadan... Öylesine...



    BEŞ: EŞiTLiK FiKRi

    Sosyalizmden falan anlamasa da azılı bir sosyalist gibi “eşitlik fikri”ne adamıştı kendisini... Büyüklenenlere ders verirdi. Kibirlilerden tiksinirdi. Ayrımcılık yapanlardan uzaklaşırdı. Gerçek zenginliğin gönül zenginliği, gerçek yoksulluğun ise gönül yoksulluğu olduğunu söyler dururdu.

    ALTI: BiRiCiK

    Bağlama çalışı, tavrı, yorumlama biçimi biricikti. Kendi türkülerini bile her defasında farklı çalar ve söylerdi... Kendisinin olmayan türküleri de kendisinin kılarak söylerdi. Onun söylediği “Gesi Bağları”, diğerlerinden değişik olurdu. Herkes “Yozgat Sürmelisi”ni şöyle söylerdi, o böyle söylerdi...

    YEDi : BOZKIR

    Sabaha karşı bozkırın ortasında seyreden bir uzun yol otobüsündesiniz... Radyodan “Zahidem” türküsü yükseliyor... Çiçekdağı’ndan dökülen gazeller, gurbette gezenler, el kadar hasırlar falan gözlerinizin önünden geçiyor... Tamam, işte Anadolu denilen coğrafyanın kederine inceden vakıf oldunuz. Neşet Ertaş’ın temel işlevi buydu.

    SEKiZ: TEVAZU

    Konserlerinde ceketini çıkarmak için dinleyicilerinden izin isterdi... Zerre kadar yapmacıklık barındırmayan bir şekilde “Ayağınızın turabı olayım” derdi... En hikmetli sözleri en sıradan sözlermiş gibi söylerdi... Artık eskilerde kalmış çelebiliği, efendiliği en tabii şekilde yaşardı...

    DOKUZ: iNiŞLER ÇIKIŞLAR

    Avazı çıktığı kadar bağırırken sesini kibar bir şekilde indirebilmekteydi. Ya da sesini kibar bir şekilde inceltmiş ve indirmişken kabaran bir sel gibi en yukarıya çıkarabilmekteydi... Dinlerken şöyle derlerdi olayı bilenler: “Kalmadı artık böyle sesini pervasızca çıkarıp kibarca indirebilenler.”

    ON: EFSANE

    Başyapıt sayısı bu kadar çok sanatçı var mıdır? “Ahu gözlerini sevdiğim dilber” efsane olmasına yeterken o tutmuş “Niye çattın gözlerini”yi söylemiş. “Evvelim sen oldun” efsane olmasına yeterken o tutmuş “Tane tane benleri var”ı söylemiş. “Mühür gözlüm” efsane olmasına yeterken o tutmuş “Zülüf dökülmüş yüze”yi söylemiş... Neyse... Devam etmeyeyim.

    (alıntı)
    2 ...
  23. 1580.
  24. 1579.
  25. derdim tasam yokken neşet babanın türkülerini duyduğum zaman ansızın gama kedere boğuluyor yüreğim. kendiliğinden oluşuyor bildiğin.
    4 ...
  26. 1578.
  27. 1577.
  28. 1 haftadır hiç bıkmadan dinlediğim dinledikçe de mutluluğu huzuru bulduğum kişidir.

    Melamet Hırkasını
    Kendim Giydim Eynime
    Ar U Namus Şişesini
    Taşa Çaldım Kime Ne
    Haydar Haydar Taşa Çaldım Kime Ne

    https://www.youtube.com/watch?v=r-vC7xp3HXE
    0 ...
  29. 1576.
  30. datlı dile güler yüze eseri on numaradır. kişiye hayat sevinci aşılar. saygı ve minnetle büyük usta.
    1 ...
  31. 1575.
  32. Tevazu abidesi. Kelimelerini seçerek özenle kullandığı her konuşmasında belli olan rahmetli büyük usta. Allah rahmet eylesin güzel eserler bıraktı. Bozkırın Tezenesi.
    0 ...
  33. 1574.
  34. Gençliği bilinmez ama olgunluk dönemi naiflik sembolüdür...
    0 ...
  35. 1573.
  36. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1568075/+

    aynı yıllarda yaşadığım için şanslı olduğumdur. nur içinde yatsın.
    1 ...
  37. 1572.
  38. fanları tarafından neredeyse mustafa kemal atatürk'le bir tutulan sanatçı. en ufak bir eleştiriye tahammülleri yok. yahu sanatçı bu adam, sanat yapıyordu. sanatını seven olur sevmeyen olur. eleştirilebilir de. ne bu hassasiyet?

    zito!
    0 ...
  39. 1571.
  40. Çok küçük yaşta tanıştım neşet ertaş türküleriyle.
    Elektrikler kesilince mum ışığında babam sazını eline alır türkülerini söylerdi. Öyle öyle öğrendim ve eşlik etmeye başladım babama.
    Her dinlediğimde aklıma o güzel günler geliyor. Özellikle " gönül dağı " çok etkiliyor beni. Dinlemeye doyamıyorum.

    https://m.youtube.com/watch?v=7yQI2mUX7Rc
    11 ...
  41. 1570.
  42. https://www.youtube.com/watch?v=YXtBlJB2Udk

    Bu adamı sevmeyenler var lan vallahi anlamıyorum. Star wars mü olum bu neşet baba
    6 ...
  43. 1569.
  44. boşverelim anlamasınlar. aleyna tilki, serdar ortaç yeter onlara. ruhu şad olsun
    2 ...
  45. 1568.
  46. ülkenin bağrından çıkan, türkülerinde yoksulluk, aşk ve ayrılık konularına hassasiyetle değinen, bozkırın tezenesi olarak anılan halk ozanı. neşet ertaş deyince akla, gönül dağı, sen benimsin ben seninim yar, geleli gülmedim ben bu cihana, hapishanelere güneş doğmuyor gibi gönüllere dokunan türküler akıllara gelir. hayatını türkülerine katarak söyleyen neşet ertaş, izmir de 74 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük