nazım hikmet ran

entry2958 galeri144 ses1
    244.
  1. şimdi daha iyi anlaşolan şairdir.
    1 ...
  2. 245.
  3. neden şimdi daha iyi anlaşıldığı anlaşılamamış şairdir. zira ben on yıldır nazım okurum, anladığımı düşünürdüm. galiba arkadaşlar nazım diyerek biçilen bir karakterden bahsediyorlar. işte efendim, solcudur, vatanseverdir, akp düşmanıdır, atatürkçüdür.

    nazım da kendi tekellerinde olduğu için yaparlar, seslenişlerini bir kılıfa sokmak için reddedilemez isimlere yamarlar kendilerini. onlara şunu sormak gerekir.
    nazım kendisini ve hayatını yaktı, bu millet için, ömrünü çürüttü. sen ne yaptın? nazım okumadan nazım sever olup da bunu sadace kızlarla yaptığın muhabbetlerde ve bir de entel caimalarda laf ebeliğinde kullanmaktan başka.
    2 ...
  4. 246.
  5. kavganın sevdanın ve türkce nin şairi....türkiyeye gelmiş geçmiş en iyi şair.ama yıllarca bazı kör zihniyetlerin yüzünden vatan haini olarak ilan edilmiştir.daha kücük bir cocukken hocasi olan yahya kemal in cebine küçük bir not koyması yahya kemal in ömrünün geri kalanında nazım hikmet in cocuklugunu geçirdigi eve girememesine sebep olmuştur.
    1 ...
  6. 247.
  7. tam olarak bugün vatandaşlıktan çıkarılan gerçek şair.
    1 ...
  8. 248.
  9. GÜZ ÇiÇEKLERiNDEN NÂZIM'A ÇELENK

    Niçin öldün Nâzım?
    Ne yaparız şimdi biz
    şarkılarından yoksun?
    Nerde buluruz başka bir pınar ki
    onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
    Seninki gibi ateşle su karışık
    acıyla sevinç dolu,
    gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?

    Kardeşim,
    öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
    denizden esen acı rüzgâr
    kapacak olsa bunları
    bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir,
    yaşarken seçtiğin
    ve ölümden sonra sana barınak olan
    oraya, uzak toprağa düşerler.

    Al sana bir demet Şili kasımpatlarından,
    al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
    halkların savaşını, kendi dövüşümü
    ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
    kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
    çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
    benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
    veren dostluğundan yoksun.

    Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
    zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
    zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
    kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
    ama parlak bir yüreğin vardı,
    yara ve ışık dolu bir yürek.

    Ne yapayım ben şimdi?
    Tasarlanabilir mi dünya
    her yana ektiğin çiçekler olmadan?
    Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
    senin halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
    Böyle olduğun için teşekkürler,
    teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.

    Pablo Neruda
    2 ...
  10. 249.
  11. NÂZIM'IN YÜREĞi

    Usanınca gerçeklerin yalanından,
    kaygan, yüzsüz baskıdan,
    tunç Nâzım'ı anımsarım
    ve sesini
    biraz hançerimsi :
    "Merhaba kardaşım...
    Ne o, neden yüzün asık öyle
    Boş ver!
    Yoksa şiir mi takıldı bir yerde?
    Gel, birlikte bitirelim.
    Paran mı yok?
    Bakarız bir çaresine, dert değil.
    Kız mı?
    Aldırma bulunur..."
    Oysa asıl kendisinde var bir şey,
    içini kemiren
    yüz çizgilerinden dehşetle akan :
    "Hepsi iyi de,
    şu yürek ağrısı...
    Adam sen de
    ağrıyadursun, yaşıyoruz ya..."
    Kimisi için şiir bir roldür,
    Kimisine bir dükkân,
    kazançtır.
    Onun içinse ağrıdır şiir,
    rol değil.
    Nâzım'ın yüreği de ağrıdı durdu işte.
    Üzerine titreyen doktoru bir gün,
    hani pek de güvenemeyerek,
    uyarmıştı beni :
    "Bakın" demişti,
    "keskin konulardan kaçının ki
    ağrımasın Nâzım'ın yüreği..."
    Hey gidi doktor...
    Hastanız gitti.
    Yaramadı çabalarınız.
    Yüreğiyse onun
    gizli gizli çarparak
    sürdürdü ağrısını
    ölümünden sonra da.
    içindeki acı için ağrıyor,
    Türkler için, Ruslar için ağrıyor,
    kendisi gibi mahpusta özgür olanlar için
    özgürlükte mahpus gibiler için
    ağrıyor.
    Hapishane acılarıyla yanan o yürek
    - ölümden sonra bile -
    dinlemiyor doktorları,
    korkak olduğumuz zaman
    ağrıyor.
    Neme gerek dersek
    ağrıyor.
    Onun gibi açık yürekle :
    "Merhaba kardaşım..."
    diyemezsek ağrıyor...

