nazım hikmet ran

entry2958 galeri144 ses1
    1844.
  1. türkiyenin en halkçı şairidir. bugünleri görse halkına birdaha sarılırdı..

    nur içinde yat ulu üstad..
    0 ...
  2. 1845.
  3. "bıraktım acının alkışlarına 3 haziran 63 ü."

    bu toprakların gördüğü en iyi şair. unutmayacağız.
    0 ...
  4. 1846.
  5. siyasi düşünce olarak karşı olduğum ama şahsiyetine ve şiirlerine saygı duyduğum erken cumhuriyet dönemi şairidir. bugün, yani 3 haziran, ölüm yıldönümüdür.

    başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz
    ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında.
    2 ...
  6. 1847.
  7. Şu anda taksimde şiirleri gururla okunan be bugün ölüm yıldönümü olan büyûk ustadır.
    2 ...
  8. 1848.
  9. ustaya, emekçiye, hayat yürekli şaire selam olsundur.
    2 ...
  10. 1849.
  11. MAHLASIZ ŞAiR

    Dublin'de bıçaklandı kaçak bir Ermeni kimsenin umrunda değil
    Yahut Krakow'a yüksek bir tepeden bakan bir düzlükte tek kurşunla öldürüldü o isimsiz yahudi
    Dinle ayrıca yüz bulabilse çok yalancı olduğunu söyleyecekti o hain yürek hani aşığına söylenen aşka dair ne varsa beyaz haliyle aşikar
    Hudut köylerindeki kızların yeşil gözlerinde Meryem'i görünce mahlasız şair"Meyrem!"çaresizce merhem olabilme ihtimalini koynuna sokuyordu her gece

    Suskunluğu biraz şarap,biraz ekmek ile Eleni'nin eline verdiğinde peder ne düşünür acaba?
    Kaba saba halinden her zaman memnun olmasa bile onun da bu dünyadaki yeri köşe ya da kenar olarak benimsenen insan(ismi lazım değil)
    Zaman bir kaç dakikaya yaklaştığında uzaklaştığı bir kaç dakikadan sonra aramızdaki o an kadarsın aslında
    Evet edepsiz mısraların edepli bid'atta yeri yok;sen onlardan birisin ey ozan kılıklı zat!

    Libya çöllerinde italyanca prangaların sesinde bir irkilme,kırlıma,bir esaret duymak ve onu sana anlatmak kolay olmaz Liberta
    Zambiya suretinle birazcık gül hele,ayraç içindeki iç halimizi bizden ayıran
    "O özlemle dolu mektuplarımda benden ayrı tutulan ülkem"
    An be an Stalin'in kara saçlı yazgısında kaybolup gitti bir Nazım Hikmet Ran.

    Viranşairi

    (bkz: ) https://www.facebook.com/...ri/589678844382043?ref=hl
    0 ...
  12. 1850.
  13. "siz vatanperverseniz, ben vatan hainiyim" demiştir büyük usta.
    0 ...
  14. 1851.
  15. Kemalizm ve onun faşist uzantılarının sahip çıktığı komünist şair.
    Haziranda ölmek zor usta...
    1 ...
  16. 1852.
  17. Nazım Hikmet Üstüne

    Turgut Uyar

    Nazım Hikmet şiirinin gelişine sevindin mi? Sevindiysen nedenini söyler misin?

    Elbette sevindim. Sebeplerinden biri, büyük bir ozanı bütünüyle tanımak. Üstelik bir Türk ozanı bu. Sonra yeni birtakım şiir tatları getireceğini düşündüm. Dilimizde kapalı kalmış bir dönemi getirmesi ayrıca bir imkândı diye düşündüm. Bir efsane konusunda düşünme değerlendirme imkânını bulduk.

    “Şiir tatları getireceğini düşündüm” dediniz. Bulabildiniz mi bunu?

    Şiir tatları bulmak başka bir şey, getirileceğini düşünmek başka bir şey. Nazım en azından bize bir yanlışlığı hatırlatmaktadır.

    Peki bu yanlışlık nedir?

    Şöyle söyleyeyim: Hem kendi yanlışlığımız hem de onun kendi yanlışlığı.

    Ayaküstü bir konuşma gerçi bu ama biraz açar mısınız?

    Sıkıntım var. Bugün çok şiir konuştum. Neyse. Ben Nazım’ın veya Nazım’ın şiirinin Türkiye’ye bir şiir olayı değil de bir politik olay olarak getirilmesini hala kabullenemedim. Aslında bir ozanın halk yararına bağlı davranışlara yönelmesi, katılması ona ancak değer katabilir. Ne var ki bu çeşit ortaya konuluş, ozanın kendi şiir değeri, dil içindeki değeri konusunu konuşurken ve tartışırken birtakım yanılmalara götürebilir kişiyi. Nazım’ın ozan kişiliği hakkında pek konuşmak istemiyorum onun için şimdilik. Ona saygımdan, şiire saygımdan. Biraz beklemek istiyorum bu yüzden.

    Son bir soru. Nazım’ın şiir dili bugün için eskimiş midir?

    Nazım’ın dili ve dünyası eskimemiştir, geçilmiştir sanıyorum.

    Mehmet H. Doğan

    Nazım Hikmet şiirinin gelişine sevindin mi?

    Elbette. Nazım Hikmet şiirinin gelişi sanat hayatımızı iki yönden etkilemiştir bence… Önce; ünü sınırlarımızı çoktan aşmış, adı dünyanın en büyük şairleri arasında sayılan kendi öz şairimizi kendi ülkemizde yayımlayamamak, yabancı dillerden izlemek gibi bir utançtan kurtulmuş olduk. Düşünce ve sanat hayatımızın, gerçek değerlerine kucak açacak, onları savunabilecek bir cesarete ve aydınlığa ulaştığını gösterir bu. Sonra, Nazım Hikmet şiirinin hemen tamamının kısa zamanda yayımlanmış olması bugünkü şiirimizi doğrudan doğruya etkilemiştir. On binlik pahalı baskıların, sanat ve edebiyata karşı genel bir ilgisizlikten yakınılan bu günlerde bir hafta-on gün gibi kısa zamanda tükenmesi aslında gözlerimizi açması gereken bir olay. Bugün şairlerimiz onu taklit etsinler, onun gibi şiir yazmayı denesinler demek istemediğimi bilirsiniz. Yalnız, Nazım Hikmet’in özlemlerini, hıncını, kızgınlığını, mutluluğunu ya da acısını dile getirdiği halkımızla nasıl iç içe olduğu, nasıl hiçbir zaman ondan kopmadığı, ona yabancılaşmadığı da gözden uzak tutulmaması gereken bir gerçek. Son yıllarda şiirimizde gördüğümüz mutlu gelişme, şairlerimizin bunu anladığını ve değerlendirdiğini gösteriyor. Claude Roy, bir Aragon incelemesinde “şair, bizim alçak sesle düşündüğümüzü yüksek sesle söyleyen kimsedir” diyordu. Daha önce başka bir yerde de söylediğim gibi şairin ya da sanatçının “en iyi gören göz” olduğu gerçeğinin bilincine varmamız, Nazım Hikmet şiirinin gelişiyle daha da hızlanmıştır.

    Nazım Hikmet şiiri yeni bir şiir mi sence?

