mehmet emin yurdakul gibi büyük milliyetçi ve büyük şairlere bile yapıştırılmayan vatan şairi tanımlaması bazıları tarafından kendisine yapıştırılan komünist.
zamanında kendinden 15 gömlek daha kültürlü olan peyami safa'ya cahil demişliği vardır bu arkadaşın. türkmenistan'da buda heykeli olduğunu, simavnalı yahudi bedrettin'in komünist önder olduğunu falan sanıyor bunu yaparken. *
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
gölgem gibi demiyorum
çünkü hasret yanımdaydı zifiri karanlıkta da
Ellerim ayaklarım gibi de değil
uykudayken yitirirsin elini ayağını
ben hasreti uykuda da yitirmiyordum
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
açlıktı, susuzluktu demiyorum
sıcakta soğuğu, soğukta sıcağı aramak gibi de değil
giderilmesi imkânsız bir şey
ne sevinç ne keder
şehirlerle bulutlarla türkülerle de ilgisiz
içimdeydi dışımdaydı
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
zaten elimde ne kaldı bu yolculuktan
hasretten gayrı
Bir ucu bir kuyuda kaybolan rüzgârlı bir şosede
bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
yüzü saçlarıyla örtülü kavuşma saatımızın
bir de ağır yürüyor ki deli olmak işten değil
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
ben de telefon direğine bağlıyım kollarımdan
yüreğim de yorgun mu yorgun duracak nerdeyse
bir de alnıma bir su damlıyor aynı yere artsız arasız
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
ben de seni düşünüyorum da seni düşünüyorum
ben de seni düşündükçe o da ağırlaştırıyor
yürüyüşünü
bu böyle giderse yıkılabilirim direğin dibine
o yanıma varmadan...
demir parmaklıklar ardında olduğu günlerde, kol saatinin kayışına piraye yazmakla kalmayıp, saatininin bozulan mekanizmasını çıkarıp, yerine ailesinin fotografını koymuştur... takdir edilip, tek geçilecek şairdir...
Daha önce yayınlanmayan 2 şiiriyle birlikte toplam 58 şiiri kendi sesinden dinleyebileceğiniz büyük insanlık adında cd-kitap yayımlanmıştır efem. Kaydı da Bedri Rahmi Eyüboğlu yapmış lan.
memleketimden insan manzaralarında haydarpaşadan başlayarak treni güzel betimlemelerle ilerleten yazar. daha bitirmedim ama şimdiden okurken okul yıllarımda kullandığım güzergahın eski hali beni benden alıyor.
sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal.
"...Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayale.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve asi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile..."
önyargıyla yaklaşıp sonradan sevdiğim insandır.ne yazıkki degeri kaybedildikten sonra anlaşılmıştır.pirayeye yazdıkları aşk'tır ötesi yok.
Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan...
sen esirliğim ve hürriyetimsin
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin
sen memleketimsin
sen ela gözlerinde yeşil hareler
sen büyük güzel ve muzaffer
sen ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin..