nazım hikmet ran

entry2958 galeri144 ses1
    1219.
  1. senin adını
    kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
    malum ya, bulunduğum yerde
    ne sapı sedefli bir çakı var,
    (bizlere âlâtı-katıa verilmez),
    ne de başı bulutlarda bir çınar.
    belki avluda bir ağaç bulunur ama
    gökyüzünü başımın üstünde görmek
    bana yasak...
    burası benden başka kaç insanın evidir?
    bilmiyorum.
    ben bir başıma onlardan uzağım,
    hep birlikte onlar benden uzak.
    bana kendimden başkasıyla konuşmak
    yasak.
    ben de kendi kendimle konuşuyorum.
    fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
    şarkı söylüyorum karıcığım.
    hem, ne dersin,
    o berbat, ayarsız sesim
    öyle bir dokunuyor ki içime
    yüreğim parçalanıyor.
    ve tıpkı o eski
    acıklı hikâyelerdeki
    yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek,
    mavi gözleri ıslak
    kırmızı, küçücük burnunu çekerek
    senin bağrına sokulmak istiyor.
    yüzümü kızartmıyor benim
    onun bu an
    böyle zayıf
    böyle hodbin
    böyle sadece insan
    oluşu.
    belki bu hâlin
    fizyolojik, psikolojik filân izahı vardır.
    belki de sebep buna
    bana aylardır
    kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan
    bu demirli pencere
    bu toprak testi
    bu dört duvardır...

    saat beş, karıcığım.
    dışarda susuzluğu
    acayip fısıltısı
    toprak damı
    ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran
    bir sakat ve sıska atıyla,
    yani, kederden çıldırtmak için içerdeki adamı
    dışarda bütün ustalığı, bütün takım taklavatıyla
    ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.

    bugün de apansız gece olacaktır.
    bir ışık dolaşacak yanında sakat, sıska atın.
    ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan
    bu ümitsiz tabiatın
    ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır.
    yine o malum sonuna erdik demektir işin,
    yani bugün de mükellef bir daüssıla için
    yine her şey yerli yerinde işte, her şey tamam.
    ben,
    ben içerdeki adam
    yine mutad hünerimi göstereceğim
    ve çocukluk günlerimin ince sazıyla
    suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla
    yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı
    seni böyle uzak,
    seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi
    kafamın içinde duymak...

    "bir cezaevinde, tecritteki adamın mektupları"
    3 ...
  2. 1220.
  3. "çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
    seyir defterini başkası yazsın.
    çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
    beni o limana çıkaramazsın..."
    4 ...
  4. 1221.
  5. "ben bir bahçıvanım sen benim yedi yılda açan gülümsün. erişilmez oluşun yıldırmıyor beni, belki bilhassa bundan dolayı makbülsün."
    2 ...
  6. 1222.
  7. bugün yaşasaydı, yazdığı şiirler posta gazetesinde bile yayınlanmazdı. o kadar kötü bir şair(!) ve yazarımsıdır.
    0 ...
  8. 1223.
  9. chp zihniyetinin zamanında yurt dışı ettiği üstad.
    0 ...
  10. 1224.
  11. yaşasa, aragon'un tzara'nın, robeson'un arkadaşı olduğu için, yine vatan haini suçlamalarına maruz kalacak, bu ülkeye hatta bu dünyaya fazla bir insan.
    0 ...
  12. 1225.
  13. evimin salonunda kocaman bir posteri olan, muhteşem insan...
    3 ...
  14. 1226.
  15. 1227.
  16. mevcut iktidarın yerlere göklere sığdıramadığı, rte'nin ağzında her adını duyduğumda benim bile midem bulanırken mezarında ters döndüğünü düşündüğüm şair. senelerce gençlerin aklından uzak tutmak için edebiyat kitaplarına sokmamışlardır hiçbir şiirini.
    1 ...
  17. 1228.
  18. Hazım Hikmet deyince; aklına onurlu bir adam gelir, sevdasını, tutkusunu yaşamayı bilmiş bir adam gelir. biraz daha derin düşünmeye başlarsın ve dalarsın o an. onu anlamaya başladıkça biraz daha daha bir coşar hasretin daha bir tutunulası olur sevdaların.
    2 ...
  19. 1229.
  20. "seni düşünmek güzel şey
    ümitli şey
    dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
    fakat artık ümit yetmiyor bana
    ben artık şarkı dinlemek değil
    şarkı söylemek istiyorum.." 30 Eylül 1945