    Zor bir soru bu. Ne diyeyim? Shakespeare şiiri yeni bir şiir mi sizce; ya Baudelaire, Verlaine, Elliot, Cummings şiirleri? Her şeyden önce şiiri konuşalım isterseniz. Nazım’ın yazdıklarının şiir olup olmadığını konuşalım. Yeni şiir-eski şiir sınıflandırması edebiyat tarihçilerinin uğraşı içine girer. Bir kere hangi ölçüye göre yeni ya da eski diyeceğiz bir şiire? Biçimine göre mi özüne göre mi yoksa yazıldığı devreye göre mi? Bu yolla bir olumlu sonuca ulaşabileceğimizi sanmıyorum ben. Bir eleştirmeci, bir edebiyat tarihçisi “Yeni Türk Şiiri” der, güzel bir kavramdır bu; edebiyatımızda belli bir tarihten, bir yön değişiminden, bir atılıştan sonra yazılan şiirleri anlatmak ister bununla. Ama kırk yıldan fazla bir süre devamlı şiir yazmış, şiir düşünmüş bir şairi 1920’lerdeki bir şiirinden Saman Sarısı’da kadar uzanan bir Nazım’ı nasıl vurabiliriz bu ölçüye? Sanıyorum pek iyi cevaplayamadım bu sorunuzu çünkü ters geldi bana.

    Nazım Hikmet büyük bir şair mi?

    işte bu sorunun sonuna bir “sence” sözcüğü eklemeliydiniz. Çünkü bazıları ağızlarının bir kenarında tuhaf bir gülümsemeyle “vallahi ne bileyim, bilmem ki ne desem” gibi laflar ediyor. Düşüncelerini doğrulayacak sağlam kanıtları yok ellerinde. Kekelemeleri ondan. Evet, büyük bir şair Nazım. Milletlerin edebiyat tarihlerinde sık sık rastlanamayacak bir kilometre taşı o. Dünya içinde kazandığı haklı yer, büyük şair niteliğini şüphesiz kazandırmıştır ona.

    Beğenmediğiniz, kötü şiirleri yok mu hiç?

    Olmaz olur mu… On binlerce mısra yazmış bir şairin bütün şiirlerinin aynı güçte, aynı değerde olmasını nasıl bekleriz? Ama örneğin bir “Berkeley” ya da “Gövdemdeki Kurt” değerindeki birkaç şiirle onu kötü şair saymak, gerisinde birtakım hesapların yattığı bir kötü niyet gösterisi değil midir?

    Nazım şiirinin bugünkü şiirimizle ilgisi?..

    Neyse ki toplumumuzda karanlık bir devrin kapanmasıyla, “şiiri şiir yapan tek öge kapalılığıdır” diyen anlayışın da ayakları suya erdi. Daha Nazım şiiri yayımlanmadan önce iyi niyetli bir genç şairin, kendi kapalı şiir anlayışını savunurken “başka türlü şiir yazılır mı bilmiyorum ben” deyişini hatırlıyorum. Bugün o şair, başka türlü de şiir yazılabileceğini görüp daha bir güçlü oturacaktır şiir yazmaya sanırım. Birçok şairimizi etkilemiştir Nazım, bundan sonra da etkilemeye devam edecektir. Diliyle, şiir yapısı ile, şiirlerindeki insan yüreği ile, insana duyduğu saygı ile. Şiirimizde bugün tartışmasını yaptığımız birçok sorunu onun şiirinde çözülmüş olarak buluyoruz. Dil yönünden, şiirin tekniği yönünden… Gidip gelip başvuracağız bu şiire daha uzun zaman.

    Afşar Timuçin

    Nazım Hikmet şiirinin yeniden yayımlanmasını nasıl karşıladın? Daha önce yeteri kadar okumuş muydun?

    Nazım Hikmet şiirinin yeniden yayımlanması gerekiyordu. Türkiye’mizde Nazım Hikmet şiirine sahip çıkmak istemeyenler olabilir ama Nazım Hikmet şiiri Türk şiirinin bir parçasıdır. Yayımcılar onun şiirini yayımlamakta geç mi kaldılar acaba? Bir şey diyemem. Kulaktan kulağa yayılıyordu Nazım Hikmet’in şiirleri. Ben de kulaktan dolma bilirim ondan bütün bildiğimi. Ama bakıyorum da epey şiiri aklımda kalmış. Ben Türkiye’deyken kitaplarının yayımına geçilmemişti. Montréal’de bu kış, benden Türk şiiri üstüne bir konferans vermemi istediler. Bereket, McGill Üniversitesi’ne bağlı islam Enstitüsü’nde epeyce kitap buldum da işi yüzüme gözüme bulaştırmaktan kurtuldum. Bu arada Nazım Hikmet’in bütün şiirlerini toplayan, önsözünü Philippe Soupault’un yazdığı bir antoloji geçti elime. Nazım Hikmet’in konferansta okuduğum şiirlerini o kitaptan seçtim. Bildiğim bazı şiirleri, Fransızcaya çevrilmekle güzelliklerini büyük ölçüde yitirmişlerdi. Nazım Hikmet’in yeniden yayımlanması, kendinden önceki bütün değerleri yok bilmekten övünme payı çıkaran genç kuşağın işine yaramıştır sanırım. Eskiyi aşamayan yeniye yeni demek doğru mu? Bu sözlerimden genç kuşağı yerdiğim anlaşılmamalı.

    Onun kitapları ya da şiirlerini topluca okuduktan sonra Türk şiirini yeniden yorumlamak gereği duydun mu? Sence Nazım Hikmet nasıl bir ozan?

    Duymadım elbet çünkü Nazım Hikmet’in yeri belliydi bende. XIX. yüzyıl, bizim edebiyatımızda hem bir gerileme hem bir ilerleme dönemidir. Bizimkilerin dünyayı öğrenmek istemeleri bir ilerilikti ama Batı’ya, Batılıya hayran olup edebiyatımızın süregelen tadını bozmayı göze almaları bir gerilikti. Edebiyatımızın kaynağından kopmuşluğu uzun sürdü. Gariptir, hikâyenin yerli olana gözlerini çevirip unutulmaz örnekler verdiği sıralarda şiir Batıseverliğin pençesinde kıvranmaktaydı. Nazım Hikmet, Cumhuriyet döneminde yerli kaynaklara yeniden dönme gereği duyan ilk şairimizdir. Kemalettin Kamu’dan, Ömer Bedrettin Uşaklı’dan, Faruk Nafiz’den bugüne kalan ne? Nazım Hikmet kültürün evrensel bir genişliği olduğuna inanan pek az insandan biriydi bizde. Batı karşısında uğradığımız aşağılık duygusundan iz yoktu onda. Bizim insanımızın tarih boyu sürdürüp getirdiği anlayışın, değerlerin üstüne kurdu şiirini. Memduh Şevket’in, Fahri Celal’in, Refik Halid’in, Sabahattin Ali’nin, Fahri Erdinç’in, Sait Faik’in başarıları da aynı kaynaktan gelmiyor mu? Bence Cumhuriyet’ten sonra Türk şiirinin yetiştirdiği birkaç büyük şairimizden biridir o. Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü, Orhan Veli, Behçet Necatigil birbirinden daha az önemli değildirler. Cahit Külebi adını da unutmamalı bu arada. Bunlar apayrı kişilikleri olan şairlerdi ya, hepsinde ortak olan bir yan vardı: bize özgü olanı, yaşarlığıyla bize kendini duyuranı şiirlerinde yaşatmış, yaşatıyor olmaları. Yerli olmak, evrensel olabilmenin ilk basamağı. Sözünü ettiğimiz şairler, yerli olmayı bildiklerindendir ki evrensele kadar uzanabilen bir değere ulaşabilmişlerdir.
    1 ...
  18. 1853.
  19. Seni düsünmek güzel sey, ümitli sey,
    Dünyanin en güzel sesinden
    En güzel sarkiyi dinlemek gibi birsey...
    Fakat artik ümit yetmiyor bana,
    Ben artik sarki dinlemek degil,
    Sarki söylemek istiyorum.

    Nazım Hikmet
    0 ...
  20. 1854.
  21. 1855.
  22. --spoiler--

    ..sana düşman, bana düşman,

    düşünen insana düşman,

    vatan ki bu insanların evidir,

    sevgilim, onlar vatana düşman

    --spoiler--
    4 ...
  23. 1856.
  24. örnek alınması gereken büyük vatansever.
    1 ...
  25. 1857.
  26. kısa boylu mavi gözlü koca yürekli memleketim diye diye son nefesini vermiş olan şairimiz.
    1 ...
  27. 1858.
  28. şiirindeki en önemli öge coşkudur.
    1 ...
  29. 1859.
  30. atatürk ve ismet döneminde mahpus yatmıştır.
    1 ...
  31. 1860.
  32. bir necip fazıl değildir evet, çünkü çok daha iyidir.
    3 ...
  33. 1861.
  34. beki de cehennemde beraber yanacağımız insandır ben müslümanım o söylenenlere göre kafir kominist. Ama ben müslüman olsam bile allah beni sevmiyor galiba, allaha namaz borcum ödemeye çalışıyorum varsın beni vatanı tüm yer yüzü olan nazım hikmetle beraber yaksın. Ben mûslümanım iyi ki de allah var. Ben de kimsesiz , vatansızım nazım hikmet gibi allaha küssek bile o bizi sevmese bile bizim ondan başka sığınacak kimsemiz yok.
    2 ...
  35. 1862.
  36. türkiyeye bir tane nazım hikmet daha gerek, gerçek müslüman olanından, yobaz ve ateist olmayanından.
    1 ...
  37. 1863.
  38. Ataturk duşmanı oldugu için sevilmeyen..
    1 ...
  39. 1864.
  40. bir dönem, kendisini sevenler yargılanırken,
    şu sıralar sevmeyenin dövüldüğü şairimizdir.
    1 ...
  41. 1865.
  42. kansere yakalanmadım daha
    yakalanmam da şart değil
    başbakan filân olacağım yok
    meraklısı da değilim bu işin
    bir de harbe girmedim
    sığınaklara da inmedim gece yarıları
    yollara da düşmedim
    pike yapan uçakların altında
    ama sevdalandım altmışıma yakın
    sözün kısası yoldaşlar
    bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
    insanca yaşadım diyebilirim
    ve daha ne kadar yaşarım
    başımdan neler geçer daha
    kim bilir.
    bazı türk şairleri insanı dinlendirir nazım ve attila ilhan insana bu hissi verir ruh dinginliği .
    1 ...
  43. 1866.
  44. O şimdi ne yapıyor?
    Şu anda, şimdi, şimdi?
    Evde mi, sokakta mı,
    çalışıyor mu, uzanmış mı,
    ayakta mı?
    Ve ne düşünüyor?

    Nazım Hikmet
    3 ...
  45. 1867.
  46. ''
    ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
    ne sen bunun farkındasın
    ne de polis farkında
    ''
    1 ...
  47. 1868.
  48. --spoiler--
    O şimdi ne yapıyor?
    Şu anda, şimdi, şimdi?
    Evde mi, sokakta mı,
    çalışıyor mu, uzanmış mı,
    ayakta mı?
    Ve ne düşünüyor?
    --spoiler--

    şu satırlara şiir diyen varsa ben de şiir katiliyim arkadaş. hatta durun nazım hikmet ağzıyla yazayım derdimi:

    evet şiir katiliyim, siz edebiyatseverseniz, siz şiirseverseniz ben şiir katiliyim.
    şiir düz yazıyı alt alta yazıp şiir diye kakalamaksa,
    şiir mantığı kiraya verip her yazılanı beğenmekse,
    şiir nesri nazım diye yutturmaksa
    yazın kocaman puntolarla
    kbs şiir katline devam ediyor hala.
    ve durmayın, basın eksiyi hızla.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük