AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR
Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için
kitaba doymak için
hürriyete doymak için.
Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
yürüyor ayakları kan içinde.
Açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.
Açlık ordusu yürüyor
şehirleri omuzlarında taşıyıp
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
fabrika bacalarını
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.
Açlık ordusu yürüyor
ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.
Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
yürüyor ayakları kan içinde.
Usta kalem,
memleket hasreti ile yitirdi ömrünü.
Ruhu şad olsun.
VERA iÇiN
Bir ağaç var içimde
fidesini getirmişim güneşten.
Salınır yaprakları ateş balıkları gibi
yemişleri kuşlar gibi ötüşür.
Yolcular füzelerden
çoktan indi içimdeki yıldıza.
Düşümde işittiğim dille konuşuyorlar,
komuta, böbürlenme, yalvarıp yakarma yok.
içimde ak bir yol var.
Karıncalar buğday taneleriyle
bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer
ama yasak, geçemez cenaze arabası.
içimde mis kokulu
kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş,
çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil...
memleketin yetiştirdiği en büyük şair. 2002 yılına doğumunun yüzüncü senesi olması sebebiyle adı verilen adam. düşüncelerinden dolayı hapislerde yatmış vatandaşlıktan çıkarılmış yurtsever. bi bok bilmeyen gerzekler tarafından vatan haini ilan edilen büyük insan.
şairliğide, karakteride kötü bir insan. necip fazıl'a ayakçı diyenler bu kaçkının kimin ayağını yalamakla kalmayıp tükürüğü ile yıkadığına bakmalılar. necip fazıl'a bohem hayatı yaşadı diyenler bu adamın bira masalarında nasıl takıldığına baksınlar. zaten siyasi görüşüde bu ülkede asla makes bulamayacak.
ayrıca ''kendisinden olmayanları akp dışlıyor'' diyenlerde baksınlar bence, nazım'ı vatandaşlığa tekrar aldıran ve iade'i itibar yapan hükümet kimdir? tabii hükümet yobaz ve diktatör size göre.
nazım da necip fazıl da bu toprakların şairleridirler. en iyi şairleridirler. kötü olan o insanları dışlayan yönetim ve diktörler olmuştur. biz sizi unutmadık çocuklar...
güzel saçlı güzel adamdır. baris manco cem karaca michael jackson cuneyt arkin kemal sunal gibi oturup bi cay icip tatli sohbet etmeyi merak ettigim bi insandir. duygu yüklü bir buluttur ve yağmasıni basarmistir.
adını ne zaman görsem lisedeki arkadaşım nazımı aklıma getiren şair. matematikçimiz vardı sürekli buna ''okuz nazım okuz'' derdi. öküz demez okuz derdi şiveli.
Birçok kadına aşık olmuş, bir çok şiirler dizmiş önlerine ancak sadık kaldığı tek aşkı vatanıydı sanırım çapkın kominist şairin.
Davayı, nasıl arkasında durulacağını düşüncenin, aşık olmayı öğreten üstaddır kendisi.
neden öldün nâzım? senin türkülerinden yoksun
ne yapacağız şimdi?
senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar
bulabilecek miyiz bir daha?
senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun
ne yapacağız?
bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı,
ateşle suyun birleştiği
gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?
kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler
kazandırdın bana
denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları
bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar
düşerlerdi orada, uzakta.
yaşarken kendine seçtiğin
ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa.
sana şili'nin kış krizantemlerinden bir demet
sunuyorum
ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan
halkların kavgasını ve kavgamı benim
ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...
kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da
yalnızım sensiz.
senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen
yüzünden yoksun
dostluğumuzdan, bana ekmek olan,
rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan
zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle
kuyu gibi kapkara zindanlardan
canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları
ellerinde izi vardı eziyetlerin
hınç oklarını aradım gözlerinde
oysa sen parıldayan bir yürekle geldin
yaralar ve ışıklar içinde.
şimdi ben ne yapayım? nasıl tanımlanır
senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya
nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,
senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?
teşekkürler, böyle olduğun için!
teşekkürler o ateş için
türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.