    ömrünün yarısını maphuslarda geçiren biri özlemin ne demek olduğunu çok iyi biliyordur hiç şüphesiz.
    2 ...
  21. 1230.
  22. şiirimizin özlemimizin güzel kelimelerimizin babası.
    1 ...
  23. 1231.
  24. ilginç soyismiyle babamın arkadaşlarımı terleten sorusuna malzeme olan şairdir.
    0 ...
  25. 1232.
  26. "cebimde yoktu, yüreğimden verdim" dizesinin sahibi üstad.

    edit: imlâ.
    4 ...
  27. 1233.
  28. dini komunizm, peygamberi marx, kabesi moskova olan şair.
    0 ...
  29. 1234.
  30. bence sende şimdi herkes gibisin!
    hayran olunası şair.
    1 ...
  31. 1235.
  32. gerçek bir efsanedir. kağıt, kalem vede mavi gözlü devin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. her bir mısrasında 10 kuru yük gemisi anlam vardır. elleri öpülesi her zaman saygı ve sevgiyle anılasıdır.
    2 ...
  33. 1236.
  34. şiirlerini ve fikirlerini sevmem.şiirde kafiyeye önem veren biriyimdir.ama öyle veya böyle türkçeye büyük katkılar
    yaptığı reddedilemez.
    fikirlerine gelirsek artık hayattayken savunduğu fikirler bugün çöktüğü için ortada bir sorunda kalmamıştır.rahmetli alparslan türkeş bile şiirini okudu.olay kapandı...
    1 ...
  35. 1237.
  36. bazen ayrılıklarda duyulur şiirleri. ' sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı ? ' der çekip giden güzeller güzeli. bir daha da okunmaz o günden sonra. bir daha da aşık olmaya cesaret edilemez kolay kolay.

    (bkz: based on a true story)
    2 ...
  37. 1238.
  38. büyük usta.

    Yıllarca, ter içinde taşıdım ben bu yükü,
    Bıraktım acının alkışlarına 3 haziran 63'ü.

    48 yıl olmuş göçeli.
    5 ...
  39. 1239.
  40. ölümünün 48. yıl dönümü.

    ve o'nun şiirlerini her dinlediğimizde 3 haziran 63'ü biz her defasında yaşıyoruz.

    büyüksün usta, büyüksün üstad.
    2 ...
  41. 1240.
  42. memleketindee ölmenin nasip olmadığı önemli şairimiz dehşet derecede güzel şiirlere sahip olmasına karşın stalin hayranlığıyla beni çelişkiye düşüren adam.
    1 ...
  43. 1241.
  44. --spoiler--
    yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
    bıraktım acının alkışlarına
    3 haziran 63ü
    bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne
    bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
    okşar yanan alnını nazım usta'nın
    bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne
    bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
    yatıyor oralarda
    bir eski gömütlükte
    yatıyor usta
    --spoiler--

    her 3 haziranda yine doğuyorsun usta...
    2 ...
  45. 1242.
  46. her ne kadar zekası ve bilgisi geri, bi o kadar da faşistliği ileri olanlar vatan haini dese de gerçek bi vatanperver ve dünyada kabul görmüş büyük bir türk şairi.
    1 ...
  47. 1243.
  48. O simdi ne yapıyor
    su anda, simdi, simdi?
    Evde mi, sokakta mı,
    calısıyor mu, uzanmıs mı, ayakta mı?
    Kolunu kaldırmıs olabilir,
    hey gülüm,
    beyaz, kalın bilegini nasıl da cırcıplak eder bu hareketi!..

    O simdi ne yapıyor,
    su anda, simdi, simdi?

    Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
    oksuyor.
    Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
    her kara günümde onu bana tıpıs tıpıs getiren
    sevgili, canımın ici ayaklar!..
    Ve ne düşünüyor
    beni mi?
    Yoksa
    ne bileyim
    fasulyenın neden bir türlü pismedigini mi?
    Yahut, insanların cogunun
    neden böyle bedbaht oldugunu mu?

    O simdi ne düsünüyor,
    su anda, simdi, simdi?...

    NAZIM HiKMET RAN
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük