cezaevinde boş durmayıp dergi ve gazetelere makaleler yazarak evine para göndermiştir, ayrıca dayısı kızına bursa cezaevinde yattığı yıllarda evli olduğu halde aşık olmuş karısını terketmiş ancak uğruna karısını terkettiği kişi sonra kendisini terketmiştir..
bursa cezaevinde yatarken nazım, namus cinayeti işlemiş bir köylüyle tanışır, dost olur. öylesine etkiler ki bu adamı - nazım'dan etkilenmemek mümkünse şayet- ressam olur ibrahim balaban. resim yapmayı nazım'dan öğrenir damda.
saksılarda hala tek tük karanfil bulunsa da
ovada güz nadasları yapıldı çoktan
tohum saçılıyor.
ve zeytinler devşirilmekte.
bir yandan kışa girilmekte,
bir yandan bahar fidelerine yer açılıyor.
bense hasretinle dolu
ve büyük yolculukların sabırsızlığıyla yüklü
yatıyorum demirli bir şilep gibi bursa da.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga,ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben
Bahtiyarım