yıl 93 falan olması lazım. bu demokrat görünümlü müslüman teyze akşam gazetesinin sahibidir. o yıllarda gazetelerin kuponlar ile birşeyler vererek, rekabet edip yarıştığı yıllar.. kimisi buzdolabı kimiside çamaşı makinası veriyordu..
bu ablamızda o muhabbete gazetesi olan akşamdan promosyon olarak televizyon vereceğini duyurur.. bizimkiler küçük bir hesap yapar. bakarlar çok karlı geliyor. tamam derler bu kupon işine girelim.. banada derler ki '' oğlum bu televizyon senin olacak, odana kuracağız. istediğin gibi atari oyna'' o zamanlarda ıpone gibi birşey evde birden fazla televizyon olması, özelliklede odanda.. şaban filmleri izlemek bile müthiş, ya da '' parliament gece sineması ''nı gece yarılarına kadar izleyebilmek.. '' 90' larda çocuk olmak '' muhabbetine yazılmış entry ya da yazılardan yararlanabilirsiniz. ben konuyu dağıtmayayım..
neyse efendim kuponlar biriktirilir, ay sonunda yaysata gidilir.. o uzun kuyruk beklendikten sonra elimizdeki karne gibi şeye kupon görülmüştür damgası vurulurdu.. annemle birlikte giderdik sabahın köründe uzun uzun bekledikten sonra, işimizi hallederdik..
ilkokul yıllarımdı o yıllar, çok iyi hatırlıyorum bu teyzemizin gazetesi ilk başlarda uygun bir fiyatta iken, güzel bir zam yaptılar.. sonra televizyonun markası değişti.. daha ucuz birşey oldu.. o zamanlarda böyle '' internet'' , '' sözlük'' , '' twitter'' gibi sosyal medya aletleri olmadığından kimse sesini duyuramadı.. sineye çekelim dedik. yarısına geldik artık tamamlayalım şu kuponları.. ben demedim tabi evdekiler dedi..
neyse efendim kuponlar bitti bir haber duyduk televizyonlar dağılmıyormuş.. gittik sorduk yaysata, dediler. '' doğrudur''
bizim peder bir yerlerden duymuş heralde, demişler izmir' de ki yaysat' ta tv dağıtıyorlarmış.. bizim peder ertesi gün otobüse atlayıp gitti, orada sormuş soruşturmuş. '' yok demişler abi o iş yalan oldu'' cümlesini duyan peder güzel bir küfür savurup, elindeki kuponları ve karneyi yırtarak körfeze sallamış..
bu teyze çocukluğumda böyle bir imaj bıraktı, şimdi bu teyze gazetelere televizyonlara çıkıp bana aydın diye takdim ediliyor.. nerden başlıyayım sövmeye şimdi;
* annemle o uzun kuyruklarda sabahın köründe beklediğimiz için mi?
* gazetesine yapmış olduğu zam ile, üç kuruşluk maaş ile geçinen memur olan babamın bütçesini sarstığı için mi?
* bana ait bir televizyon umudunu hayal kırıklığına uğrattığı için mi?
inşallah biryerlerinden çıkar teyzeciğim ne diyeyim ki? yaradana havale ettik seni..
bu ablanın savunduğu görüş ne olursa olsun hastalıklı iğrenç bir görüş olduğu kanaatindeyim kimsede bu tabumu yıkamaz..
geçirdiği operasyon ve botokslarla hepten çöküşe girmiş hacı annne.
şu anda cnntürk kanalında bim poşeti gibi buruş buruş gıdısı, yuvalarından dışarı uğramış gözleri ve yanaklardaki ekstra gerginlikten kalemle çizilmiş gibi duran dudaklarıyla çok korkunç gözüküyor. burnu ise işlevsel mi emin değilim.
ecnebilerin halloween bayramında şu haliyle sokaklarda gezse en az 10 veleti korkudan altına sıçırtabilir.
eski darbesever yeni darbesavarlardan bir hanım. bu hanım son programda deprem bile gölcük'ü vurdu diyerek bir freud sürçmesine imza atmış. ne diyeyim allah ıslah etsin diyeceğim ama neyse.
ekleme: dervişin fikri neyse zikri de odur.
kendisi yelkendir. Ruzgar bekler. ruzgarin nereden estigi, nereye gittigi onemli degildir. muhim olan ruzgari arkasina almasidir.
yillardir, neyi savundugunu, neyi amacladigini anlayamamisimdir. her devrin insanidir. bugun asker yonetime el koysa alkislar, 12 eylul'de yaptigi gibi "merhaba asker" diye yazi yazar.
yaklaşık 5 saat önce twitter'dan, birine öyle bir ayar vermiştir ki... püüühh akıllara zarar. eğer o lafı bana söyleseydi, adımı soyadımı değiştirir yurt dışına kaçar, izimi kaybettirirdim.
Kendisini bulamayan gazeteci. Kim iyiyse onun peşine gidiyor savunduğu şeyleri gün gelince 180 derece çevirip karşımıza sunabiliyor. Kendine 'ben kimim?' diye bir sormaya kalksa tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlayacak ama onda o yürek yok mağlesef.
tv de çıkınca kanal değiştidiğim şahıs. Kendisi karşısında ki ne derse desin kendi bildiğini söyleyen, söz kesen, bağırark üste çıkan, dönemin adamı olarak adlandırabileceğimiz kişidir.