    Varsın ağrısın
    hepsi için yüreklerimiz,
    tek ağrımasın Nâzım'ın yüreği.

    Yevgeni Yevtuşenko (d.1933) Sovyet şairi
    2 ...
  12. 250.
  13. annelerin ninnilerinden
    spikerin okuduğu habere kadar,
    yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
    anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
    anlamak gideni ve gelmekte olanı...
    1 ...
  14. 251.
  15. Acaba başka hangi rus vatandaşı türk gazatelerinde ve televizyonlarında bu kadar anılmışdır hep merak etmişimdir.. nazımla dönemin adalet bakanı arasında geçen hikayeyi de ekliyim esas hainlerin kim olduğu konusunda belki biraz fikir oluşur...

    Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde tutsaklık günleri...
    Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi
    yönetimine de yardım etmektedir.

    Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir.
    Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:
    - Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der.
    Nazım'i odaya getirirler.
    Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım'ı tepeden tırnağa süzer ve:
    - Demek Nazım sizsiniz, der.
    Nazım'a oturması için yer göstermez.
    Kısa bir konuşma sonrası, gidebilirsiniz, der.

    Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:
    - Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar.
    Müfettiş hemen atılır: - Kim duymaz Hayyam'i.

    Nazım: - Hayyam zamanında iran hükümdarı kimdi? diye sorar.
    Müfettiş şaşırır.
    Nazım konuşmasını sürdürür:
    - Görüyorsunuz sanatcıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız.
    Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı'nı ve sizi
    kimse anımsamayacak, der çıkar.

    Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım'ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun
    yolunu tutmuştur.
    1 ...
  16. 252.
  17. mükemmel türkçesi nedeniyle yurtdışında türk puşkini olarak tanınan şairimizdir.muazzam yeteneğinin yanısıra entellektüel ve vatansever duruşuyla da ünlüdür.
    1 ...
  18. 253.
  19. şeytana mersiye adlı şiiri mükemmeldir.
    1 ...
  20. 254.
  21. mustafa kemale burjuva dememiştir. şiirin aslı tam olarak şöyledir.

    Trabzondan bir motor açılıyor
    Sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
    Motoru taşlıyorlar
    Son perdeye başlıyorlar!
    Burjuva, Kemal'in omuzuna binmiş
    Kemal, kumandanın kordonuna
    Kumandan, kahyanın cebine inmiş
    Kahya adamlarının donuna
    Uluyorlar

    Hav... hav... hak... tü
    1 ...
  22. 255.
  23. 256.
  24. giderayak sevdalara doyulamadı da diyen, aynı zamanda insan.
    1 ...
  25. 257.
  26. japon balıkçısı ve küçük kız şiirleri ile yüreklere dalga dalga vurdurur hüznü, tebrik etmek gerekir gerçekten o acıları hissetmeden dizelere dökmek zordur çünkü. hiroşima ya atılan atom bombası demek ki nazım ı da vurmuştur, onu da kağıt gibi yakmıştır, onu da çürük yumurtaya çevirmiştir. helal olsun ne diyeyim, "şeker de yiyebilsin çocuklar".
    3 ...
  27. 258.
  28. "Bu ülkenin gördüğü ve göreceği tek mavi gözlü dev"dir kendisi. kaypak küçük burjuva aydınların veya salt entelektüel kaygılarla "sanat" yapanlar gibi değil, tarih bilincine sahip, materyalist ve fikirleri uğruna mücadeleye girmiş bir şairdir. Nazım Hikmet'in ölümü bile onun şiirlerinin ve mücadelesinin sonraki kuşaklar boyunca dilden dile, ağızdan ağza aktarılmasını engelleyememiştir. Vatandaşlıktan çıkartılmış, şiirleri uzun yıllar boyunca yasaklı kalmıştır. Yaşamının büyük bir kısmı hapislerde ve yurt dışında geçmesine rağmen, egemenlerin korkusu bugün de devam etmektedir. o çok sevip içine ettiğiniz türkiye cumhuriyeti'nde Zorlu ve çileli günler yaşamasına rağmen umudunu ve inancını kaybetmemiştir. Cezaevindeki günlerini de boş geçirmez. Mektuplarıyla Kemal Tahir'i, konuşmalarıyla da Orhan Kemal ve ibrahim Balaban'ı yetiştirir. evet benim için tek mavi gözlü dev nazım hikmet..

