Nazlı Ilıcak kimdir? Nazlı Ilıcak, Uğur Mumcu'nun kendisine: "YUNANLILAR iZMiRi ' iŞGAL ETTiĞi ZAMAN SiZiN DEDENiZiN HÜKÜMET KONAĞINDAN TÜRK BAYRAĞINI iNDiREN YUNANLI SUBAYIN YANINDA NE iŞi VARDI...?" diye sorduğu, ancak cevap alamadığı yazardır.
Hangi Hükümet başa geldiyse onun bayraktarlığını yapmıştır.
Yıllar önce Uğur Mumcu'nun: "Yunanlılar izmir'i işgal ettiği zaman sizin dedenizin Hükümet Konağından Türk Bayrağını indiren Yunanlı Subayın yanında ne işi vardı?" sorusuna maruz kalan ama cevaplayamayan sözde gazeteci
ömrü boyunca yalakalık yaparak o pis boğazını rahatça dolduran kişilerden biridir hatta en başını bu hanım çeker. hani vardırya her sınıfta mal olup, öğretmen yalakalığı sayesinde iyi notlar alan öğrenciler işte bu hanım da onların ablasıdır.
sivas katliamının nedeninin aziz nesin'in tahrikleri olduğunu belirtmiş. canım benim.
--spoiler--
"Dine hakaret etmek zaten ceza kanunumuzda da suç sayılmaktadır" diyen Ilıcak, Aziz Nesin'in sözlerinin suç olduğunu vurguladıktan sonra "ama tabii bunun karşılığı da bu olmalıdır şeklinde anlaşılmak istemem..." dedi.
--spoiler--
canım benim yaa ne güzel konuşmuş. yıllardır söylenmeyeni söylemiş, elden giden dinimizi kurtarmış, bize yeniden müslüman olduğumuzu hatırlatmış. iyi de bitanem tamam dine hakaret etmek suç, peki adam yakmak? içeride insanlar yanarken sevinç çığlıkları atmak? yangını söndürmemek? olan biteni sadece izlemek? müdahale etmemek? asıl sorumluları saklamak? olayın üstünü örtmeye çalışmak? gündemden düşürmek? 20 sene sonra bile ceza verememek? vatana millete hayırlı olsun demek? hala utanmadan arlanmadan aziz nesin'i sorumlu tutmak?
ben bu açıklamalardan sonra nazlı ılıcak'a küfretsem, bıçaklasam veya öldürsem ve beni tahrik etti desem haklı olacağım yani. bana da zaman aşımı uygularlar mı acaba? en azından küfrederim lan.
sağ frame de ismini görünce "yoksa öldü mü bu ?" diye düşündürmüştür bir an fakat ölmemiş neyse ki...
dilerim yıllarca hiç ölmez ve gün gelip iktidar değiştiğinde onun da nasıl değiştiğini, kimin arabasına binse onun türküsünü söyleyen biri olduğunu sözlükteki ergenler bizzat görürler.
tercüman gazetesi hanedanı'nın kraliçesi,
akp'nin saçları sarı boyalı din borazanı,
muhafazakar çevrelerin "hanımağası"
mafyatik oyuncukların "ağır ablası",
iş kadınları adı altında kapitalizme cilveler yapan dişi paraseverlerin havalı nerimanıdır.
sıkı cemaat, aydın doğan, ertuğrul özkök avukatlığından sonra mehmet haberal ın avukatlığına soyunmuş yazar. bunların ortak noktası ne acaba diye düşünüyor insan.
sabah gazetesi yazarı nazlı ilıcak, 28 şubat'tan yargılanıp yargılanamayacağı tartışılan aydın doğan ve ertuğrul özkök'ü savunmasının ardından bu kez de mehmet haberal'ın avukatlığını üstlendi.
ilıcak, bülent ecevit'in uzun süre koruma müdürlüğünü yapan ve ardından da dsp'den milletvekili olan recai birgün'ün mahkemede mehmet haberal hakkında ortaya attığı iddiaları yalanlamaya çalıştığı yazısında, satır aralarına ustaca yerleştirdiği ifadelerle haberal'ı savundu.
"haberal'ın ecevit hakkında "i̇ş yapamaz" raporu vererek, onu, görevden uzaklaştırmayı planladığı" iddiasının üzerine gitmek yerine, bu ddiayı çürütme yolunu seçen ilıcak, "ecevit, bu dönemde aslında hastaydı. hem fiziki, hem de akli melekelerinde zayıflama vardı. bu hale hastanedeki yanlış tedaviden düştüğü söylenemez.. bir suçlama elbette sadece duyumla olmaz. bununla beraber, o dönem yaşananlar, birilerinin ecevit'ten kurtulmak istediği iddiasına ciddiyet kazandırıyor. bu işlerde haberal'ın payı var mı, yok mu bilmek mümkün değil. ama bazı askerlerin devrede olduğu muhakkak." diyerek ihaleyi askerin üzerine bıraktı.
ilıcak yazısının sonunda ise "bütün bunların arkasında ergenekon ve onun elemanı haberal var" diyemeyiz. ecevit'in o hasta halinde ülkeyi yönetmeye kalkışması ve tabii ki iyi yönetememesi, ekonomik krizin derinleşmesi, dsp hükümetini ikame edecek yeni bir siyasi oluşum arayışına start vermiş olabilir." diyerek, hem haberal'ı kendince aklamaya, hem de o dönem yaşananları meşrulaştırmaya çalıştı.
aydın doğan ve ertuğrul özkök'ü savunması nedeniyle tepkileri üzerine çeken ilıcak'ın, savunduğu kişiler arasına haberal'ı da eklemesine kamuoyunun nasıl bir tepki vereceği şimdiden merak konusu oldu.