Senin adını
kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere âlâtı-katıa verilmez),
ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
gökyüzünü başımın üstünde görmek
bana yasak...
tahir olmakta ayıp degil zuhre olmakta
hatta sevda yuzunden olmekte ayıp degil
butun is tahir'le zuhre olabilmekte
yani yurekte
mesela bir barikatta dovusurken
mesela kuzey kutbunu kesfe giderken
mesela denerken bir serumu damarlarında
olmek ayıp olr mu?
tahir olmakta ayıp degil zuhre olmakta
hatta sevda yuzunden olmekte ayıp degil
seversin dunyayı doludizgin
ama o bunun farkında bile degildir
ayrılmak istemezsin dunyadan
ama o senden ayrılıcak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi sart mı?
yani tahir'i sevmeseydi zuhre artık
yahut hic sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliginden
tahir olmakta ayıp degil zuhre olmakta
hatta sevda yuzunden olmekte ayıp degil
nazım hikmet ran/tahir ile zühre meselesi
arkadaş çevresinde başım köpük köpük blood! deyip ağır dayak yememe sebebiyet veren büyük üstattır.nadir insanlardandır.öyle sıradan,her zaman görebileceğin tarzdan değil.
--spoiler--
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan..!
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarli, kubbeli mavi bir liman..
Beni o limana cikaramazsin,,,
--spoiler--
Soyadi kanunu cIkInca o da gitmiş devlet dairesine. O ana kadar aklInda hicbir şey yokmuş. Memura birden "ran" deyivermiş. memur anlamInI sorunca "tam olarak hic." demiş.
Beni beni kendine bir kement gibi bağlayan, bağımlılık yaratan o şiirlerin sahibi bu adam. RAN.
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filan olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.
Allahsız vatansız gominist bu harif rayisss!.. Türk şiirinde ilk kez serbest üsluba yönelen şair. Orhan Kemal'in hapishane arkadaşı, daha doğrusu hocası.
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.