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
    hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
    Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
    2 ...
  29. 259.
  30. Büyük Türk şairi. Kendisi Nazım Paşa'nın torunu ve Ressam celile hanım'ın oğludur. Aileden gelen bir şiir altyapısına sahiptir. Küçük yaşlarda Yahya Kemal'in şiirlerini düzelttiği, ona yol gösterdiği bilinir. Başkalarının söylemlerinin aksine şiiri kültürel altyapıya bağlanır ve türk şiirinin söyleyiş ve ritim özelliklerinden beslenir. Serbest de yazsa şiiri klasik türk şiirinden izler taşır. Şiirlerini elleriyle tartarak, ahengi ve sesleri ölçerek yazmıştır. Asla basit bir Mayakovski özentisi olmamıştır Nazım Hikmet.
    Çıkıyor kayık
    iniyor Kayık
    Devrilen bir atın sırtından inip
    Şahlanan bir ata biniyor kayık dizelerindeki ritim dikkat çekicidir.
    1 ...
  31. 260.
  32. başarılı şiirlerinin yanında çapkınlığıyla bilinen ünlü türk sanatçısı.
    1 ...
  33. 261.
  34. OTOBiYOGRAFisi

    1902'de doğdum
    doğduğum şehre dönmedim bir daha
    geriye dönmeyi sevmem
    üçyaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
    on dokuzumda Moskova'da komünist üniversite öğrenciliği
    kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
    ve on dördümden beri şairlik ederim

    kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
    ben ayrılıkların
    kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
    ben hasretlerin
    hapislerde de yattım büyük otellerde de
    açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
    otuzumda asılmamı istediler
    kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
    verdiler de

    otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
    elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Pırağ'dan Havana'ya

    Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'te
    961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır

    partimden koparmağa yeltendiler beni
    sökmedi
    yıkılan putların altında da ezilmedim

    951'de bir denizde gençbir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
    52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü

    sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
    şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
    aldattım kadınlarımı
    konuşmadım arkasından dostlarımın
    içtim ama akşamcı olmadım
    hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana

    başkasının hesabına utandım yalan söyledim
    yalan söyledim başkasını üzmemek için
    ama durup dururken de yalan söyledim

    bindim tirene uçağa otomobile
    çoğunluk binemiyor
    operaya gittim
    çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
    çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
    camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
    ama kahve falıma baktırdığım oldu

    yazılarım otuz kırk dilde basılır
    Türkiye'mde Türkçemle yasak

    kansere yakalanmadım daha
    yakalanmam da şart değil
    başbakan filan olacağım yok
    meraklısı da değilim bu işin
    bir de harbe girmedim
    sığınaklara da inmedim gece yarıları
    yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
    ama sevdalandım altmışıma yakın

    sözün kısası yoldaşlar
    bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
    insanca yaşadım diyebilirim

    ve daha ne kadar yaşarım
    başımdan neler geçer daha
    kim bilir.

    Bu otobiyografi 1961 yılı 11 Eylülünde
    Doğu Berlin'de yazıldı.
    4 ...
  35. 262.
  36. istiklal Savaşını en iyi anlatan kişidir * ancak ne acıdır ki vatan haini yaftası yapıştırılmıştır. Şimdi ise bazı mühim siyasetçilerimiz tarafından şiirleri okunmakta mezarı ziyaret edilmektedir ama o hala 'vatan hainliğine' devam etmektedir.
    3 ...
  37. 263.
  38. sen esirliğim ve hürriyetimsin,
    çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
    sen memleketimsin.

    Sen ela gözlerinde yeşil hareler,
    sen büyük, güzel ve muzaffer
    ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...

    rahmetlidendi...
    2 ...
  39. 264.
  40. bulmacaların gözdesi. sağdan sola 2; nazım hikmet'in soy adı.
    1 ...
  41. 265.
  42. onuruyla toprağa karışan ve fikirleriyle ebedi olan her şeyden önce insan, sonrasında seven, aşık, yazar, komunist...
    4 ...
  43. 266.
  44. 267.
  45. cahil cühela takımının eserlerini bir kere okumadan -mış, -miş ekleriyle kurulu cümlelerden öğrendiği, bok atması inanılmaz hafifliğe sebebiyet veren efsanevi türk şairi. şimdiki birçok çete suçlusunun hapse dahi atılamadığı, girenlerin lüks içinde yaşadığını unutan kıvrak zekaya sahip insansılar bu adamın bir komünist olduğunu ve dönemin komünist ülkesinin rusya olduğunu, ülkesinde ölümle tehdit edilen komünist bir kişinin gidebileceği en mantıklı yer olarak rusyayı uygun görmesinden daha mantıklı bir şey olamayacağını görmezden gelirler. memleket hasretiyle yanan ve ülkesinin iyiliği için komünizm isteyen bir şairdir. ve en önemlisi herkesin anlayamayabileceği bir şairdir.
    (bkz: komünizm)
    (bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
    (bkz: az bilmenin tehlikesi)
    (bkz: ilk vahiy)
    1 ...
  46. 268.
© 2025 uludağ sözlük