volkan konak sayesinde annemin bile şiirlerini ezberlediği, vatanı için kurtuluş ararken vatanına hasret ölen türkiyenin bükük boynu... yıl 2009 artık ulusal kanallarda bile dinleyebiliyoruz şiirlerini ama ne farkeder...
vay gidene vay gidene...
1848 yılında polonyalılar ve macarlar avusturya ve rusyaya karşı ayaklanmıştır.sonuç tam bir hezimettir.ruslar polonyalıları harcamış,macarlar da avusturyalılara bırakmıştır.bunun üzerine asi polonyalılar,avusturya ve rus güçlerinden kaçarak osmanlıya sığınırlar.bu kişilerin arasında nazım'ın dedesi de vardır ve müslüman olup mustafa celaleddin paşa ismini alır.bu grup daha sonra da osmanlıda batılılaşmanın en büyük yardımcıları olmuştur.bu böyledir.
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun
, şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
Nazım Hikmet Ran
bunu yazabilen bir deha,şair,bu ülkenin en güzel adamı!!!
usta bir taklitçi, komünist rusya' ya enteresan ve müthiş bir şiir nefesi üfleyen rus şair mayakovski' nin süper mürşidi olmasına rağmen, şu muhteşem şiiri yazmıştır kendisi, ve her şeyi bir yana bırakıp sırf bu şiiri yüzünden kendisini takdir etmek boynumuzun borcudur;
Pembe yanaklı al dudaklı bir karım olursa eğer...
Olursa 24 ayar ahlâklı...
Anama bakar gibi bakar...
ilaha tapar gibi taparım !
Ama,
Kalleş çıkarsa karım...
Anam avradım olsun bir teneke benzin döker yakarım...
Kimine göre kadın;
Soğuk kış gecelerinde sarılıp yatmak içindir..
Kimine göre kadın;
Sıcak harman gecelerinde zil takıp oynatmak içindir..
Kimine göre kadın;
Ömür boyunca omuzumuzda taşıdığımız..
En büyük sevabımız ve en büyük vebalimizdir..
Ama sen kadınım;
Benim için sen..
Ne o...
Ne bu...
Şusun sen;
Benim can yoldaşım, kavga arkadaşımsın...
cenazesi ni memlekete akp getirtiyor diye yoldaşları!! tarafından satılmış, şair. kardeşim azcık fikir namusu talep etsek çok şey mi istemiş oluruz, fikrinizin bile namusu yok.
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan 'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tir.."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
'vatan hainliğine' devam ederek, en sevdiği topraklara hasret kalan, neruda'nın övgüyle söz ettiği dünayanın en büyük şairi. NERUDA'nın bahsettiği gibi;
kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım
sensiz
senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yüzünden
yoksun
dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan.
şimdi ben ne yapayım? nasıl tanımlar
senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya.
nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
teşekkürler, böyle olduğun için! teşekkürler o ateş için
türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.
utanç noktamız.. vatanını çok seven ama vatandaşlıktan çıkarılan.. sonra kafaya tuğla düşmesi sebebiyle -ki iş işten geçtikten sonra yeniden TÜrk vatandaşı yapılan.. ulan ne yapıyorsunuz dedirtilen bi durum.. sayemizde yerinde rahat uyayamıyor.
yillar yili düsüncelerinden dolayi sürgünlerde yasayip ölen ve ak partiyle birlikte cezasi af olan, mezari türkiyeye getirilmeyi düsünülen bir sairimiz. ne mantiksiz bir düsünce, o kadar komunist vareken yüksek mevkiilerde ak parti tutupta bir komuiste insanlik görevi yapiyor. hayret birsey?
sisli bir sabahtı henüz
etrafı bürümüştü bir duman
uzaktan geldi bir ses ah aman aman!
ses bu feryad-ı vatanı dinle işit
dinle de vicdanına öyle hükmet
vatanın parçalanmış bağrı
bekliyor senden ümit.
Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin
Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda herşey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan
işgaller kırılır gun gelir,
bir demet karanfildir geriye kalan
dalgalarin ardindan
ve de savrulan avuclarimizin arasindan,
...memleket kokan bir geceden,
nazıma hasret,
kızıl!
ulkemizdeki solculara karşı mucadele veren devrimci. inönü 12 yıl hapishanede tuttu. menderes'in affı ile cıkarılacagında o yasına ragmen askere alınıp öldurulecegi dedikoduları cıkartılıp kacmasına neden olundu. solcular tarafından komunizm istedigi propagandası yapıldı. mahir çayan'ın dedigi gibi bu solcular once devrimcileri öldurur sonra fikirlerini yumusatıp kendilerinden gibi gösterirler.
edit: verin eksilerinizi bekliyorum. verinde cahilliginiz, biz aydın'ız diye yaptıgınız faşistliginiz, kendinizi elit gormeniz nazım ile ne kadar bagdaşır bir okuyun. kitaplarını okursanız nazım'ın nefret ettigi her seyi kendinizde goreceksiniz. ama önce kitaplarını okuyun hakkında solcu provokatorlerin yaptıgı yorumlar bes para etmez. her şey propaganda ile hallolmuyor maalesef. adınız solcu, gercek solculara komunist, anarşist dersiniz. bu ulkenin sagciları bile sizden solcu. sol görüşte tek begendiginiz fransa'dan yarım yamalak aktardıgınız laik anlayıs, geri kalan her şeyinizle roma kanunları ile yönetilen bir ulke istiyorsunuz. romalı senatörler ne kadar solcuysa sizde o kadar solcusunuz.