bugün

memleket ve atatürk ile bağdaştırılmaya çalışılan bir hainin gerçeklerini sıralayan maddeler bütünüdür.

1- nazım hikmet ülkenin en darda olduğu, savaş mücadelesinin sürdüğü yıllarda askeri okul mezunu olmasına rağmen rusya ya kaçmıştır. 1920 de korkudan rusya ya kaçan nazım her şey bitene kadar dönmemiştir.

2- nazım hikmet; dönünce ilk işi atatürk e hakaret içerikli şiirler yazmak olmuştur.

3- nazım hikmet; atatürk ün emriyle tam 10 kere mahkemeye sevk edilmiştir.ilk davalarında 15 yıl hapis cezası almış 1928 af kanunundan faydalanmıştır. diğer davalardan idam alacağını anlamış atatürk e mektup yazarak özür dilemiştir ve o günden sonra atatürk e methiyeler düzmeye başlamıştır.

4- atatürk ün vefatıyla gerçek kimliğine bürünmüş 12 yıl hapis yatmanın tecrübesiyle bir süre suskun kaldıktan sonra chp hakkında ağır yazılar yazmış ve 28 yıl ağırlaştırılmış ceza almıştır.

5- iktidara adnan menderes in gelmesiyle af edilmiş ama asker kaçağı olduğu için beni bu yaşta ya askere alırlarsa deyip yine yurt dışına kaçmıştır. bunun üzerine 1951 de vatandaşlıktan çıkarılmıştır.

6- rus vatandaşlığına geçebilmek için stalin e övgü dolu şiirler ve mektuplar yazmıştır. nazım ın aslen polonya kökenli bir yahudi olması stalin de kararsızlık yaratmıştır. nazım ı asıl memeleketi olan polonya ya yönlendirmiş ve nazım aslında olduğu gibi polonyalı olarak vefat etmiştir.

7- vakti zamanında polonyalı yahudilerin osmanlı ordusu içine sokulması planı ile konstantin borzecki adındaki nazım ın dedesi yani osmanlı ismiyle mustafa celaleddin paşa ve ludwig karl frederich yani osmanlı ismiyle mehmet ali paşa nın torunudur.

8- nazım aşktan bahseder değil mi? peki bu nazım hapishaneden bile kaç kadını aynı anda idare etmiştir. kaç evli ve çocuklu kadının peşinde koşmuştur. onun için ömrünü feda eden kadını nasıl orta yerde bırakıp 2 gün önce tanıdığı kadının peşinden gitmiştir.


bir daha da çıkıp kimse nazım ile memleket muhabbetini bir araya getirmesin adamın bahsettiği memleket bu memleket değil. hele ki atatürkçülükten dem vuranalrın mustafa kemal in hakkında idam emri verdiği, 10 kere yargılayıp yıllarca hapis yatırdığı adamı bir tutmasın.

edit: aynı nazım gibi fırıldakların olduğunu gösteren durumdur. adama özelden diyorum gel bu akit lafını yüzüme söyle adam anında bu nazım gibi kıvırıyor ben size demedim efendim blabla.
bir ak itten öğrenilmeyecek gerçeklerdir en azından.
görsel
bu görsel de yeterince açıklayıcı aslında.
Ellerine sağlık andam.
Nazım hikmet hakkında ben de bir kaç tane gerçek dizeyim tam olsun:
ilk evliliğinden boşandıktan sonra, ikinci evliliğini Piraye diye, iki tane çocuğu olan bir kadınla yaptı, kadın 13 sene boyunca bunun kahrını çektikten sonra, dışarı çıkınca boşadı.
Dayısının kızı, ve evli olan Münevveri ayarttı, onunla evlendi, sonra Moskova'ya kaçtıktan sonra bir tane rus karısı aldı. Münevver bunu görmeye taa Varşova'ya gitti, bir baktı ki bir Rus karı almış. rezilliğe gel.

Nazım hikmet, kendinden ve kendi sikinin keyfinden başka hiç bir şeyi düşünmeyen, bencil, şerefsiz kadın avcısının biridir.
Romantize edilecek hiç bir yanı da yoktur.
Nazım hikmet dürüst değildir: nitekim hayatında hiç bir dürüst işle uğraşmamıştır. Stalin'in her türlü pisliğinden haberdar olduğu halde, ona şiirler yazarak gözüne girmeye çalışacak kadar alçak, belki de ölüme gideceklerini bile bile, Türk askerine Kore savaşında kuzey kore ordusuna teslim olmayı bir şiirde salık verecek kadar yalancı bir şerefsizdir.

Nazım hikmet namuslu değildir: Başka adamların karılarına göz dikip, onları ayartıp, ardından sap gibi ortada bırakan, ahlaksızın tekidir.
Hayatında beş kuruş nafaka verdiyse ben de neyim.

Nazım hikmet emekçinin yanında değildir: hayatında hiç bir zaman çalışmamış, paşa soylu, askeri okul okuyan sırtı pek, iki kalem oynatmak sureti ile hayatını beleşten sağlayan herifin biridir. Emekçinin adına şu ana dek yaptığı bir olayı yoktur.

Aşkın sevdanın kıymetini bilmez: bilseydi, 13 sene boyunca hapisteyken onun kahrını çeken kadına ihanet etmezdi.

Kimseye zerre kadar yararı dokunmamıştır: kendinden başka.

okumamış, düşünmemiş, ama yazmıştır: devamlı olarak marx'ın, lenin'in safsatalarından feyz alarak yazmıştır.

kendisi yanmamıştır: ama başkalarını yakmıştır kendi yerine.

ihaneti bellidir. Kendi ülkesini yok edip, sosyalist/komünist düzen getirdikten sonra da o düzende ağa gibi yaşama hayalleri içinde yüzmüştür. Kendi memleketini Rusya'ya şikayet etmiş, Rusya'da iken Türkiye aleyhinde eylemlerde bulunmuştur.
Polonya'ya gitmiş, ismini değiştirmiş, dedesinin aldığı Müslüman ismini atıp, eski ismine geri dönmüştür. O denli de Türklüğe düşman, islam'a düşmandır.
Cehennemde yansın inşa'allah.
iyi derlenmiş. işin garibi bunu en çokta kemalistler sever. abi bu kemalistler hakkaten neyi sevdiğini falan biliyosa şu elimdeki telefonu götüme sokacam. okadar buyuk konusuyorum.
Sabahattin Ali'nin kendisi başkalarının mahkeme salonlarında ve tabutluklarda sürünmesine yol açmış biri olarak, adının burada anılması gerçekten çok, çok garip.
Amerikan mandasından da bahseden yok, işi başka yerlere çekmekle bu adamın vatan hainliğini kimse hafifletemez.
Kuvay-ı Milliyet destanı yazmışmış. Elbette, aynı zamanda bir şiiri ile Türk askerini teslim olmaya çağırmıştı.
Aynı zamanda kıbrıs davasında enosis'i desteklediğini de gayet iyi bilmekteyiz.
nazım hikmetin özü çürüktür. Bu çürüklük kendini her yerde göstermektedir.
Nazım hikmet yukarıda saydıklarımızdan daha da fazlasıdır. Nazım hikmet bir sahte puttur.
biz de putları yıkanlardanız.
Kadın meraklısı komunist.
insanlar putlarını kendi istekleri ve arzuları dolayısında şekillendirirler.
Nazım hikmet'i de haksızlığa uğramış, zavallı, hayatı zorluklar içinde geçmiş, aşk adamı, efendime söyleyeyim, vatanını özleyen bir gariban diye yutturdular millete yıllardır. şiirlerinden dem vurdular, büyük bir şair olduğunu öne sürdüler.
Kendisine vatan haini diyenlerden daha vatansever olmasıdır.
Azcık okusanız cektiği vatan hasretini göreceksiniz amma...
gençliğinde mhp sempatizanıymış rahmetli. WWI sonrası istanbul sokaklarında belgesel çeken ingiliz George Winston'un kamerasına yakalan bir görüntü, ki yayınladı geçtiğimiz günlerde, bunu kanıtlar nitelikte. Nazım hikmet, kağıthane ülkü ocağının açılışında kurt yapıp ülkücü yemini okurken iki saniyeliğine görüntüye girip çıkıyor. Videoyu bulamadım. Komünistler yayınını engelliyor olabilir. Bulan olursa lütfen yeşillendirsin.

Rahmetli Türkeş, mhp kongresinde nazım'ın şiirini okumasının altında yatan nedenlerden biri de budur.

Biz sadece gerçekleri yazarız. Çünkü bizim zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok yoldaşlar, Atinalılar!
adam ölmüş halen cok cok. iyi bilsek ne, kötü bilsek ne? kime zarar, kime fayda?
gominist şiirler satın alıp kendisini everen, necipi dövüp hem gülhanedeki ağaca hem camiye işeyen su değirmenleriyle savaşan aklı çok başında devinim bir dilimdir ne yazık ki acıdır. gerçek bildirdi.
evet, biz zaten boşu boşuna yazdık burada. bizim ortaya koyduğumuz argümanlara cevap vermeye bile tenezzül etmeden, direk boş defansa yatanlar, şu vakte kadar nazım hikmetin ne hikmetini görmüşler de adamı sorgusuz sualsiz savunuyorlar?
Ya ideolojik olarak onunla aynı saftalar, ya da çok saflar.
durum zaten ilki ise, en yakın zamanda onunla aynı kara toprağa girmelerini umuyorum.
ikincisi ise, zaten varlığı ile yokluğu bir bizim için.
“...Kıbrıs’ın anası Yunanistan ile birleşmesini engellemeyiniz. Böylece Kıbrıs savaş kundakçılarının zırhlısı haline gelmekten kurtulacaktır. işte o zaman Ada üzerinde yaşayan Türk ve Yunan Kıbrıslılar mutlu olacaklardır...”

demiştir.
Özel hayatını geçtim. Kıbrıs davasını bile baltalamaya çalışmıştır.
devlet mevlet muhabbetleri ile hala öne sürülen argümanları göz ardı edenleri göstermiştir.
cevap vermeye yemiyor tabii. bahane uyduruyorlar, ama tescilli vatan hainliği kolay bir şekilde üzeri örtülebilecek bir şey değildir.
nazım'a "kadın düşkünü" diyen pezevenkler önce kendi dinlerince masumlaştırmaya çalıştıkları dört kadının hesabını versin.nazım her şair gibi aşka aşıktır, kişiye değil.kuva-i milliye destanı, kore savaşı için yazdığı ve bugün dahi "askerlikten soğutan şiir" olarak bilinen asker kaçakları, ve daha nice şiirini bilmeden ya da anlamadan konuşanların iftiraları boştur.